Oya BAYDAR
Kimileri başlığı yadırgayacak, haksız bulacak biliyorum; çünkü ulusalcısından sosyalistine Türk solu, geçmişten bugüne Kürt halkına ve Kürt siyasî hareketlerine akıl ve ayar verme hak ve yetkisini gördü kendinde.
Vatan bölünecek fobisi ve herkesi Türkleştirme zihniyetiyle MHP ve benzeri sağ milliyetçilere taş çıkartan (sol) ulusalcılardan söz etmiyorum; onların bakışı belli, kendi içinde tutarlı da. Sözüm: Enternasyonalizmi ve halkların kardeşliği sloganını benimsemiş, milliyetçi tortulardan ve asimilasyonist heveslerden arınmış olduğu varsayılan sosyalist/komünist sola, devrimcilere, sosyal demokratlara… Çünkü, Kürt hareketinin ve HDP’nin çok konuşulup çok tartışıldığı şu günlerde bilinç altımıza işlemiş egemen ulus güdüsü, sosyalist solun tabii ki tümünde değil ama geniş kesimlerinde, devrimci söylemlerle kamufle edilmiş olarak depreşiyor.
Özellikle Kürt hareketinin ülke çapında oyuna dahil olduğu veya olması ihtimalinin belirdiği dönemlerde, ailenin büyüğü ya da sıfırcı öğretmen edasıyla Kürtlere ayar vermeye, uyarmaya, akıl öğretmeye, yetmedi onları sınamaya, sınava tâbi tutup sıkıştırmaya çalışıyoruz. HDP, 2015 Genel Seçimleri’ne parti olarak girme kararı aldığından bu yana, “sol”un (tümü değil ama oldukça geniş kesimlerinin) Kürt hareketini hizaya sokma, yol gösterme, kuşku belirtme, kanıt isteme tavrı daha da belirginleşti. “Bunlar (HDP) AKP ile, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığına karşılık Öcalan’ın serbest bırakılması ve bölgeye özerklik tanınması pazarlığı içindeler, kendi hak ve çıkarları için Türkiye’de demokrasiyi feda etmeye hazırlar” türünden itirazlar, söylemler, spekülasyonlar, ithamlar aldı yürüdü. Çözüm süreci başlayıp kör topal da olsa sürdürülmeye çalışılırken de benzer bir hava yaratılmıştı kimi çevrelerde. Sürece tedbirli ama yapıcı yaklaşmak varken yıkıcı ve redci yaklaşım (yerine de hiçbir şey koymadan, hiçbir somut öneri getirmeden) kimi sol çevrelerde yaygındı, hâlâ da öyle. Bu gün seçimlere doğru gidilirken, aynı çevreler HDP karşıtlığını eskisi kadar açık ifade etmekten kaçınsalar da, egemen Türk üsttenciliği ve öğretmen/hakem edası, satır-cümle arasında kendini ele veriyor.
HDP’nin amuda kalkıp perende atmasını mı istiyoruz?
AKP’nin iktidardan düşürülemese bile geriletilmesinin ve bu pervasız gidişatın biraz olsun gemlenmesinin tek koşulunun, HDP’nin demokrasi ayıbı yüzde 10 barajını aşıp Meclis’e girmesi olduğunu bilmeyen kalmadı. Hem sağda hem de solda (özellikle CHP’de) HDP’ye oy vermeye gönlü razı olmayan, eli varmayan ama ne olursa olsun Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye set çekmek isteyen oldukça geniş bir seçmen kitlesi var. Bu seçmenler kuşkularını aşabilmek için HDP’nin AKP ile pazarlık içinde olmadığına ikna olma ihtiyacındalar.
Kararsız seçmeni ikna etme yükümlülüğü, bir siyasal parti olarak kuşkusuz HDP’de. Ve HDP giderek daha net ve yüksek sesle bu yükümlülüğü yerine getirmeye çalışıyor. Tayyip Erdoğan’ın başkanlığına geçit vermeyeceğini, kendi anayasa önerilerinde başkanlığın bulunmadığını, parlamenter demokrasiden yana olduklarını vurguyla tekrarlıyor. AKP ile ne koalisyon ne de (bir azınlık hükümeti halinde) dışardan destek düşünmediklerini seçim meydanlarında, televizyonlarda, çeşitli söyleşilerde defalarca dile getiriyor. Ne var ki bütün bunlar, iyi niyetli, sağduyulu sıradan seçmene yetse de kimi sol kesimlere ve kişilere yetmiyor. Kimileri Demirtaş’ı sıkıştırarak, ne söylenirse söylensin altında bit yeniği veya aldatmaca arayarak AKP’ye destek bir HDP görmekte, göstermekte kararlılar.
