Sanem ALTAN
Gelişmiş dünya “bir insan için bir ülkenin bütün toprağını feda ederim”anlayışını benimserken…
Bizler “bir karış toprak için bir ülkenin bütün insanlarını feda ederim” diyen bir toprak fetişizminin kurbanları olarak yaşıyoruz.
Hala toprağın insandan önemli olduğuna inanıyoruz.
Barış konuşmalarının, “hayırlara” vesile olacak kararların gündemde olduğu şu günlerde size de oluyordur, rastladığınız birileri de bu barışa, en azından böyle bir barışa karşı.
Çok fazla ödün verildiğini düşünüyorlar.
Gerçekten biz Türkler barışa fazla ödün vererek mi ulaşıyoruz sizce?
Cumhuriyeti birlikte kurduğumuz insanlarımıza sırf Kürt diye ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmaya devam mı edilmeli?
Onların Kürt olduğunu inkar mı etmeliyiz?
Hepsine zorla Türk oldukları kabul mu ettirilmeli?
Çocuklarını anadillerinde eğitilmeleri mi yasaklanmalı?
Türklere tanınan haklar onlara tanınmamalı mı?
“Hepimiz eşitiz” demek, “hepimiz eşit haklara sahibiz” demek bir taviz mi?
Yoksa kabul etmek gelişmişliğe, huzura, çağdaşlığa, zenginliğe atılan bir adım mı?
Her savaşta ateşkes başlamadan önce vurulan son bir asker bulunur…
Tüfekler susmadan önce patlayan son tüfekle vurulan son asker…
Binlerce insanın öldüğü bir savaşta belki de en şanssız insandır o.
Şanssızlığı, yaşamın tam kıyısında, kurtulmanın tam eşiğinde ölmesindedir.
Biz de barışa direnirsek, ateşkesden önce vurulan son asker gibi dünya yepyeni bir çağa açılırken geride kalmış, anayasası ilkelliklerle dolu, hukuku, insan hakları bitkisel hayatta bir toplum olacağız…
Yeni çağın hemen kapısında içeri giremeden yığılıp kalacağız.
Yeryüzü bilgiyi kullanarak büyürken biz küçücük kalıp birbirimizi öldüreceğiz.
Artık dünyada en önemli şey toprak değil. İnsan topraktan çok daha önemli.
İnsanoğlunun, kendi değerini, insanın kıymetini anladığı bir çağ bu.
Neden biz insan hayatını topraktan daha değersiz görmeye devam etmek zorundayız?
Beş yüz yıl önceki anlayışı bugün hala neden sürdürmemiz gerekiyor?
Neden bir ırkın diğer ırktan daha önemli olduğunu iddia etmeye devam etmeye mecbur olalım?
Toprak değil artık en değerli olan.
O toprağın üstünde yaşayan insanlar önemli.
İnsanın değerli olabilmesi de ancak eşit olabilmesiyle mümkün. Eşitlik yoksa hiçbir insan önemli olamıyor.
Yeni dünyanın kapısına yorgun argın yaralı olarak da olsa ulaştık.
“Bayrak, ezan, toprak” diye başlayan nutuklar yerine “insan” diye başlayan nutuklar atabiliriz mesela…
“Biz insanız ve en değerli olan biziz” diyebiliriz.
Barışa karşı çıkmak insanın değerine karşı çıkmak demek bence. Eşitliğe karşı çıkmak insanın değerini inkar etmek demek.
Barışa ve eşitliğe karşı çıkanlar sadece başka ırkın insanlarını değil kendilerini de küçümsüyorlar.
Neden kendimizi küçümseyelim?
Biz insanız ve biz değerliyiz.
Barış ve eşitlik, kendi değerimizi kabul etmektir.
Bunda karşı çıkılacak ne var?
Yeter, alnımızı patlayacak son tüfeğin namlusuna dayamayalım artık…
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
28.02.2016
26.02.2016
21.02.2016
17.02.2016
10.02.2016
5.02.2016
31.01.2016
29.01.2016
27.01.2016