Yasin AKTAY
Katar operasyonunun bütün İslam dünyasını derinden etkileyecek daha büyük bir hareketin ilk adımı olduğunu söylemiştik, en büyük hedefinin de S. Arabistan olduğunu… Genel yayın yönetmenimiz İbrahim Karagül çok daha açık yazdı. Bölgede aslında iki yıldır devam etmekte olan ve adım adım ilerlemekte olan bir “İslam iç-savaşı projesinin” hayata geçirilmesi olarak adını koydu. Karagül’ün yazısındaki uyarıları herkesin dikkatle okumasını tavsiye ediyorum.
“Son birkaç yıldır hep bu büyük hesap için alt hazırlıklar yapılıyor… Adım adım bir felaketin geldiğini görüyoruz... Acil bir müdahale yapılamazsa, S. Arabistan ve Körfez ülkelerinin de Suriyeleşeceğini, bütün kutsalların ayaklar altına alınacağını, Türkiye’nin de bu büyük felaketten ağır yaralar alacağını düşünüyorum. Tanklar Kâbe’ye dayanmadan yapacağımız çok şey var. Yeter ki, işin vahametini kavrayalım…” diyor Karagül.
Suriye, Irak ve Yemen’de devam eden iç savaşlar giderek S. Arabistan ve İran karşıtlığını bir mezhep savaşı eşiğine getirmekte ama buna karşı ortaya basiretli, olayın vahametini kavrayabilen bir ortak akıl ve sorumluluk hareketi çıkarmamaktadır. Buna karşılık Mısır ve Libya’da ortaya konulan veya konulamayan siyaset Müslüman dünyanın böyle bir saldırıya karşı bağışıklığını neredeyse tamamen tüketmeye yüz tutmuş durumdadır.
Siyonist işgale ve bu işgalin her geçen gün İslam dünyasını yok sayan saldırılarına karşı refleksleri iyice körelen sözüm ona İslam dünyasının önemli aktörlerinin Katar karşısında bu kadar hızlı birleşebilmeleri İslam dünyasının varlığı veya mahiyeti hakkında büyük hayal kırıklıkları yaratıyor. Bu hayal kırıklığı İslam’a karşı her türlü planın rahatlıkla uygulanabileceğine dair İslam düşmanlarını daha da cesaretlendiriyor.
Hamas’ı ve Müslüman Kardeşler'i terörist diye nitelemek ve bunlara destek veriyor diye Katar’ı da cezalandırmaya kalkan bir S. Arabistan belki farkında değil ama kendisini hedef alan bu büyük operasyonun düğmesine bizzat kendisi basmış oluyor. İşin sonundaki tehlikeyi S. Arabistan belki göremiyor ama Türkiye’den bu görünüyor. Çünkü Türkiye tarihsel ve varoluşsal konumu itibariyle Mekke ve Medine’nin savunmasının uç noktasıdır.
Mekke ve Medine’ye yönelecek tehditler Türkiye’den çok daha iyi görünür ve bunu gördüğünde Türkiye’nin kayıtsız kalması mümkün değildir. Onun için Katar’ı savunmak aynı zamanda bütün İslam dünyasını savunmak ve bilhassa S. Arabistan’ı savunmak anlamına geliyor. Katar’ı savunmak S. Arabistan’a karşı olmak veya Körfez içi bir ihtilafa basitçe taraf olmak anlamına gelmiyor, çünkü açıkça bu işte sonu başta S. Arabistan olmak üzere herkese daha büyük zarar verecek bir tuzak var. S. Arabistanlı ve diğer kardeşlerimizin Türkiye’nin girişimlerini ve kaygılarını bu şekilde anlamaları ve İslam dünyasının savunmasına katılmaları, kendilerini ihya edecek bir davete icabet etmekten kaçınmamaları gerekiyor.
Terörizm ile ılımlısından ılımsızına İslam’ın her çeşidi arasında ilişki kurma konusunda ABD’de giderek hakim hale gelen bir trend var, terörün asıl kaynağının bizzat İslam hatta Kur’an-ı Kerim’in kendisi olduğunu söyleyen bir trend... İslam dünyasını işgalleriyle, destekledikleri terör örgütlerinin faaliyetleriyle adım adım istikrarsızlığa, şiddet ve savaş ortamına sürükleyenler pişkince kendi cürümlerini böylece gözden bu kaçırıyorlar. Utanmadan kendi şiddetlerinin bile mazeretinin İslam olduğunu söyleyebilirler.
