Sinan ÇİFTYÜREK
Daha önce “7 Haziran Seçimleri ve Sonuçları” başlıklı analiz ağırlıklı bir yazıyı seçimin hemen ardından paylaşmış ve bitirirken, “Sonuç olarak; HDP mi merkeze çekilecek yoksa HDP ile merkez yeniden mi inşa edilecek? Ya da HDP’nin ne yapacağı meselesi ve özelde de “Tek çare HDP”, “Çocuklarım için oyum HDP’ye!”, “Karanlıktan önceki son çıkış: HDP”, “Demokrasimizin güvencesi: Kürtler” diyenler seçim sonrası neyle yüzleşecek? Ve önemlisi HDP’nin barajı geçerek meclise güçlü girmesi çözüm meselesini ve çözümün adresini nasıl etkileyecektir? Artık Kandilli ve hatta Öcalanlı bir çözüm masası yerine Meclis’teki HDP mi esas muhatap alınacak? Bir sonraki yazı konusu!” demiştim.
Kürt halkının mesajı!
Kürdistan kentlerinde yer yer %86’ya varan destek ile Kürt halkı çok net ulusal özgürlük ve kimlik mesajı vermiştir. HDP sadece iç Kürdistan’da değil Antep, Erzurum gibi asimilasyon ve entegrasyonun derin geliştirildiği sınır kentlerinde bile hatırı sayılır bir oy alırken, AKP tersine Kürdistan genelinde tümüyle çökmese de çok ciddi oy kaybetmiştir. AKP’nin Kürdistan’da (Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da) oy oranı bir önceki seçime göre ciddi oranda düştü. Örneğin; 2011 seçimlerinde AKP “Doğu Anadolu”da; % 51,5 oy alırken 2015’te % 34,3’e geriledi. Yine AKP, “Güneydoğu Anadolu”da, %51,2’den %35,2’ye gerilemesi bunun kanıtı. (Cumhuriyet gazetesi 08-06-2015)
Kürt halkının HDP’ye büyüyen güçlü desteği rejime ve tüm sistem partilerine güçlü bir mesajdır. Bu mesaj, Kürdistan illerinde alınan sonuçlar ile coğrafik olarak siyasal statünün sınırları az çok belirlenirken, İstanbul gibi metropollerde yaşayan milyonlarca Kürdün kültürel haklarına ilişkin de kuvvetli mesajlar içermektedir. Kürdistan seçmeni çok açık olarak şunu söylemiştir; Kürt meselesi, bir halkın özgürlüğü ve ülkenin kurtuluşu meselesi olup coğrafik olarak Kürdistan’dan koparılarak çözümlenemez!
HDP’nin aldığı %13’lük oy oranında, eğer Kürt olmayanların payı gerçekten % 2-3 arası ile sınırlı ise (ki Adil Gür 9 Haziran 2015 tarihli Hürriyet gazetesinde “HDP’nin aldığı % 13.1 oyun 2’sinin HDP ile etnik bağı olmayan Türk seçmenlerden geldiğini” söylüyor), o zaman HDP’nin Türkiyelileşme yönelimi üzerinde bir değil birkaç kez düşünmesi lazım. Alınan % 13’lük oy oranında, küçük de olsa Türkiyelileşme politikasının etkisi olsa da (ki var) esas olarak Kürdistan ve Türkiye metropollerinde büyüyen Kürt uyanışının rolü belirleyicidir. Yine yapılan araştırmalar HDP’nin oy artışında % 2’ye yakını CHP tabanından gelse de esas % 4.2 gibi yüksek oranın AKP’den geldiği görülüyor ki bu, AKP’den Kürt kopuşunun rakamsal ifadesidir ve esas olumlu gelişme buradadır.
Zaten HDP’nin Batı metropollerinde hatırı sayılır oy alıp vekil çıkarabildiği kentlere bakıldığında, Kürt nüfusunun ciddi oluştuğu kentler oldukları rahatlıkla görülür. HDP, Kürdistan’da olduğu gibi Batı kentlerinde de bu kentlere göç ederek yerleşen Kürt nüfusun oylarını ağırlıkla almıştır. Demek ki HDP yetkilileri, “radikal sol” hareket veya “gerçek Türkiye partisi olduk” deseler de gerçekte Türkiyelileşme politikasının somut tezahürünün Türkiye metropollerindeki Kürdistan kitlesini pek de aşamadığı görülüyor.