Sizleri ikna için, inandırmak için ne yapsın HDP? Amuda kalkıp havada üç perende atarken mi bağırsın “Erdoğan’ı başkan, AKP’yi mutlak iktidar yapmayacağız,” diye? Bunu talep etmeye, Kürt hareketini sürekli sınavdan geçirmeye, ağabey pozu takınıp, biz sizden daha iyi biliriz bu işleri, Kürt siyaseti bizden sorulur, demokratik hak ve özgürlüklerin nasıl alınıp nasıl kullanılacağının tekeli bizdedir, demeye ne hakkımız var, hele de bu konularda başarı ve marifet gösterememiş, AKP’ye karşı güçlü bir alternatif oluşturamamışsak!
Geleneksel Türk solu milliyetçi tortuların ağırlığıyla muzdariptir
Türk ulus devletinin kuruluşuyla yaşıt Türk solu, tarihsel-toplumsal-kültürel çeşitli nedenlerle içinde hep milliyetçi öğeler taşıdı. TKP’nin 1920’lerdeki, 1930’lardaki Kürt isyanlarına, Dersim katliamına bakışında da Kemalist ve milliyetçi zihniyetin izleri apaçık görülür. Kürt isyanları da, Dersim olayları da dönemin Türk solu (TKP dahil) açısından: “Feodal ağaların, beylerin Kemalist devrime ve devlete karşı gerici başkaldırıları”dır; yani karşı devrimdir.
Daha birkaç yıl önce, Diyarbakır’daki bir toplantıda kendisini devrimci, solcu olarak tanıtan, öyle de bilinen ünlü bir yazarımız, “Kürt sorunu, Kürt sorunu diye gerçekler gözlerden saklanıyor. Feodal gericilik ve ABD emperyalizminin oyunudur Kürt sorunu” diyordu. Bugün artık bu noktada değiliz çok şükür, ama sosyalist solda bile Kürt hareketini ve örgütlenmesini eşit görmeyen; vasiye muhtaç, ders verilmesi, akıl öğretilmesi gerekli bir yapı olarak gören; daha da önemlisi, “Hadi bizi ikna et bakalım” havasıyla üstten bakan tavır bütünüyle giderilmiş değil. Kürt hareketinden, Kürt siyasetinden, Kürt halkından kendini bize ispat etmesini talep ediyoruz sürekli olarak. Bu hakkı neden ve nasıl kendimizde gördüğümüz apayrı bir tartışma konusu…
Sol’un Kürtlere özür borcu olduğunu söylerken bunu kastediyorum: Kürt meselesini “Bütün halklar kardeştir” sloganı düzeyinde kavradığımız; feodalite, sömürü, dış güçler, karşı devrim açıklamalarının ötesinde Kürt realitesini kavrayamadığımız, milliyetçi önyargılarımızdan bütünüyle arınamadığımız için. Demokratikleşme sorununun Kürt sorununun çözümünden bağımsız olmadığını, Kürt sorununda çözüm çabalarının bir pazarlık değil, hak ve özgürlükler mücadelesinin parçası olduğunu içimize sindiremediğimiz için. Şimdi de, AKP’ye karşı HDP’ye oy vermeyi Kürt hareketine bir lütuf, bir kıyak olarak sunup karşılığında bize kendini ispat etmesini istediğimiz için.
Oysa bırakın solculuğu, sosyalistliği, devrimciliği, demokratlığı;içimizde bir parçacık adalet duygusu varsa; yüzde 10 barajını aşmaya çalışan, her gün saldırıya uğrayan, miting yapması, afişlerini bayraklarını asması dahi engellenmek istenen, yüzlerce yıllık önyargıların altında ezilen bir harekete, bir halka, biz kendimizi ispat zorundayız. CHP’nin en demokrat geçinen temsilcilerinin bile HDP’yi desteklemeyi, barajı aşmasını istemeyi “Biz Darülaceze değiliz, biz Kızılay değiliz” diyerek püskürttükleri bir zihniyet ikliminde, en azından Sol adına Kürtlere bir özür borcumuz var. Borcumuzu eda edelim.
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024