Yasin AKTAY
Hepimiz ötekiyiz birbirimize, birbirimiz için ve kendimize ve kendimiz için.
Türkiye’de toplumun belli kesimleri tarafından veya devlet tarafından dışlanmışlıktan mustarip olan kesimleri konu alan çalışmaların dillerinden düşürmedikleri kavramlardan biridir “ötekileştirme”. Kavramı bu şekilde veri aldığımızda bu muameleye Türkiye’de bir şekilde şu veya bu grup tarafından maruz kalmayan kimsenin kalmamı olduğunu söyleyebiliriz. Kimlikleri yok sayılmış, dilleri yok sayılmış ve konuşmaları yasaklanmış Kürtler..
Biz İslamofobik saplantıları başka yerlerde arayaduralım, İslamofobik davranışların en tipik tezahürü olan başörtüsü karşıtlığı, Türkiye’de devletin resmi uygulamalarına kurumsallaşarak yön vermiş, siyasal söylemlerde başörtülüler aşağılanmakla kalmamış, başörtülü öğrencilerin ikinci sınıf vatandaş sayılmaları, dışlanmaları, aşağılanmaları ve ayırımcılığa tabi olmaları resmi bir norm halini almış.
Aynı şeyi Aleviler için de söyleyebiliriz. Osmanlı’dan devreden bir dışlanmışlık durumu, Cumhuriyet döneminde de Dersim hadisesinde konumlanmış yeni bir tanımlamayla devam etmiştir. Sonraki dönemlerde Alevilerin kimlik olarak kendilerini gizlemek zorunda kalmalarını gerektiren dışlama ve ayırımcılıklar, Alevilerin de kendilerini öz vatanlarında garip hissetmelerini sağlamıştır.
Ayrımcılıklara sistematik biçimde tabi olarak kendilerini dışlanmış görenlerin sayısı bunlarla sınırlı değil. Sırada Ermeniler, Romanlar, Rumlar ve diğer gayrı Müslimler de var. Bütün bu dışlamaları veya yaygın deyimle “ötekileştirmeleri” kim yapıyor? Görünürde bu dışlamalar tek parti döneminde oluşan otoriter ve totaliter rejimin kimlik politikalarının eseri. Kemalist kimlik politikaları kendine göre bir kimlik ihdas ederek herkesi bu kimliğe oturtmaya çalışırken, doğal olarak bu kimliğe bağlılığın sadık ve sadık olmayan halkalarını da tespit etmiş. “Ne mutlu Türküm diyene” demiştir ama yine de “Türküm” demenin yeterli bir sadakat ölçüsü olmadığı, kendine göre bir mahremiyet alanı yaratmıştır. Bu mahremiyet alanı, aslında cumhuriyetin bütün vatandaşlara ait olmadığı veya cumhuriyetin bazı vatandaşların diğerlerinden “daha eşit” olarak değerlendirildiği bir alandır.
Herkes Kemalistleri bu şekilde bütün bu ötekileştirmelerden sorumlu tutmaya görsün. Bundan beş yıl kadar önce Türkiye’de Kemalist laik kesimlerin kendilerini ötekilenmiş hissettiklerini ilan eden haberler ve araştırmalar yayınlanmadı mı? Bence bu “ötekilik” hissiyatı, öteki söyleminin kulanım tarihinde gerçek bir kırılmayı işaret etmiş oluyordu. Artık ötekinin ne olduğu üzerinde daha derin bir etik ve felsefi tefekkürün zamanının geldiğini de gösteriyordu.
Toplum dediğimiz genellikle çıkarları ve algıları yer yer çatışan, birbirinden farklı sınıfların, statü gruplarının, tabakaların, etnisitelerin veya mesleklerin birarada bulunduğu bir yapı. Bu kadar farklı grubun birbiriyle ilişkisi yeknesak olmuyor. Her birinin farklı bir kendilik algısı var. Bu algı kaçınılmaz olarak “öteki” hakkında da bir algı üretir.