Açık söyleyelim, bu, alenen ABD’nin ve Batı'nın İslam’a karşı savaşıdır. Bu savaş karşısında hiçbir İslam ülkesinin asıl sorumluluğu başka bir ülkeye atarak kendini güvenceye alması mümkün değildir. Yapılması gereken şey Allah’ın da emrettiği gibi birlik içinde safları sıklaştırmak ve kendilerine yönelen tehditleri birlikte savuşturmanın yollarına bakmaktır.
S. Arabistan Hadimu’l Haremeyn olma vasfıyla İslam dünyasının kalbidir. Onun bu tür fitne ortamlarında çok daha sorumlu davranması, bütün Müslümanları, aralarındaki mezhep, meşrep veya etnik farkları gözardı ederek daha fazla kucaklayıcı olması gerekiyor.
İçinde Dünya İslam Alimler Birliği Başkanı, 91 yaşındaki Yusuf el-Kardavi’nin de bulunduğu bir terör listesi yayınlamak, açık söyleyeyim, S. Arabistan’a karşı kurulmuş tuzağın en önemli işaretidir. Daha iki ay önce S. Arabistan’ın en prestijli ödülü Kral Faysal ödülüne layık görülmüş olan Kardavi’yi bir terör listesine alarak S. Arabistan’a bu tuzağı kimin kurduğunu sorarak başlamak lazım. İslam alimlerinin başkanı ve sembol ismi olan Kardavi’ye savaş açanın İslam dünyasında hiçbir meşruiyeti kalmaz. Bu kadar açık ve net söylüyoruz.
TERÖRİST LİSTESİ NASIL BİR TELAŞIN ÜRÜNÜ?
Aslında S. Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ın birlikte yayınladıkları terörist listesine yakından bakıldığında işin içinde kimin nasıl bir telaşının olduğu daha iyi görülüyor. Liste aslında S. Arabistan dışındaki diğer üç ülkenin her birinin kendi meşru muhaliflerinden oluşuyor. Kendi muhalifine terörist diyen bir yaklaşım sözkonusu burada. Hazır Katar fiilen terörizmin sorumlusu ilan edilmişken, herkes kendi muhalifini de Doha’ya yollayarak halletmeye çalışmış görünüyor. İhtilaf ettiği tarafı oldu bittiyle gayrı meşru ilan etme telaşının kendisi bir defa tam bir suçluluk telaşı.
Yoksa Katar Dışişleri Bakanının da ifadesiyle listedekilerin bir bölümünün Katar’la uzaktan yakından ilgisi yok, bir kısmı belki hayatlarında Katar’a hiç uğramamış bile. Mısır’ın darbecisi Sisi’nin yargısız infazlarından ve işkence dolu zindanlarına sorgusuz sualsiz tıkılmadan kaçma yolunu bulmuş, hiçbir şiddet olayına bulaşmamış siyasi parti lideri konumundaki isimler bu listede yer alıyor.
Aynı şekilde Libya’da kendisi zaten uluslararası toplumca tanınmayan ve hem darbeci Sisi’nin askeri, BAE’nin de parasal desteğiyle Libya’yı iç savaşa sürükleyen Tobruk yönetimine karşı BM tarafından tanınan meşru ulusal koalisyon yönetimin temsilcileri. Orada asıl terör ve istikrarsızlık sebebi olarak görülen ve BM tarafından tanınmayan Hafter’e biat etmeyenler terörist olarak listelenmiş.
Aynı şekilde hiçbir demokratik muhalefete izin verilmeyen BAE de hiçbir şiddet eylemine bulaşmamış, teröre karşı söylemleri bariz muhaliflerini bu listeye koymuş. Ortada tam anlamıyla yavuz hırsızın ev sahibini bırakmadığı bir durum var yani.
Kendi ucuz hesaplarını bu vesileyle görmeye çalışan bu ucuz aklın peşine kim takılıp giderse onu bekleyenin bir hüsran olacağı daha nasıl söylenebilir?
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019