Orhan MİROĞLU
Sırrı Süreyya Önder, birkaç yıl önce tatlı bir hikaye anlatmıştı. Hikayenin onun rejisörlüğünde ve oyunculunda bir filme dönüşmesine, anlayabildiğim kadarıyla, Sırrı dostumuzun siyasi faaliyetleri engel oldu. Özeti şu diyeceğim, ama özetlenmesi ne mümkün, bu gerçek hikayenin her bir anı, insanı gülmekten öldürür! Hele anlatıcı Sırrı olursa.
İki uyanık Türkiyeli, Berlin duvarının dibine gider bir gecekondu kondururlar. Duvar yıkılır, ama onlar ille de gecekondum diye tuttururlar. Almanya mahkemelerine düşerler. Hiç alakaları olmamasına rağmen, o yıllarda Avrupalıların gözünde bayağı prestijli ve mağdur bir kimlik olduğu için ‘Kürt’ olduklarını bile kabul ederler!
Bütün mesele Berlin Duvarı’nın dibindeki gecekonduyu yıktırmamaktır!
Bizim Berlin Duvarı’nın dibinde, bu gecekondu sakinlerinden epey vardı, yıktırmayız diye yıllardır feryat figan, her yolu deniyorlar.
Berlin Duvarı’nın dibine iki gecekondu yapan bizim şu iki Alamancıdan hiç farkları yok!
Liberalken ulusalcı, ulusalcıyken cemaatçi, cemaatçiyken Kemalist, Kemalistken Kürtçü, filan oluveriyorlar!
Oysa duvar çöktü, ama bir türlü kabullenemiyorlar.
Berlin Duvarı 1989’da çöktüğünde Avrupa, kendi ‘Tuhaf Zamanlar’ını sona erdirmiş ve dünya bambaşka bir dünya olmuştu.
Ama maalesef, Berlin Duvarı’nın çöktüğü yıllar, Türkiye’nin kendi duvarını epeyce tahkim ettiği yıllar oldu.
Türkiye, değişimi ve kendi ‘Tuhaf Zamanlar’ından kurtulmayı bir başka bahara erteledi ve kendini daha sonra ‘düşük yoğunluklu’ diye tabir edilen, tarihi hala yazılamamış bir savaşın içinde buldu.
Şimdi muhasebe yapmak zamanı. Adaylar ve partiler bu muhasebeyi yapmalı.
CHP’liler Ekmeleddin Bey’i bir parka götürdüler seçim sırasında. Aksilikler filan derken Ekmeleddin Bey konuşma yapamayınca, dönüp etrafındakilere şöyle dedi:
- Beni buraya neden getirdiniz?
Seçim sonuçlarını bilerek yazmadım bu yazıyı, kim ne kadar oy almış bilmiyorum, ama bence sonuç ne olursa olsun Ekmeleddin Bey’in sorusu baki, belki bir değişiklikle:
- Beni neden aday yaptınız?
Sayın İhsanoğlu, siyasete devam etmek istiyorsa, bence onun yolunu aydınlatacak yegane soru budur, sormalı ve sorgulamalıdır..
Dedim ya sonuçları bilmiyorum, ama eğer bu ilk turda Başbakan Erdoğan kazanmışsa yeni balkon konuşmasında;
- Türkiye’nin temel çatışma alanlarının yarattığı haksızlıklara, hukuksuzluklara itibarsızlaştırmaya, kişilik katline dur diyecek.
- Türkiye’nin Berlin Duvarı’nın 12 yıldır ha çöktü ha çökecek olmasının kimilerinde yarattığı hayal kırılmalarını onaracak.
- İktidar kaybının yol açtığı, medeniyet kaybına ve Erdoğan nefreti gibi görülen, ama özünde demokrasi nefretinden başka bir şey olmayan nefretin iyileşmesine iyi gelecek.
- Kendisini belli başlı çatışma alanlarının bir tarafı gören yurttaşları birbiriyle karşılıklı helalleşmeye davet edecek.
- Türkiye’nin ‘Berlin Duvarı’nın dibinde gecekondusu olanların, duvarsız bir Türkiye’ye inanmalarını sağlayacak güçlü bir çağrı yapması, çağrı yapmakla kalmayıp, başkanlığı süresince, helalleşmeye örnek davranışlar sergilemesi, ona oy vermiş bir yurttaş olarak benim kişisel beklentimdir..
Ve Selahattin Demirtaş:
Sayın Demirtaş’ın kampanya süresince öngörülen %10 ve üstü bir oy alması, Kürt hareketinin Türkiye’de demokrasinin temel dinamiklerinden birisi olduğunu herkesin anlamasını sağlar ve CHP’yi pek de bir işe yaramayan ana muhalefet kibrinden kurtarır. HDP, umarım bu oyu almıştır. Almışsa, hiç beklemeden HDP de bir muhasebe yapmalı ve radikal sol’a değil, sırtını sosyal demokrat bir tahayyüle yaslamalıdır. HDP Türkiye’nin sosyal demokrat partisi olabilir. Bir yandan silahlı bir mevcudiyet, illegal bir yapı olarak KCK, bir yandan böylesi bir muazzam ve hayırlı gelişme.. Çelişki gibi görünebilir, ama hiç değil. Yeter ki rota şaşmasın ve yeter ki bu seçimle beraber duvarın son taşlarının da yıkıldığını hep beraber anlamış olalım.. Türkiye’nin siyaset yarışı bundan böyle değişim ve demokrasiye dair bir yarış ve siyasi rekabetten başka bir şey ifade etmez..
Duvarı yıktırmayız diye bağıran bütün gecekonduculara duyurulur..
Türkiye’nin Berlin Duvarı çöktü arkadaşlar.
Altında kalmanın lüzumu yok, kaçın o duvarından altından, Türkiye’nin gücüne güç katın!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016