Oya BAYDAR
Umarım AKP kıstırıldığının farkına varır, pislettiği sandığı tez elden temizler, demokrasinin son kalan kırıntılarını yerden toplayabilir
Bırakın hukuk devleti olmayı yasa devleti olmaktan bile çıkan Türkiye’de, demokrasi adına elimizde kalan son dayanak olan sandık da kirletildi. Sandık demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur ama yeterli koşulu değildir, diyenlere şiddetle karşı çıkan, “demokrasi sandıktır” diyen Erdoğan, kendi lehine olmayan seçim sonuçlarını tanımayacağını göstererek sandığı da bitirdi.
Uzun söz gerek yok, her şey hepimizin gözleri önünde cereyan ediyor. Yerel seçimlere doğru iktidarın manipülasyonları, tehditleri, oy kaydırmaları, engellemeleri, ayrıca da Erdoğan’ın seçim adaleti ve eşitliği ilkelerini hiçe sayan varlığı ve müdahalesi, bugünü önceden haber veriyordu. Millet İttifakı’nın CHP’li adaylarının İstanbul başta büyük şehirlerin hemen hepsini almasının ardından, bu beklemedikleri sonuç karşısında Erdoğan-Bahçeli koalisyonu Ahmet İnsel’in Birikim’deki 7 Nisan tarihli yazısının başlığıyla “Rubikonu aştı.” Bu saatten ve şahit olduğumuz rezilliklerden sonra YSK ne karar verirse versin, seçimler yenilensin yenilenmesin, şu an itibariyle sandık demokrasisinin sonuna gelinmiştir. En azından şimdilik…
Bu YSK bağımsız ve tarafsız olabilir mi?
İktidarın seçim öncesi ve seçim sonrası gerçekleştirdiği manipülasyon ve müdahaleler konusunda çok şey yazıldı, söylendi; daha da yazılacak, konuşulacak. Her saat, her gün yeni bir yasa ihlaliyle, bu kadar da olmaz dedirten akıl almaz yeni bir haksızlık, hukuksuzlukla karşı karşıya kalıyoruz. Sinir uçlarıyla oynanan toplumun tedirginliği öfkeye dönüşüyor. İşlerin bu hale gelmesine neden olanlar şimdi topu YSK’ya atarak bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyorlar. Daha önce YSK’ya aba altından sopa gösteren Erdoğan, üç gün önce 14-15 bin oyla seçim kazanılmaz derken, dün “1 oy farkla bile olsa YSK kararını başımızın üstüne koyarız” diyor. Bir yandan dibe vurmuş güveni onarmaya, yaygınlaşan tepkileri yatıştırmaya çalışırken, öte yandan da kurumlara (YSK’ya) saygı gösterisi yaparak zevahiri kurtardığını sanıyor.
İktidardan bağımsız ve tarafsız olması gereken YSK, bırakalım öncesini, 24 Haziran 2018 seçimlerinden beri her seçim ve referandumda tarafsız olmadığını kararlarıyla gösterdi. Son seçimlerde ise kendi içtihatlarını bile çiğneyen keyfî ve taraflı kararlar ayyuka çıktı. Şu sırada gözler İstanbul’a dönmüş, dikkatler buraya kilitlenmiş durumda; güneydoğu illerindeki akla ziyan hak ihlalleri, seçim hileleri, seçmen kaydırma, tehdit, baskı, kaçırılan, değiştirilen oylar kimsenin umurunda değil. Buralarda HDP’nin itirazlarının hiçbirinin kâle alınmadığını, seçilmişlere mazbatalarının verilmediğini (Erdoğan önceden de haber vermişti zaten) kimse söz konusu etmiyor. Ünlü şanlı yorumcularımız yazarlarımız kamuoyu yoklamacılarımız HDP’nin bölgedeki oy kayıpları, AKP’nin oy artışı üzerine yorumlar döktürürlerken, o oy kayıplarının gerçek nedenleri üzerinde durmaya gerek görmüyorlar.
Büyükçekmece’de düzmece ihbarlarla, gerekçesiz itirazlarla ilçeyi kuşatılmış düşman topraklarına dönüştüren, evlere girip operasyon yapanlar, insanları fişleyen, tedirgin edenler Şırnak’a, Cizre’ye, Kürt seçmenin yoğun olduğu yerlere kaydırılan asker, polis, özel harekatçı, AKP’li, MHP’li, vb. seçmen sayısından habersiz görünüyorlar.
Erdoğan tarafından atanmış ve ona gönül bağı olduğu bilinen YSK Başkanı’nın, iktidarın 2016’da atadığı YSK üyelerinin, kendi namusları ve vicdanları ile Erdoğan’da temsil edilen iktidara bağımlılıkları arasında vicdanlarından yana tercih yapacakları konusunda eldeki veriler maalesef olumlu işaret vermiyor. Aksi durumda, yani seçimlerin iptalini, yenilenmesini reddetmeleri ve İmamoğlu’na mazbatasını vermeleri durumunda benim gibi kötümserleri mahcup ederek demokrasinin büsbütün yok edilmesi girişimini engellemiş olacaklar. Bunu, milletin ezici çoğunluğunun, hatta aklı başında AKP’lilerin de bütün kalpleriyle dilediklerini biliyorum.
