Mustafa Karaalioğlu
Bir dizi sansasyonel, gergin ve acılı olayın içinden geçiyoruz. Geçiyoruz ama bitmiyor çünkü yaşananlar yanlışlardan beslenen uzun bir zincirin halkalarıdır. Bazen ekonomik krizin yeni bir belirtisi, bazen hukuk alanında yeni bir ihlal, bazen de orman yangınları gibi gelmesi kaçınılmaz bir afete tedbirsiz yakalanmak gibi.
Ve arada sayısız, tartışmalı ve gerilim üreten politik açıklama ve hepsini kuşatan gerilim tabakası…
İşlerin yolunda gitmediği, iktidarın olup bitenleri sevk ve idare etmekte yetersiz kalmak şöyle durun, bazen yöntem geliştiremediği sır değildir. Şimdi galiba yeni bir safhaya geçiyoruz. İcraat eksikliğinin görülüp anlaşılmasını, iyice hissedilmesini amaçlayan bir iletişim sergileniyor. Vaka ne olursa olsun, kim ne derse desin aynı plağın çalındığı bir safhadayız.
Orman yangınları konusundaki tedbirsizlik ve sonrasında yapılan yanlışlar ortadayken suçu başta muhalefet olmak üzere olmadık yerlere atmak gibi.
Ülkesi için dertlenen, ormanları korumak için çaba gösteren ve hükümetin anlaşılmaz bir gururla ihmal ettiği küresel yardım için çağrı yapanları soruşturma konusu yapmak gibi.
Suçu muhalefet belediyelerine atarken aynı belediyeleri koordinasyona dahil etmemek gibi…
Güçlü devlet tafrası eşliğinde devletin bizzat devlet tarafından güçsüz ve aciz bırakıldığı yanlışları bir hafta içinde yaşadık, gördük. Gayet tabii, açıkta yaşanan bir krizi böyle yöneten ve ülkenin doğal kaynaklarını göz önünde kaybeden iktidarın başka krizleri nasıl yönettiği ve neleri kaybettirdiği sorusu daha sarsıcı şekilde akla geliyor. Cumhurbaşkanı’nın talimatı olmadan tek bir adımın atılmadığı düzende; orman yangınıyla mücadele gibi nispeten bildiğimiz alanda tecrübe böyle kapı dışarı edilirken diğer alanlarda neler oluyor sorusu daha da can yakıyor.
Her krizi siyasi gerilimle, dış güçlerle, karanlık odaklarla açıklamak, medyayı, sanatçıları, muhalefeti itham ederek yönetmek artık deşifre olmuş bir yöntemdir. Yangınla mücadeleyi yönetmek için bugünler için tedarik ettiğiniz uçağınız, helikopteriniz, teçhizatınız ve ekibiniz olmalıdır. Yangının çapına ve hızına göre kurumlar arası koordinasyon planı hazırlanmalıdır. Bütün bunları ihmal ettikten sonra olay büyüdükçe, her sabah yeni bir fikirle mücadele etmeye kalkarsanız da sonuç felaket olur.
Ekonomik krizi yönetmenin yolu da aynıdır. Politikalarınız, enstrümanlarınız, ekibiniz ve küresel imkanlara dair bilginiz olmak zorundadır. Bunları ıskalayıp dış güçler edebiyatı yaparsanız kriz kaçınılmazdır. En nihayet işsizlik, kur, yüksek faiz, enflasyon ve eksideki rezerv rakamlarıyla yaşadığımız budur.
Kendisini sürekli tekrarlayan ve her defasında kaybettiren yöntemin terk edilmemesinin sebebi ise artık başka yol bilinmemesidir. İşleri hamasetle, sloganla yapmaktan ve bir düşman bulup suçu karanlığa yüklemekten başka yöntem kalmamıştır. Sebebi de açıktır; elden gelen başka şey yoktur.
Olayları ve krizleri gerçekçi şekilde analiz etmek yerine önce ve sonra siyasi faydaya göre ele almanın kaçınılmaz sonucu ülkenin kaybetmesidir. Yani, ekonomisini krizden kurtulamaması, ormanlarını yanması, şehirlerinin betonlaşmasıdır. Yanlış bir formül, denk geldiği her problemi daha da içinden çıkılamaz hale getiriyor. Türkiye’nin zaten mükemmel olmayan bilgi, tecrübe ve kurumsal kapasitesinin günden güne erimesi, her yeni sınavı kolaylıkla kaybetmesi bu yüzden asla tesadüf yahut talihsizlik değildir.
Doğru olanı yapmayı ve tecrübeden yararlanmayı siyasi faydaya feda eden anlayış derinleştikçe, her kriz öncekinden büyük kayıp yaşatacaktır. Ekonomide, diplomaside, hukukta, asayişte dizi film gibi izlediğimiz şey bu anlayışın ürünüdür.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025
16.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025