Oya BAYDAR
Yalanla eğitilmiş, yalanla büyütülmüş, yalana inandırılmış, yalandan medet ummuş, yalanla yükselmiş insanların ülkesiyiz. Bu toplumda makbul olan kendi gibi olmak değil “mış gibi” yapmaktır. Yalan siyasal retoriğin parçası olduğu kadar gündelik yaşamımızın da içindedir. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar deyişi, toplumsal gerçeğimizin ifadesi, yalana sığınmanın da gerekçesidir. Onuncu köyü arayıp bulmak hiç de kolay değildir ve muhtemelen coğrafi sınırlarımız dahilinde olmadığı gibi zihniyet dünyamızda, etik anlayışımızda da öyle bir köy yoktur.
Kendileri de yalanlarla yetişmiş, söyledikleri yalanlara kendileri de inanan ve toplumu inandırabilen en usta yalancılar en tepelere çıkarlar. Kitleler kendi kumaşlarından olan bu kişileri zirveye taşır. Aldatabilme gücü arttıkça yandaşları, alkışçıları, müritleri artar. “The”lısı “the”sızı, cüppelisi cüppesizi cemaatler, ak’ı- pak’ı, kızılı-karası siyasetler, uhrevî ya da dünyevî toplum mühendisi izm’ler; yarattıkları, vaadettikleri ve insanları inandırdıkları yalan dünyalar üzerinde yükselirler.
Toplumsal yalanların ülkemizde en yaygın olan, en fazla kabul görenlerinden biri “genel ahlak”tır. Anayasa tartışmalarından ve maddelerinden gündelik hayata ilişkin mahkeme kararlarına, resmî- gayriresmî yasaklardan sansür uygulamalarına, kitap toplatmaktan giyim kuşama müdahaleye, devletin teba’sını, ana babanın çocuğunu zapt-ı rapt altına almaya çalışmasına kadar her alanda genel ahlak gerekçesi çıkarılır karşımıza. Genel ahlak öyle bir kavramdır ki akan sular durur; nedir o sizin genel ahlak dediğiniz sorusu bile genel ahlaka aykırı sayılır.
Egemenlerin kadim yalanı
Genel ahlak yalanı bugünün icadı değil. Muktedirler iktidarlarını hep benzer yalanlar üzerine kurarlar, benzer yalanlarla pekiştirirler. Kestirmeden söyleyecek olursak, genel ahlak muktedirlerin ahlakıdır; daha doğrusu kendilerinin hiç uymadığı ama hükmettikleri kitlelerden talep ettikleri davranış ve düşünce biçimidir. Ya da kendi davranış, yaşam, düşünce biçimlerini, yani kendi özel ahlaklarını genel ahlak adı altında dayatmalarıdır. Düzenin devranın egemenleri bunu bazen zorla, bazen yasayla, çoğunlukla da dinsel ya da laik eğitimle sağlarlar. Bu tezgâhlardan geçen fertler farklı olanın, farklı düşüncenin, farklı yaşamın genel ahlak dışı olduğuna, kestirme deyişle ahlaksızlık olduğuna inandırılır.
Genel ahlak muğlak, sınırları belirsiz, öznel, içi doldurulmamış ya da her ruhanî veya dünyevî iktidarın içeriğini kendi ideolojisi, kendi zihniyeti ve çıkarları doğrultusunda keyfince tanımladığı bir klişe kavramdır. Kişi hak ve özgürlüklerinin, yaratıcılığın gelişmesinin, ruh ve bedenin özgürce serpilmesinin önündeki en sinsi engeldir. Sinsidir, çünkü geniş kitlelerin zihniyet dünyasına nakşedilmiştir.
Muhafazakârlık genel ahlak mitosundan beslenir. Özüne temeline inecek olursanız, muhafaza edilmeye çalışılanın eril iktidarın taşıyıcı ayakları olduğunu görürsünüz. Bu taşıyıcı ayakların en önemlisi, eril iktidar için en gerekli olanı: kadın, beden, cinsellik konusundaki, her biri genel ahlakın parçaları sayılan tabulardır. Eril iktidarların kadın-erkek muktedirleri de genel ahlak torbasının bekçileridir.
