Orhan MİROĞLU
Umberto Eco’nun çeşitli yazı ve konferans notlarından derlenen kitap bu isimle- Düşman Yaratmak- Doğan yayıncılıktan çıktı. Kitabın adı bu olsun istememiş Eco, ama yayıncısı bu isimde ısrar etmiş, iyi satar niyetiyle.. Eco’nun yayıncısı akıllı biri anlaşılan. Çünkü kimin kiminle ve neden savaştığının pek de anlaşılamadığı bir dünyada, adı ‘düşman yaratmak’ olan bir kitap hele de Eco’nun kaleminden çıkmışsa, satmaması için bir sebep yok.
Umberto, tarih içinde bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını ve ‘düşman yaratmanın’ ta eski zamanlardan bu yana gelen serüvenine ışık tutuyor. İran, Amerika’yla yakınlaşma siyaseti izlemeye başladığında ve Ruhani Obama’yla buluşup el sıkıştığında, şöyle diyenler oldu: İsrail Ortadoğu’da ideal düşmanını kaybediyor..
Çok sevmiştim bu ‘ideal düşman’ lafını. Birçok yazımda kullandım.
IŞİD’in yanıbaşımızda yol açtığı felaketlere bakıldığında sorulması gereken soru şu değil mi aslında:
IŞİD nasıl oldu da çok kısa bir sürede Irak ve Suriye’de ve özellikle de Kürt halkının ‘ideal düşmanı’ olmayı başardı?
***
IŞİD’i siyasi ve felsefi manada doğuran sebepler, belli bir tarihi miras ve dinamikler itibariyle, nihai amacının Irak-Şam İslam Devleti kurmak olduğu ifade ediliyor.
Ama bu tarihin içinde yer alan ve yüzyıllar boyunca en azından Haçlı Seferlerinden bu yana süren savaşlar, Arap’ın Arapla, ve Arap’ın Batı’yla ve İsrail’le tutuştuğu kavga ve savaşlardan başka bir şey değil.
O halde nasıl oluyor da IŞİD, Batı’dan, İsrail’den ve onun dini anlayışını-selefi/vahhabi- desteklemeyen Araplar’dan çok öncelikli olarak Ortadoğu’da farklı devletlerde yaşayan Kürt halkının birdenbire ideal düşmanı haline geliyor?
IŞİD neden Batı için sadece ve şimdilik bir tehdit oluyor da, Kürtler için kendisiyle karada, Erbil, Mahmur ve Kobanê önlerinde savaşmak zorunda kalınan ideal bir düşmana, akıl almaz bir hızla dönüşebiliyor?
Musul’u alan IŞİD neden Bağdat’a değil de Erbil’e yöneldi ve sonra da Kobanê’ye saldırdı?
Irak ve Suriye’de Kürtler’in çeştili Arap rejimlerine karşı geçen yüzyılın başından bu yana sürdürdüğü mücadelede Araplarla Kürtler’in ilişkileri hiçbir zaman makbul bir düzeyde değildi. Ama bu ilişki hiçbir zaman iki halk arasında yıkıcı bir etnik bir hınç ve öfke düzeyine varmadı.
Bunda Kürt partilerinin savaş yıllarında, sivil halka karşı gerçekleşen hemen hiçbir terör saldırısına imza atmamış olmasının çok büyük bir önemi var.
Bir savaş sırasında meydana gelebilecek ve sivillere karşı işlenmiş suçlar söz konusu olduğunda başta Baas rejimleri olmak üzere oldukça kabarık bir suç dosyasına sahipler, ama onlara karşı mücadele yürüten çeşitli Kürt hareketlerine baktığınızda, o karnenin neredeyse tertemiz olduğunu görürsünüz.
O halde IŞİD’in Kürt halkına yönelttiği saldırıların ve giriştiği savaşın makul sebeplere dayandığını söylemek çok zor.
IŞİD bu manada ‘düşman yaratmak’ projesinin bir ürünü gibi görünüyor.
IŞİD herkesten çok ve herkesten önce Kürtler için bir ideal düşman olabilmişse, burada ‘siyasi bir mühendislik’ olduğuna hiç şüphe yok.