Çoğu kez insanın kendisi hakkındaki algı, “öteki” diye nitelediği kesimlerde kendisi hakkında olduğunu düşündüğü tutumlara bir tepki taşır içinde. İnsanın insanın aynası olması insan için bir imkandır, ama bu imkanın herkese aynı derecede açık olduğu doğru değildir. Her insan ötekinde kendisini görmeyi başaramaz. Belki bu, ayrı bir erginlik düzeyi olarak nitelenebilir. Ama bu nitelemeye girmeden, normalde olup bitenin tasvirini yapacak olursak, toplumda insanların başkasında kendilerine bir ayna tutma deneyimleri kadar başkasında kendilerinden uzaklaştıran bir husumet itkisi görmeleri de çok olağan bir durum. Bu durum zaten toplumun nasıl olur da mümkün olabildiğini ilk dönem sosyologlara derin derin düşündürtmüş olan temel bir sorun. Hobbes’u insanın insanın kurdu olduğu düşüncesine götüren göreli karamsarlık bu noktadan çıkmıştır.
“İnsan insanın ötekisidir” diyerek işin içinden çıkabilirdik. Oysa bu noktada ötekiliğin “kurtluk” gibi bir şey olarak algılanmak zorunda olmadığını da ekleyerek. Bu ötekilikte bir miktar kurtluk olsa da, daha ziyade aynalık olduğunu da ihmal etmeden. Doğrusu bu çalışmanın giriş bölümünde “ötekilik” tartışmasının aslında nasıl bir etik tartışmasının temeli olarak ortaya çıktığına işaret etmiştik. Yahudi filozof Levinas’ın çalışmalarında gün yüzüne çıkan bu tartışmada “öteki” aslında dışlanan, ayırımcılığa maruz kılınan kişinin veya grubun ismi değildir. Aksine kendisine karşı etik sorumluluğumuzun başladığı yerdir.
Öteki, hukukunu en ufak bir ihlale yol açmaksızın korumak zorunda olduğumuz kişi veya varlıktır. Varlığımızla rahatsız etmememiz gereken bir varlık, hatta bilip öğrenirken bile kendi ufkumuzdan tanımlar ve bilgiler atfederek müdahale etmememiz gereken bir kendinde varlıktır öteki.
Öteki, etik sorumluluğumuzun başladığı sınırdır. Ötekini öldürmeyeceğiz, ona yalan söylemeyeceğiz, malına, bedenine, ırzına göz dikmeyeceğiz. Aklına, dinine, kimliğine karışmayacağız. Onu kendimize benzetmeye çalışmayacak, nasılsa öyle kabul edeceğiz.
Bütün bunları söylemek de bir yerde kolay. Ama asıl bunları söylerken asıl imtihan edildiğimiz şey şu oluyor. Öldürmeyeceğimiz, yalan söylemeyeceğimiz, dinine, ırzına, malına, canına ve aklına saygı duyacağımız bu “öteki”, “bizden olmasa da” aynı etik düsturu takip edeceğiz. Bu biraz karışık bir cümle oldu tabi. Ama emin olun bir çok insanın asıl kaybettiği yer burasıdır. Bu etik kurallar “öteki” söz konusu olduğunda ne kadar geçerli olabiliyor? Levinas’ın yaptığı gibi, öldürülen Filistinli olunca, öldüren de İsrailli olunca bu derin felsefi-etik mülahazalar nasıl üsturuplu bir biçimde askıya alınabilir?
Bir sosyolojik saha çalışmasının verilerine dayanan ve Ahmet Kızılkaya ile birlikte hazırladığımız “Hepimiz Ötekiyiz: Türkiye’de Kimlikler ve Algılar” başlıklı bir çalışmamız, tezkire yayınları tarafından kitap olarak yayımlandı. Bu soruların daha fazlasıyla birlikte izini sürebileceğimiz verilerle dolu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019