Ahlaksızlığa methiye
Durup dururken değil, şu günlerde anayasa maddeleri tartışılırken, yeni yasalar torba torba çıkartılırken ve yeni yasaklar üstümüze ahmak ıslatan misali ince ince yağarken yazdım bu satırları. Oysa ne çok konu vardı yazıyla çığlık atmayı gerektiren. Ama tümünü şöyle bir gözden geçirince, şu sıralarda vicdanımı isyana yönelten ne varsa hepsinin, genel ahlak, kamu düzeni ve vatan elden gidiyor ezberinden (yalanından) kaynaklandığını farkettim. Toplumu, insanlarımızı, gelecek kuşakları özgürleştirecek; farklılıkların tümünü, azınlık çoğunluk demeden eşit haklı özgür birimler/ bireyler olarak kabul edecek; hiçbir kişinin, grubun, düşüncenin, yaşam biçiminin, inancın, cinsel tercihin ötekileştirilmemesini sağlayacak ne kadar talep, ne kadar öneri varsa genel ahlak, toplum düzeni, vatanın bütünlüğü duvarına; -muktedirlerin yalan ve kandırmaca taşlarıyla ördükleri o duvara- vurup geri çevriliyor.
Sizi bilmem; ben -sadece bugünkü siyasal iktidarla da sınırlamadan- eril iktidarın savaş, kan, yalan üzerine kurulu genel ahlakına isyan ediyorum. Yalan karşıtlığı ve cinselden siyasala özgürlük talebi bir ahlaksızlıksa eğer, ben bu ahlaksızlığa methiye düzüyorum. Eşcinselliği genel ahlaka aykırı sayıp da çocukların ırzına geçenleri (bütün bir kasaba eşrafının, mülki erkanın, hatta öğretmenlerin cinsel istimarına maruz kalan küçük kızları hatırlayın) delil yetersizliğinden beraat ettiren, beraat ettiremediği zaman hafifletici nedenlerle azad eden zihniyete dur demeyenlerin, bu zihniyeti mahkûm etmeyenlerin ahlakın a’sından söz etmeye hakları yoktur diye düşünüyorum. Ölümleri engellemek, savaşa son vermek iki dudaklarının arasında ve ellerindeyken hamaset edebiyatıyla Türk, Kürt gencecik insanların ölümünü vatanseverlik diye yutturanların ahlakının yalandan ibaret olduğunu söylüyorum. İçkiyi fazla kaçıran veya açık giyineni genel ahlaka aykırı davranışta bulundu diye kınayanın Madımak’ta insanları diri diri yakanlara mazeret uydurmaya çalışmasını ahlaksızlığın büyüğü görüyorum. Her gün, her an etrafımızda gelişen, içinde yaşadığımız, haberini okuduğumuz, seyrettiğimiz nice olaydaki hak ihlallerini kamu düzeni, genel ahlak, terör gibi torba kavramlarla gerekçelendiren bir adalet sisteminin gerçek ahlaktan yoksun olduğunu söylüyorum.
Ahlakın, On Emir’den beri aynı kalan ve insan değişip farklı bir yaratık olana kadar da değişmeyecek birkaç evrensel ilke dışında her zaman her toplumda herkes için geçerli normları yoktur. Ahlak anlayışı topluma, zamana, kültürlere göre değişir. Ahlakın evrensel ilkeleri: insanı, canlıyı, doğayı korumaya, barışı sağlamaya, insanların birbirine zarar vermesini engellemeye yönelik, “öldürmeyeceksin”le başlayan, “canlıya eziyet etmeyeceksin, çalmayacaksın, komşunun malına göz dikmeyeceksin, yalan söyleyip nifak çıkarmayacaksın” diye süren bir kaç ortak yaşam düsturudur. Bunun dışındaki her “genel ahlak” muktedirlerin ister dinsel, ister siyasal kendi iktidarlarını korumak üzere yarattıkları, kandırmacalar silsilesi bir özel ahlaktır.
Yukarda sayılan evrensel ahlak kurallarına uygun yaşayan, tanıdığım ne kadar insan varsa, genel ahlaka göre ahlaksızdı. Her soydan, her boydan, her meşrepten siyasetçilerimiz, hele de iktidardakiler arasında ise, öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin gibi temel ahlak kurallarına uyanını ben tanımadım, belki tanıyanınız vardır.
İnsanı, canlıyı, doğanın dengesini, barışı, özgürlüğü sözde değil özde içeren gerçek ahlak “genel ahlak” tekerlemesine galebe çalmadan toplumdaki aşınmayı önlemek mümkün değil gibi geliyor bana. Güzel sözler ama ne yapılabilir, diye soracak olursanız ilk adım, kendi yalanlarımızdan ve genel ahlaka teslimiyetimizden kurtulmaya çabalamak olabilir. Bir de, genel ahlaka aykırı görülenlerin, marjinallerin, ötekilerin mağduriyetlerinin giderilmesi, haklarının teslim edilmesi için birlikte eyleme girmek; genel ahlak adına dayatılan kısıtlamalara, kurallara gerçek ahlak noktasından itiraz ve direniş cesaretini kendinde bulmak... Gerçek ahlaka genel ahlakı reddederek; hepimizin, tüm toplumun içine işlemiş yasakları, tabuları, yalanları aşarak varılabilir belki . Tabii kendimiz de (genel) ahlakçı, ayrımcı, yasakçı değilsek.