***
İnsanlık tarihi, düşman yaratmanın ve onunla savaşmanın tarihidir diyor Eco ve bir anısını anlatıyor.
New York’ta, Pakistanlı birinin kullandığı bir taksiye biniyor Eco. Pakistanlı Eco’ya nereden geldiğini soruyor. Eco İtalya’dan geldiğini söylüyor. Pakistanlı araç sürücüsü, bu defa İtalya’nın nüfusunu soruyor. Eco bu soruya da cevap veriyor. Sıkı durun bu defa da Pakistanlı, Eco’ya düşmanlarının kim olduğunu soruyor!
Eco sonrasını şu cümlelerle anlatmış:
‘Ona hiç kimseyle savaş halinde olmadığımızı söyledim. Baba yine büyük bir sabırla, tarihi anlamda rakiplerimizin kim olduğunu-kimin bizi öldürdğünü, bizim kimi öldürdüğümüzü-bilmek istediğini anlattı. Ona yine böyle bir şeyin olmadığını, son savaş halinden beri yarım yüzyıldan uzun bir sürenin geçtiğini, üstelikle o savaşa da bir düşmanla başlayıp bir düşmanla bitirmediğimizi söyledim. Ama şoför verdiğim cevaptan hoşnut kalmadı. Düşmanları olmayan bir halk olabilir mi? Taksiden inerken miskin barışçılığımızı telafi etmek için ona iki dolar bahşiş bıraktım.’
***
Pakistanlı bir şoförle yaşadığı bu ilginç anektod, Eco’yu ‘düşman yaratmak’ ve İtalya üzerine yeniden düşünmeye iter.
Vardığı bazı sonuçlara bakalım:
‘Düşman sahibi olmak sadece kimliğimizi tanımlama açısından değil, aynı zamanda kendi değer sistemimizi ölçebilmek için bir engel edinmek ve o engelle yüzleşirken kendi değerimizi sergilemek açısından da önemlidir. Dolayısıyla düşman yoksa onu inşa etmek gereklidir.’
Eco’dan bir hisse çıkarmak gerekirse:
IŞİD’in Kürt milliyetçiliğinin ‘ideal düşmanı’ haline gelmiş veya getirilmiş olmasının rastlantısal bir durum olması pek mümkün görünmüyor. Bir imalat söz konusu. İmalatın hem Kürt milliyetçiliğinin tarihsel serüvenine, hem Kürt halkının Ortadoğu’daki geleceğine yapacağı etkileri konuşmaya başladık bile. Düşman yaratmak’ tarihe fiili bir müdahele, sonuçları ise tahminlerin ötesinde müspet. Eco anlatıyor:
‘Kötülük İmparatorluğu ortadan kalkıp, büyük düşman Sovyetler dağılınca, Amerika Birleşik Devletleri’nde olanlara da bakmak lazım. Sovyetler Birliği’yle mücadele ederken aldığı yardımları hatırlayıp, Amerika Birleşik Devletleri’ne yardım elini uzatan ve Bush için yeni düşmanlar yaratarak hem ulusal kimlik duygusunu hem de kendi iktidarını pekiştirme fırsatı veren Bin Ladin olmasaydı kimlikleri çökerdi.’
Kafaların daha fazla karışma ihtimalini düşünerek yazıyı burada bitiriyorum. İsteyen bu okumalar üzerinden IŞİD’e yeniden bakabilir.
IŞİD’in kapısını araladığı yeni tarihin içinde kendini buluveren dünya ve Ortadoğu halkları, yeni bir felaketle karşı karşıya. El-Kaide için de geçmişte aynı şeylerin söylendiğini hatırlayalım. Arada önemli bir fark var ama. El-Kaide’nin ayağı toprağa pek basmadı. Ama IŞİD’in ayağı basıyor. IŞİD’in ayağının bastığı toprakların bir kısmında Kürtler yaşıyor.
İşte o topraklarda IŞİD’in yol açtığı trajediyi, hafta sonu Suriye sınırına giderek anlamaya çalıştım.
Birbirinden ilginç hikayeler dinledim, hüzünlendim ve ağladım..
Yarın paylaşmak üzere..
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016