Namık ÇINAR
Seçimi kaybetmişti.
Hükümranlığı yara almış, henüz yolun başında olan işleri tehlikeye girmişti.
Bunu kabul edemezdi.
Gücüne darbe vurarak meşruiyetini sorgulayabilecek bu durumdan kurtulmak için derhal yeni bir seçim yaptırmalı; bu kâbusu bütün sonuçlarıyla birlikte yok ederek eski hâle getirmeliydi.
Bunun için de, kaybettiği oyları tekrar geri kazanmalıydı.
Ama nasıl?
İlkin siyasetin zamanını Dali’nin tablolarındaki gibi yumuşatmış, çiçeği burnunda yeni Meclis başta olmak üzere, Hükümet dâhil bütün devlet kurumlarını eriterek önemsizleştirmişti.
Onlar da zaten tüm aymazlıklarıyla, henüz idrarları bile Meclis tuvaletinin rögarlarına ulaşamadan tatile çıkmışlardı.
Her konuşmasında toplumu erken seçime alıştırıp hazırladığı hâlde, kimi aklı evvel muhalifler koalisyon rüyaları görmekteydiler.
Neyse ki başlangıçta kendisi de havaya girer gibi olan Davutoğlu nihayet meseleyi çakmış, onları bir güzel oyalamakla görevli olduğunun bilincine varmıştı.
Şimdi artık kamuoyuna kısa zamanda kanaatlerini değiştirtecek bir şok vermesi lâzımdı.
Bu da ancak bir “savaş”tı.
Hiçbir vakit savaşa karşı değildi elbet. Lâkin Türkiye’yi avucuna aldığından beri Amerikalılardan farklı bir Ortadoğu düşlediği de ortadaydı.
Batı’yı sevmiyor, seksen yıllık yakınlaşmaların izlerini de silmeye çalışıyordu.
AB’yi neredeyse unutturmuştu.
Kongre karşısında zavallı gördüğü Obama’yı küçümsüyor, Putin’e yanaşıyor, hattâ Çin’den füze bile almaya kalkıyordu.
Hedefi, “Türk tipi Başkanlık” dediği bir sultanlıkla, Ortadoğu’ya “Sünni İslâm Halifesi” olmaktı.
Siz bunu matrak bulabilirsiniz, fakat o buna inanıyordu.
İşte bu yüzden, Batı’nın Ortadoğu’daki güvenilir bir müttefiki olmaktan epeyi önce çıkmıştı.
Ne ki, tam da yeniden güç kazanmak için gireceği bir savaşı, dünyadaki yalnızlığını da görerek, tek başına götüremeyeceğini anladı.
İşte tam bu noktada, kendi dramının, ülkenin de trajedisinin başlayacağı bir makas değiştirme olayı gerçekleşmiştir.
Bu gelişme, Amerikalılarla yapılan rutin bir ittifak anlaşması değildir.
Zamanında bu mümkündü; İncirlik daha başlangıçta harbe dahi girmeden iyi bir anlaşmayla devreye sokulabilir, bugün artık kalbur gibi olmuş güney sınırımızdaki sıkıntıları ve Suriye’deki gelişmeleri şimdiki boyutlarıyla yaşamıyor olabilirdik.
Askerler bunları mutlaka öngörmüşlerdir.
Ama o askerliğini kantin subayı olarak yaptığından, Başkomutanlık Karargâhı olan Genelkurmaya itibarı değil de, meselelere şirket defteri tutar gibi bakmanın yanı sıra, etrafına topladığı birkaç kifayetsiz muhteris ile, Suud ve Katarlı Arap dostlarının dolduruşuyla hareket etmeyi ölçü aldı.
Aslına bakarsanız, Amerikalıların İncirlik’e pek öyle aman aman bir ihtiyaçları da yoktu.
Vuracakları IŞİD hedeflerini, biraz uzaktan da olsa, gene vuruyorlardı.
Bu onlara en fazla, daha çok benzine patlıyordu ki, zaten petrolün üstünde yüzüyorlardı.
Bu yeni durumun asıl önemi, onun kendisini Amerika’ya tesliminde yatmaktadır.
Bu çok farklı bir gelişmedir.
İktidarını yeniden sağlamlaştırmak için onlara sığınmak, onların denetimine girmeyi kabul etmekten doğmuştur.
Stratejik ortaklık değil, biattır. O nedenle aynı kapıya çıkmaz.
Bu tıpkı, onca atıp tutmadan sonra, IMF’nin kapısını çalmak gibi bir şeydir.
Koltuğunu kaybetmemek için Türkiye’nin kaybedeceği bir Ortadoğu savaşına cüret edecek kadar çıtasını yükseltmiş görünüyor.
Oysa Arap savaşlarının özelliği, girenin parçalanmadan çıkamadığı, yerini koruyan liderin de kalmadığıdır.
Şu andan itibaren Ortadoğu’da onun düşündüğü gibi bir Sünni İslâm liderliği, Sisi veya Esed düşmanlığı yahut İsrail karşıtlığı filan artık fasa fisodur.
Peki, sonunda kazanacak mıdır?
Eğer neft bataklığında buz revüsü yapılabileceğine akıl erdiriyorsanız, niçin bu da olmasın!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016