Yasin AKTAY
15 Temmuz darbe teşebbüsüyle ilgili davalar görülmeye başlandı. Dava sürecinde ilk etapta daha önce kabul edilmiş ve sanık avukatlarına dağıtılmış olan iddianameler doğrultusunda sanıkların savunmaları dinleniyor. Medyaya yansıyan savunmaların verdiği ilk izlenim sanıkların suçüstü yakalanmış oldukları bir cürüm hakkında sergiledikleri çileden çıkartıcı pişkinlik.
Ancak bundan daha da önemlisi bu pişkinliğin hepsinin ortak bir savunma stratejisi olarak benimsenmiş olması. Suçüstü yakalanmış oldukları bir eylemdeki rollerini insanların akıllarıyla, duygularıyla, gerçeklerle dalga geçercesine inkar etmeleri, hepsinin tipik savunma tarzı. Sanki hiç birinin olup bitenlerden haberi yok. Silahları ellerine kim vermiş bilmiyorlar. Uçakları uçuranlar nasıl uçurduklarından, zırhlı araçları hareket ettirenler nasıl hareket ettirdiklerinden, Özel Kuvvetleri bombalayanlar nasıl bombaladıklarından, Genelkurmay Başkanını derdest edenler nasıl derdest edildiğinden, Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzere kaldığı otele baskın verenler oraya nasıl geldiklerinden habersizler! Almış oldukları meçhul bir telefon veya talimat neticesinde bir şeyler olmuş ama darbe mi? Haşa.. Mim, nasıl, nerede?..
Tüm bunların toplamından kelimenin tam anlamıyla bir tiyatro görüntüsü çıkıyor. Senaryosu çok sağlam yazılmış bir tiyatro. Hani darbe başarısız olur olmaz hemen devreye konulan bir argüman vardı ya: Bu bir senaryo diye. Doğrusu senaryo yazma konusunda şimdiye kadarki bütün meslek erbabına taş çıkartan maharetlerine rağmen, başarısız olunca başka bir senaryoya mı yazılmış oldukları duygusuna kapılmış olmalarının çok normal olabileceğini hesap etmiştik.
Elbette tutmayan bütün senaryolar en büyük senaryo kurucusunu, yüce Allah’ı hatırlatmalı mümin kişiye. Tuzak kurarlar, ama Allah da ayın anda başka bir tuzak kurar ve kendi tuzakları Allah’ın tuzağının sadece küçük, işlevsel bir parçası haline gelir.Başlarına gelen şey bu ve aslında yapmaları gereken, taptıkları ilahlarının, terörist başı Gülen’in ve onun arkasındaki güçlerin kendilerini karanlıktan, felaketten, cehennemden başka hiçbir yere çağırmadığını görüp hakikate teslim olmaları.
Gelin görün ki mahkeme salonlarında, suçüstü yakalanmış bu yapının mensuplarında tutturdukları yolu kendilerine hala güzel gösteren efsunun devam ettiği görülüyor. Senaryonun sonucunun kendi lehlerine tamamlanacağına dair verilmiş bir güvencenin olduğu ve onların da buna inandıkları anlaşılıyor. O kadar ki, merkezi bir yerden kendilerine yazılmış bir role hepsi muhteşem bir uyum ve organizasyon içinde katılıyorlar. Sadece bu uyumun kendisi bile darbedeki elin ne kadar planlı olduğunun en önemli kanıtı aslında.
İnsan bu darbecilere verilmiş güvence ne olabilir diye sormadan edemiyor tabi. Bu güvencenin dünyaya ait bir nihai başarı vaadi boyutu da olabilir. Ya bir altın vuruş beklentisi veya yine daha ziyade bir kesin inançlılık hali söz konusu. Kendilerine ulvi amaçları için, “hizmet” için her türlü yalanı söylemeyi, gerektiğinde her türlü cinayeti işlemeyi; hırsızlığı, zinayı, içkiyi, fuhşu meşru gösterebilen bir inanç, şu anda içinde bulundukları durumu da nihayetinde kurtuluşun olduğu, sabredilmesi gereken gelip geçici bir durum olarak gösterebiliyor.
