Roni MARGULIES

Avrupa’nın en büyük adalet sarayı
5.03.2011
2565

En sevdiğim manşet türüdür: “Avrupa’da birinciyiz!”

Türünün en güzel örneklerinden biri, yıllar önce, Günaydın gazetesinin en parlak ve en boyalı günlerinde gazetenin baş sayfasını süslemişti: “Avrupa birincisiyiz!”

Neyi başarmışız diye merak edip okumuştum.

Avrupa Birliği’nin kurumlarından biri bir araştırma yapmış, çeşitli konularda ülkeleri sıralamış. Hemen her konuda Türkiye listenin sonlarına yakın. Ama bir konuda gerçekten de birinciymişiz. Nüfus artış hızı!

“Ulan,” diye düşünmüştüm, “bu mudur? Bununla mı övüneceğiz! Erkeklerimiz maazallah su aygırı gibi, kadınlarımız doğurgan, tavşan gibi ürüyoruz. Heheeyt!”

İncil’in girişinde Tanrı canlıları yaratır, yarattıklarını beğenir, “Verimli olun, çoğalın” der, “Yeryüzünü doldurun...”

Demek ki Tanrı’nın bu komutu tüm Avrupa’da en çok Türkiye sınırları içinde ciddiye alınmış.

İyi de, bu birinciliğin içeriği hiç mi önemli değil, diye düşünmüştüm. Amaç sadece birinci mi olmak? Anlamlı ve olumlu bir alanda birinci olmak değil, sadece birinci olmak!

Benzer bir anlamsızlık geçtiğimiz iki üç yıl içinde de birkaç kez gözüme çarptı. Siz de rastgelmiş olabilirsiniz:

“Avrupa’nın en büyük adalet sarayı.”

Alt manşet şöyle:

“Üç yıl önce Şişli Çağlayan’da inşaatına başlanan 60 futbol sahası büyüklüğündeki Avrupa’nın en büyük adalet sarayı mart ayında tamamlanarak hizmete girecek.”

İnşaat şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı’na göre, 343 bin metrekarelik kapalı alana sahip olup en son inşaat teknolojisi kullanılmış olan Avrupa Yakası Adalet Sarayı Avrupa’nın en büyüğüymüş. Yirmi katlı projenin görülen kısmının dışında bir de yedi kat yerin altında görünmeyen bölümleri varmış. Binada, kurum mensupları ve vatandaşın işlerini sağlıklı yürütebilmesi için her türlü organizasyon gözönünde bulundurulmuş.

Birbirine bağlı 20 bloktan oluşan Saray’da, 326 duruşma salonu, 1500 hâkim ve savcı ofisi, 93 asansör, dört konferans salonu, kafeteryalar, yemek salonları, PTT ve banka şubeleri yer alıyormuş; 93 asansör, sekiz adet toplam bir kilometre uzunluğunda yürüyen merdiven ve yangın çıkışı için çeşitli ebatlarda 1450 kapı varmış.

Proje, Bayındırlık Bakanlığı’nın yaptığı en büyük keşif bedelli ve en büyük inşaat alanlı tek kalemlik projeymiş.

İnşaat sırasında bazı ufak tefek sorunlar olmuş elbet. Gazete haberlerine göre, “Bölge adeta savaş alanına döndü. Dinamitlerin patlatıldığı alanda sirenler çalıyor, çevreye taşlar yağıyor. Bazı binalarda çatlaklar oluşurken, insanların psikolojisi de bozulmuş.. Fırlayan taşlardan korunmak isteyen halk bu sırada kendini olabildiğince uzak ve güvenli bir yere atıyor. Hayatlarının karardığını söyleyen vatandaşlar; ‘Evlerimiz başımıza yıkılacak diye korkuyoruz’ diyor.”

Olsun. Ne önemi var? Yönetim Kurulu Başkanı’nın dediği gibi, “Hem İstanbul hem de Türkiye‘nin imajına olumlu yönde katkıda bulunacak” bir Adalet Sarayı’mız var artık!

Memlekette adalet var mı yok mu, kim takar? Saray var ya! Önemli olan o.


[email protected]

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar