Oya BAYDAR
Ömrünü Türklerin, Kürtlerin, herkesin demokratik bir Türkiye’de eşit haklı yurttaşlar olarak barış içinde yaşaması mücadelesine vermiş Tarık Ziya Ekinci’nin dün t24’te çıkan “Yarından sonra ne olacak?” yazısı, beni aynı konuda yazmaktan kurtardı. Dört başı mâmur bir saray çalımıyla; Ergenekoncular, MHP, bir bölümü CHP’de yuvalanmış her “soydan ve boydan” ulusalcı kesimin desteğiyle gerçekleştirilen bu darbe, rejimin değiştirilmesinde, otoritarizmden totalitarizme geçişte önemli bir adım olarak tarihe geçecek. Yarından sonra Tarık Ziya’nın kısaca özetlediği gelişmelere ve daha da fazlasına hazır olmamız gerek.
Dünyaya ve geleceğe farklı bakan; “Başka bir dünya mümkün” derken, sizin benim anladığımız yeni dünyayı değil de birkaç yüzyıl geriye dönük bir Müslüman ortaçağını özleyen, kendine özgü bir cihatçılıkla önce bölge, sonra çağ hâkimiyeti hayalleri kuran, Batı ve evrensel kültür düşmanı psikopatik bir zihniyetle karşı karşıyayız. Hangi yöntemlerle nereye kadar gideceğini hesaplamamız oldukça güç. Hasmınızı, düşmanınızı anlarsanız, nasıl mücadele edeceğinizi bilir, planlarsınız; aksi halde nereden geleceğini bilemediğiniz, hesaplayamadığınız saldırılarla karşı karşıya kalırsınız.
AB çıpasından kurtulmanın dayanılmaz hafifliği
Kısa süre öncesine kadar AB’ye üyelik beklentisi, Erdoğan iktidarının antidemokratik adımlarının, çalımlarının, uygulamalarının önünde bir çceşit çıpa işlevi görüyordu. Tarık Ziya Ekinci’nin her zaman altını çizerek savunduğu AB üyeliğini; demokrasinin geliştirilmesi, evrensel değerlere ve hukuka uyum, çoğulculuk, Kürt sorununun barışçı çözümü, vb. konularda önümüzü açacağı için savunmuş olan ben ve benim gibiler AB’nin bir cennet olmadığını, zaaflarını, kapitalist tekellerin birliği ve neoliberal politikaların uygulama alanı olduğunu AB karşıtı izolasyonist ulusalcılardan ve kendini sol sanan kimi keskinlerden daha iyi biliyorduk.
Ancak, kof sol slogancılık ve acilcilik yapmadan gündelik siyaset penceresinden bakıldığında, her an tehdit altında olan kırılgan demokrasi açısından AB’ye üyelik süreci, dalgalara kapılıp geminin kayalıklara toslamasına karşı dibe saplanmış bir çıpaydı.
Bir arkadaşımın deyimiyle, bizler AB’yi değil AB’ye tam üyelik yolunda devletin/hükümetin çoğu zaman kendilerine rağmen adımlar atmak zorunda kalmasını seviyorduk. Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin aday üyeliğe kabulü sürecinde, o günlerde AB’ye kesinlikle karşı olan CHP ve ulusalcı cephenin itirazları karşısında “Biz de Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz” sözü, AB çıpasının öneminin belirtisiydi.
Gün geçti, devran döndü. Demokratik kriterlerin hiçbiri yerine getirilmeden, kerhen kabul edilmek zorunda kalınanlar da uygulamaya yansımazken, Erdoğan zaten kan uyuşmazlığı yaşadığı ve totalitarizme geçişte ayak bağı saydığı AB’ye, “Eyy Avrupa Birliği!” naralamaları arasında parmak sallayıp “Biz AB’ye değil, AB bize muhtaç” noktasına geldi.
Bu noktaya gelinmesinde, bir Hıristiyan kulübü olmayı yeğleyen, başına yeni bir bela almaktan korkan, zaman zaman kendi değerlerine ihanet eden, kendi içinde sorunlar yaşayan AB’nin payını hiç gözden kaçırmıyorum. Ama Türkiye 2010’dan bu yana attığı her adımda, Türkiye’nin üyeliğine kuşkuyla, korkuyla yaklaşanlara haklılık kazandırdı.