Son dakika notu
7 TİP’li gencin katillerinden nasılsa mahkûm edilip hapse konmuş olanlar ceza infaz yasasında, kendi avukatlarının da açıkça ifade ettiği gibi, sırf ve sadece kendileri için yapılmış değişiklikle serbet bırakıldılar. Doğan Akın’ın yazısından daha açık ve daha güzel anlatamam nasıl olsa. Tek eklemek istediğim: ne ahlak, ne vicdan, ne adaletle ilişkisi olan böyle şahıslara (pardon faşist katillere) özel bir yasa değişikliğini, “katil benden oldukça iyidir” zihniyetiyle önerenlerin, parmak kaldırıp çıkaranların, yukarda anlatmaya çalıştığım genel ahlak adı altındaki ahlaksızlığın en iyi örnekleri olduklarıdır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Çocukları kefene sokan ruh hastası ilkel zihniyet
24.05.2024 - "Alavere dalavere, Kürt Memet nöbete" mi, hukuka dönüş umudu mu?
14.05.2024 - 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkamamanın sorumlusu kim?
3.05.2024 - 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkamamanın sorumlusu kim?
3.05.2024 - Istakoz, Maldivler, pahalı saat muhalefeti AKP'nin AK'lanmasına yeter mi?
22.04.2024 - "Kobane düştü düşecek"ten Kobane Davası provokasyonuna
16.04.2024 - Hukuksuzluk değil irade gaspı ve siyasî ahlâksızlık
3.04.2024 - Desteğim DEM Parti'ye, oyum İmamoğlu'na
29.03.2024 - Vicdanını yitirmiş dünyanın vicdanını, ahlakını yitirmiş siyasetin ahlakını savunmak
22.03.2024 - Oy yüzdesiyle ölçülemeyecek kadın: Gültan Kışanak
7.03.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
Rize Hemşinli-Başhemşin Ermenisi
Sahte Lazoğlu niki ile giren dacik Turko, Pontus yöresi ne lazların nede daciklerin Hemşin ise bütün coğrafyası ile bizimdir Hemşin adını bile atalarımız koymuştur.Hemşin Ermenice bir isimdir Prens Hamamın adından gelmektedir Ayrıca biz Hemşinliler Anatolia coğrafyasında Lazlardan bile eskiyiz Friglerin torunuyuz tamam lazuna nickli dacik bunu o televole kafana yerleştir.Aptal kelimelerle bir şey dediğinide sanma. kafkas göçmeni Laz dığası kendine gel. git futbol oyna sokakta sen lazoğlu.
Ad Soyad Giriniz...
Demem o ki yazar gibi ol
LAZOĞLU
88 e 8 girmiş gibi. Ama tam 9 çeyreğine benzemekte şu ermeniye kafayı taktım lan rize ile hemşini ikide bir karıştırma ermeni isen ermenisin de ne gerek var yok şuranın dönmesi mönmesi benim atayurdumu ermeni söylemleriyle lekeleme kimbilir kimin dörtlemesisinde buraya sanki bir bok yapıyor edasıyla yazmaktasın tamam yorumun 26 e 5 de iki de bir görmekteyim ağzına hemşin biberini almadan kendi kendine söyle bu memleketin vatandaşı olduğunu dönme herif. Yani bu süper yazıyı karalama ermeniğinle
Rize Hemşinli-Başhemşin Ermenisi
Roni yazı için teşekkürler. kemalizm bu topraklara bir zehirdir.en aşırı dincilikten bile geri bir zihniyettir çoğu aydın geçinen müsveddeler bile bunun farkında değil.
Ad Soyad Giriniz...
Devletin teslim olmus gorunmemek derdiyle Kurtce yasagina devam ettigini dusunmek icin tarafta yazmak gerek! Kurtce dusmanligi bu kadar basit degil! Sizin her turlu "yetmez ama evet"li propagandalariniza ragmen su bir gercek: bu devlet Kurtlere verdigi birkac kirinti hakki bile ne zaman geri alacaginin hesabina hakki verdigi gun baslamistir. Insanlari manipule etmeyi birakin, gundelik siyasi dilinizin barisa bir faydasi yok, eger derdiniz barissa!
rodin baran
10 numara bir tespit olmuş..