HDP, Kürdistan’da aldığı böylesine yüksek desteğin verdiği mesaj doğrultusunda Kürt/ Kürdistan meselesinin çözümünde kendi seçim deklarasyonunun ufkunu aşarak radikal adımlar geliştirdiği oranda Türkiyelileşme değil Kürdistanileşecektir. Dolaysıyla, HDP’nin 2015 seçimlerinde aldığı sonucu; aynı süreçte hem “Kürdistanileşiyor” hem de “Türkiyelileşiyor” şeklinde değerlendirmek doğru değil. Zaten, Kürdistan’da olduğu gibi Türkiye metropollerinde de HDP’nin % 90 gibi ana kitlesinin Kürt/Kürdistanlı olması, Türkiyelileşme yönelişinin başlıca bariyeridir.
Unutmayalım ki HDP üzerinden Kürt ulusal potansiyelinin Türkiyelileştirilmesinin derinleştirilmesi başarılırsa, kimi köşe yazarlarının iddia ettiği gibi “HDP’nin hem Kürt hem de Türk siyasetini normalleştireceği” iddiasını doğrulanmaz; bu durum tersine ikisini de bozar, bozacaktır süreçte.
Kısacası Kürt halkı, verdiği büyük destekle mecliste güçlü yer alan HDP’den Kürt meselesinin çözümü yönünde somut mücadele ve çaba bekliyor. Acil adımlar olarak Kürt dilinden eğitim-öğretim, Kürdistan’a siyasal statüye dayalı çözüm; Kürt halkının talepleri olarak öne çıkmaktadır.
HDP’nin barajı geçmesini isteyen farklı dinamiklerin ise tek ortak paydaları, Erdoğan ve AKP’nin durdurulması.
HDP’nin barajı aşma mücadelesinde, Kürt halkının dışında kendisine destek veren iç ve uluslararası kimi dinamiklerin kalkış noktaları farklı olsa da ortaklaştıkları ana nokta, Tayyip Erdoğan ve AKP’nin başkanlık, otoriterlik ve sürdürülen dış politika yönelimlerinin önünün kesilmesi şeklinde özetlenebilir. HDP’nin barajı aşması ile bu büyük oranda başarıldı. Başka bir ifadeyle HDP’yi, salt AKP özelde de Erdoğan karşısında destekleyenler, Erdoğan’ın başkanlık yöneliminin engellenmesi ve tek başına AKP iktidarına son verilmesi gibi bir sonucun elde edilmesiyle kısmen amaçlarına ulaştılar.
Bunun ötesinde HDP’den, “radikal demokrasi” veya “radikal sol muhalefet” yaratma amacıyla destekleyen veya zaten bileşeni olan dinamikler ise artık bir dönem HDP’nin etkili muhalefet partisi olarak yapacaklarına bakacaklar. Zira hem HDP yetkililerinin koalisyona kapılarını kapatan açıklamalar yapması hem ayrıca her daim derin devletin kilit adamı Deniz Baykal’ın Cumhurbaşkanı ile görüşmesi, ufukta AKP-CHP koalisyonuna işaret ediyor. AKP-CHP koalisyonunun birden fazla nedenle iktidardan ayrılmayı göze almayan Erdoğan ve AKP’nin isteği olduğu gibi “istikrar” isteyen büyük sermayenin de tercihi olduğu kanaatindeyim.