Belki şu an için kendilerine yüklenen görev insanların akıllarıyla oynarcasına yalan söylemek, inkar etmek, hiçbir şeyi bilmediklerini söylemek. Böylece zaten suçüstü yakalanmış olmak dolayısıyla almaktan kurtulamayacakları en ağır cezanın yanında bir de geri kalan örgüt üyelerine zarar vermemiş olmak. Muhtemelen sadece bu tutumdan dolayı da kendilerine büyük bir sevap yazıldığına inanıyorlar.
FETÖ’nün şimdiye kadar yapmış oldukları göz önünde bulundurulduğunda böylesi bir rolü oynamanın kendileri için hiç de zor olmadığı görülüyor.
15 Temmuz’un başarısız bir teşebbüs olarak kalmış olması doğal olarak yapılan muhteşem darbe planlamasına ve organizasyonuna bir acemilik, beceriksizlik görüntüsü veriyor. Doğal olarak başarısız olmuş olan mükemmel bir planda unutulan veya aksayan küçük bir ayrıntı bütün mükemmelliği giderir, ortaya büyük bir başarısızlık, acemilik hatta işe karışanların masumiyetine hükmedilen bir şapşallık görüntüsü çıkarır. Oysa bu, irtikap edilen cürmün vahametini, niteliğini yok etmiyor. Darbeciler açısından ufak bir iki aksaklık olmasa, bugün yargılama makamında onlar, sanık sandalyesinde ise belki toplumun yarısı olmuş olacaktı. Tabi yargılanma fırsatı bulanlar, darbe esnasında yapılmış olan katliamlardan sağ kalanlar olurdu herhalde.
Başarılı olmuş darbelerin faillerinin kahraman, başarısız olanlarının ise hain olması darbe cürmünün doğal sonucudur. Türkiye bu döngüyü en azından önemli ölçüde AK Parti zamanında darbelere karşı geliştirilen siyasi, yargısal ve söylemsel tedbirlerle büyük ölçüde kırmış oldu. Bu sayede bundan önce gerçekleşmiş darbeleri yapanların hepsi suçlu ve hain ilan edildi ve yaşayanları yargılanıp bundan dolayı hüküm giydi. Bu konuda kendilerini kahraman ilan eden ve ülkeye yaşattıkları fiili güçlerinin denkliği eşkıya hükümranlığı olarak tescil edilmiş oldu. Bundan önce darbe cürmünü irtikap etmiş olanlarla ilgili toplumun da hukukun da genel yargısı üzerinde bu yönde bir mutabakat oluştu.
15 Temmuz darbe teşebbüsüne böyle bir söylemsel mutabakata rağmen cüret edilmiş olması, nelerin göze alınmış olabileceği noktasında başka şeyler söylüyor. Bu kadar güçlü bir mutabakatı berhava edebilecek uluslararası güçlü bir desteğe güvenmiş oldukları çok açık. Elhak, darbelere karşı güvence oluşturacağını sandığımız sözüm ona demokratik dünyanın 15 Temmuz sonrası sergilediği lakayt tutum, darbecilerin bu özgüvenlerinin neye dayandığı hususunda önemli ipuçları veriyor.
Aslında bugünlerde ABD’de ortaya dökülen BAE büyükelçisi ile ABD’li yetkililer arasındaki yazışmalar darbenin uluslararası desteği hakkında da önemli ipuçları veriyor. Darbe gecesi BAE’ye ait Skynews ile el-Arabiya’nın darbeyi müjdeler gibi yayın yapmış olduğunu herkes görmüştü. Hatta Skynews ilk aşamalarda kullandığı, müjdeci ve coşkulu dili son saatlere kadar terk etmedi. Sonunda ise yayındaki kadın “Türkiye’de darbe başarısız oldu maalesef” sözünü bile sarf etti. Ağzından yanlışlıkla kaçırdığı söylendi ama yüz ifadesi ve duygu hali zaten bu sözleri ağzından kaçırmamış olsa bile aynı şeyleri söylüyordu.
Darbeciler kime güveniyor olurlarsa olsunlar, güvendikleriyle birlikte haklarında verilecek tarihi hükümden kurtulamayacaklar.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019