Yapabilirler mi? Keşke… Keşke iktidarların geçici olduğunu bilip vicdanlarının sesini dinleseler, YSK’yı yeniden güvenilir bir kurum haline getirebilseler.
Benim değilse batsın zihniyeti
Erdoğan ve şürekâsı, ayrılmak isteyen karısını çekip vuran erkeğin ruh halini sergiliyor. Belediyelerin iyi işlemesi, halka kaliteli hizmet vermesi, şehirlerin kalkınması, insanların huzur içinde yaşaması hiç umurlarında değil. Mesele rantı kaybetmemek. İstanbul’u kaybettiğini anlayan Erdoğan’ın, “Belediye Meclislerinde çoğunluk bizde, onları topal ördek yaparız” itirafı fazla söze gerek bırakmıyor. Benim olmayan belediyeyi çalıştırmam, elini kolunu bağlarım, diyor kısaca.
Bu zihniyet sandık demokrasisi konusunda da kendini gösteriyor: Ben kazanırsam sandık kutsaldır, kazanamadığım sandık şaibelidir.
Bahçeli’nin diktiği tüy
İçine edilen demokrasi sandığına tüy diken, beklenebileceği gibi MHP reisi ve derin devletin Erdoğan nezdindeki komiseri Bahçeli oluyor. “Vicdanlar rahatlayacaksa İstanbul seçimleri iptal edilebilir” diyor.
Öncelikle hangi vicdan, kimin vicdanı? Bahçeli’nin varlığı kuşkulu vicdanı mı? Kankası Erdoğan’ın ve benzerlerinin vicdanı mı, yoksa on milyonlarca seçmenin vicdanı mı? (İmamoğlu’nun İstanbul’da aldığı oy MHP’nin toplam oyundan kat ve kat fazla.)
Daha önce, tam da seçimler sırasında gündeme getirdiği, il belediye başkanları seçilsin onlar ilçelere kendi adamlarını tayin etsin önerisi ile, sıkı merkeziyetçi faşizan bir Türkiye istediğini ortaya koymuş olan Bahçeli, benzer çıkışları ve önerileriyle seçimli otokratik rejimden faşizan devlet iktidarına giden yolun taşlarını birer birer döşüyor.
Devlet Bahçeli’nin, Cumhur İttifakı’nın ortağı olmaktan öte, şoven milliyetçi- Türkçü faşist zihniyetin temsilcisi ve sözcüsü olduğunu uzun süredir yazıp söylüyorum. 1990’lardan beri (AKP’nin ilk dönemi hariç) önemli dönemeçlerde Türkiye siyasetinin yönü iktidarın her daim gerçek sahibi olan derin güçler tarafından çizilmiş ve Bahçeli aracılığıyla uygulanmıştır. Mutlak iktidar uğruna her şeyi yapacak tiğnette olan Erdoğan’ı da bu güçler teslim almıştır. 7 Haziran 2014 seçimlerinden bu yana, “devlet aklı” dense de hiç de akıllı olmayan Türk derin devleti, Türkiye siyasetine Erdoğan- Bahçeli, bir ölçüde de Soylu-Ağar koalisyonuyla yön vermekte ve ülkeyi bir yandan batağa bir yandan da demokrasinin sonuna doğru sürüklemektedir.
31 Mart seçimlerinin sonuçları Erdoğan AKP’sini MHP’ye daha da fazla mahkûm etmiştir. Hatta daha ileri gideyim, derinler Erdoğan’ı gözden çıkarmaya hazırlanıyor bile olabilirler. Kendini dağıtmış görünen Reis’in telaşı belki de bunu fark etmeye başlamasındandır.
Sandığa tüy dikilmesinin önüne geçebilmek ve kuşatmayı yarabilmek için yapılacak tek şey: Sandığı temizlemek, milletin iradesine mızıkçılık yapmadan saygı göstermektir.
Umarım AKP kıstırıldığının farkına varır, pislettiği sandığı tez elden temizler, demokrasinin son kalan kırıntılarını yerden toplayabilir.
Umarım, ama pek de umudum yok aslında. İş yine bizlere, demokrasiden, barıştan, hukuktan yana kesimlere düşecek. Ve Sisifos gibi, kayayı bir kez daha zirveye çıkarmak için kolları sıvayacağız.
Ama şu da unutulmasın: Bugün dünden daha kalabalık, daha güçlü, biraz daha akıllı ve kararlıyız. Karşımızdakiler ise işleri yüzlerine gözlerine bulaştırmış durumdalar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024