Yeri gelmişken HDP üzerinden abartılı ve gerçeği yansıtmayan beklenti ve değerlendirmelere ilişkin de çok kısa bir şey belirteyim; SYKP: “Bu başarı hepimizin!” başlığıyla yayımlanan açıklamasında; “HDP’nin yüzde 10 seçim barajını yıkarak oluşturduğu yeni siyasi denge sadece AKP’yi değil, onu iktidara taşıyan ulusal ve uluslararası sermayeyi de geriletmiş oldu” diyor ki bu ifade olsa olsa bir iyi dilek temennisi olabilir. Zira bu değerlendirme HDP’nin ne deklarasyonu ve yönelimiyle ne de HDP’yi doğrudan veya dolaylı destekleyen kimi dinamiklerin gerçeğiyle hiç örtüşmez. Sormak lazım, Erdoğan’ın başkanlığının önlenmesi ve AKP’nin tek başına iktidar olamaması ile hangi ulusal ve uluslararası sermaye geriletilmiş oldu!? SYKP’den örnek verdim, benzer abartılı değerlendirmelerin yapılmasında SYKP’li dostlar yalnız değiller.
Sonuç olarak; birkaç noktaya dikkat çekerek yazıyı bitireyim:
Birincisi; HDP Kürt halkının ve destekleyenlerin kendisine sunduğu büyük desteği Erdoğan ve AKP karşıtlığının çok ötesine taşıyarak Kürt meselesinin çözümüne odaklanmalı.
İkincisi; HDP’nin Kürdistan kentlerinde aldığı oy oranları, Türk rejimi için yenilir yutulur cinsten sonuçlar değil. Olmadığı için seçim sürecinde başlayan provokatif eylemler, seçim sonrasında da Diyarbakır’da devam ediyor.
Diyarbakır’da yaşananlar, Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın peş peşe gelen uğursuz açıklamaları, Erdoğan ve AKP’nin bir süreden beri askerle yeniden uzlaşmaya yönelmiş olması ve Baykal’ın sahne alması! Bunlar hayra alamet değil. Türk rejimi, Kürt halkının belli başlı Kürdistan kentlerinde aldığı çok yüksek oylarla sistem partilerinin Kürdistan’daki son kalesi olan AKP’nin de âdeta yer yer silinmesini hazmetmeyeceğinin işaretlerini veriyor. Tekrar belirteyim; Erdoğan-Baykal görüşmesi sıradan bir görüşme değil, yaşanan diğer olaylarla birlikte iç siyasette özellikle Kürt meselesinde yeni bir dönemin işaretleri olabilir.
Üçüncüsü; 7 Haziran 2015 seçim sonucu oluşan meclisten yeni ve sivil demokratik anayasa çıkmaz. Bunun beklentisini oluşturanlar yanlış yaparlar. Dolayısıyla birinci yazıda birçok köşe yazarından aktardığım HDP’ye dönük beklentileri abartılıdır. Erdoğan’ın başkanlık hedefinin önlenmiş olması ve AKP’nin tek başına iktidar olmasının engellenmesi dışında büyük beklentiler yaratmak, hele hele sermaye karşıtı adımların beklentisini yaratmak yanlış.
Dördüncüsü ve önemlisi, “HDP mi merkeze çekilecek yoksa HDP ile merkez yeniden mi inşa edilecek” meselesine gelince; HDP’nin hükümet dışında kalacağı beyanları ve özetlediğim hayra alamet olmayan işaretler ile birlikte ele alındığında üzerinde ayrıntılı durmak erken gibi görünüyor. Şimdilik şu söylenebilir; Kürt/Kürdistan meselesi, Türk rejimi için her daim İslamî meseleden yani siyasallaşmış İslam’dan temelden farklıdır.
Türk rejimi; Selçuklulardan beri İslam ile var olagelmiş ve Cumhuriyet rejiminde, Türk İslam sentezi ile bu ilişki devam etmiştir. Son yıllarda AKP üzerinden hem Milli Görüş merkeze çekildi hem de merkez kısmen Milli Görüşleşti. Bu durumdan hareketle benzer bir durumun Kürt siyasetiyle de yaşanacağını beklemek yanlıştır, özellikle Güney Kürdistan’ın bağımsızlık adımlarını geliştirdiği Ortadoğu ve Kürdistan’ın mevcut jeopolitik koşullarında!
Beşincisi; HDP’yi destekleme kararı alan Kürdistanî Seçim İttifakı neyi hedefledi, ne yaptı, ne olacaktı? Bu soruların yanıtı ise ayrı bir yazı konusu.10-06-2015
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018