AB Türkiye’ye asılmalıdır
Çocuktan al haberi misali Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı sıfatlı, kendisini yakından tanıyanların mitomanik ruh halini aktardıkları Yiğit Bulut, (hani Gezi olayları sırasında Erdoğan’ın telekineziyle öldürüleceğini falan iddia etmişti) birkaç gün önce Batı ile ilişkilerde beklenmedik gelişmeler olabileceğini, ayak bağı AB ile bağların koparılabileceğini, gümrük birliği anlaşmasının gözden geçirilebileceğini tehditkâr bir üslupla yazdı. Ve dün Times gazetesinin başyazısında, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinin askıya alınması gerektiğini ileri süren, “Türkiye AB üyeliğine uygun mu?” başlıklı bir yazı çıktı.
Bağımsızlığı Batı dünyasından kopmak, kendi ceberrut devleti ve diktatörüyle içine kapanmak sanan sağlı sollu milliyetçilerin/ulusalcıların aksine, yaşadığımız şu dönemde Batı’nın ve parçası olmaya çalıştığımız Avrupa’nın Türkiye’ye sıkıca sarılması ve denetimini artırması gerektiğini düşünüyorum. Artık çok aşınmış da olsa AB çıpasını çekip su alan Türkiye teknesinin batmasına gözyummak, Avrupa’nın yüzlerce yıllık insan hakları ve demokrasi mücadelesinin sonucunda kazanılmış kendi değerlerini de hiçe sayması, harcaması olur.
Biliyorum; çözümü dış güçlerde arıyorsun, diyenler olacaktır. Utanç verici bir durum ama ne yazık ki: evet. Çünkü içerde çoğulcu, demokratik, barışçı, çağdaş devlet anlayışını ve evrensel değerleri özümsemiş bir güç yaratamadık.
Şekil 1: CHP örneği
Niyetim bu aşamada CHP’ye vurmak değil. Ancak dokunulmazlıkların oylanması ve sonrasında bu partinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması konusundaki tavrı ve söylemi ne demek istediğimi o kadar iyi anlatıyor ki. Bir ana muhalefet partisi düşünün, diktatoryal gidişin ve anayasal rejim değişikliğinin tek değil ama önemli ve simgesel adımlarından biri olan HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve HDP’nin Meclis dışında bırakılması çabalarına karşı durmak bir yana AKP ve MHP ile işbirliği yapıyor.
Hem de bizzat başkanının sürecin anayasaya aykırı olduğunu açıklamasına rağmen. Üstelik, Kürt siyasal hareketiyle aynı saflarda görünmekten ödü kopan ulusalcıların kıskacındaki parti yönetimi, bu tutumuyla kendi partisinin çatlamasına, yara almasına bile razı. İş ki bizzat Erdoğan ve çevresi tarafından dev bir algı operasyonu, yalanlar ve fiilî saldırılarla şeytanlaştırılmış HDP ile yan yana görünmesinler!
Kürt düşmanı, şoven milliyetçi, faşizan zihniyetin ve Erdoğan AKP’si ile sarmaş dolaş yeni Ergenekonculuğun karşısında durmanın HDP’ye kalkan olmak değil, bunun çok ötesinde demokrasi ve rejim sorunu olduğunun farkına varamayan bir zihniyetin muhalefet gücünden söz edilebilir mi? Karanlık günlere doğru dolu dizgin yol aldığımız şu günlerde güçlü ve olabildiğince geniş bir demokrasi bloğunun inşasından başka çaremiz olmadığını kavramak bu kadar mı güç?
İçlerinde azımsanmayacak nitelikte ve sayıda demokratlar olan Müslüman muhafazakâr kesimden laik Kemalistlere, Kürt siyasal hareketinden gerçek liberallere, sosyalistlerden kuruluş ayarlarına bağlı -bu yüzden de dışlanmış- AKP’lilere, yenilikçi sosyal demokratlara kadar; demokrasi, özgürlük, çoğulculuk ve en önemlisi Kürt sorununun barışçı çözümü ortak paydasında buluşanların demokratik birliğinden başka bir çözüm öneriniz var mı?
Varsa buyrun; yoksa kolları sıvayın, sıvayalım. Hayalci miyim? Evet. Ne de olsa 68’liyim ben: “Gerçekçi ol, imkânsızı iste” diyenlerden…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024