Yasin AKTAY
Türkiye ve Suudi Arabistan Sünni İslam dünyasının en önemli iki ülkesi. Bölgesel ve küresel gelişmeler bu iki ülkenin kaderini birbirine bağlıyor. Bir ülkede yaşanan gelişmeler kaçınılmaz olarak diğerini de etkiliyor. Bir ülkeye yönelen tehdit doğrudan diğerine de yöneliyor, onu da etkiliyor. İki ülkeden birindeki gelişme diğerine de olumlu olarak yansıyor. O yüzden stratejik olarak bu iki ülkenin baştaki yöneticilerden bağımsız olarak birbirlerine tutunmaktan başka çareleri yok.
Ancak ülkeleri yönetenlerin siyasetleri, bu siyasetleri izleyen ve yorumlayan medyanın tutumları bu stratejik ilişkiyi etkileyebiliyor veya etkileyemese bile farklı bir görüntü ortaya koyabiliyor. Çoğu kez medyanın yansıttığı ile gerçek dünya arasında çok açık mesafeler olabiliyor.
Bu aralar Suudi Arabistan medyasına yansıyan Türkiye ile Türkiye medyasına yansıyan Suudi Arabistan görüntüsünün iç açıcı olduğunu söylemek mümkün değil. Sadece medyaya bakıldığında arada aşılamayacak ciddi sorunların olduğu düşünülecek. Oysa bir yandan da Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler en üst düzeyde gelişmeye devam ediyor. Tabi medya yansımalarının iki ülke halkları arasında yeni ukdeler oluşturmasına geniş fırsat alanları bırakmamak lazım. Bunun için belki iki ülke ilişkilerinin mevcut durumunu, iki ülkenin medya mensuplarının tanıklığında bütün açıklığıyla gözden geçirmekte fayda vardır.
Bu amaçla Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün (BYEGM) düzenlediği “Türkiye-Suudi Arabistan Medya Buluşması”nda Türk ve Suudi gazetecileri bir araya getirdi. Toplantıya hem Türkiye’nin Riyad Büyükelçisi sayın Erdoğan Kök hem de Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Velid Abdülkerim el-Khreici, bütün elçilik ve konsolosluk ekipleriyle birlikte katıldılar. Velid el-Khreici, İki ülke ilişkilerinin gelişmesini, aradaki algı sorunlarının düzeltilmesini gerçek anlamda dert edinen Türkiye dostu bir diplomat. Her karşılaşmamızda her iki ülkedeki medyaya yansıyan yanlış haberlerden mustarip olduğunu ifade ediyor. Bunu düzeltmek için bütün samimiyetiyle çalışıyor.
Bu toplantıda da yaptığı konuşmada Türk medyasına Suudi Arabistan hakkında yansıyan haberlere dair çarpıcı örnekler verdi:
“Örneğin İstanbul’da Kudüs konulu her iki olağanüstü İslam Zirvesine Suudi Arabistan’ın hangi seviyede katılım gösterdiğine dair haberler, iki ülke arasında bir mesafe var olduğu şeklinde yorumlanmaya çalışıldı. Hatta ilk Zirve’ye ve Türkiye’ye gereken önemi vermediği şeklinde yorumlandı.
Oysa zirveye katılım gösteren kişi tam da İslam İşbirliği teşkilatının işlerinden sorumlu olan bakandı ve bu toplantı için Dışişleri bakanından daha uygundu ve onun tercih edilmesi Suudi Arabistan’ın bu toplantıya en üst düzeyde önem verdiğinin işaretiydi. Ama başka türlü yansıtıldı. Buna rağmen bu eleştiriler dikkate alınarak, son Zirve’ye aslında daha önemli olmayan Dışişleri bakanlığı seviyesinde katılım gösterildi. Ayrıca ilk Zirvenin gerçekleştiği gün Kral Salman’ın bizzat katılamamasının sebebi de yılda bir gerçekleşen Danışma Meclisi açılışına denk gelmiş olmasıydı. O toplantı da çok önemliydi.”
Durum daha iyi anlaşılsın diye Khreici, geçtiğimiz yıl Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Suudi Arabistan’da gerçekleşen bir İslam Zirvesine Partisinin Kongresini gerekçe göstererek katılmadığı durumu örnek olarak gösterdi. Kimsenin Cumhurbaşkanının bu toplantıya önem vermediğini düşünmediğini de sözlerine ekledi.
Her iki ülkedeki algı oluşumlarını bir arada düşünmeyi başaran bu diyalogda, bir şey daha yapılmış oldu. İki ülke ilişkilerinin medyaya bu şekilde yansımalarının sebepleri ile birlikte neticede sorunsuz olmayan bir alanın da var olduğu kabulünden hareketle bu sorun alanları da konuşuldu.
Doğrusu Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkileri AK Parti döneminde 2013 Temmuz’unda Mısır’da gerçekleşen askeri darbeye kadar sürekli bir gelişme eğilimi içindeydi. Mısır askeri darbesi karşısında iki ülkenin düştükleri ayrılığın üstüne geçtiğimiz yıl Katar meselesindeki ayrılık da eklenince ilişkilerin artık güllük gülistanlık, hiçbir şey yokmuş gibi devam etmesi mümkün olmadı. Aslında Türkiye Mısır’daki kanlı askeri darbeye karşı takındığı açık tavırla Suudi Arabistan’la tutumu ve siyaseti farklılaştığı halde hiçbir zaman bu farklılığın iki ülke ilişkisini olumsuz etkileyecek bir faktör olmaması için çok yoğun bir çaba sarf etti. Başka alanlarda işbirliğine devam etmeyi mümkün gördü ve önemsedi, üstelik Mısır askeri darbesi Türkiye’nin çıkarlarına doğrudan zarar vermiş olduğu halde.
Bu arada geçtiğimiz yıl Katar konusunda yaşanan Körfez krizinde Türkiye’nin ortaya koyduğu tavırla ilişkilerin iyice gerildiği bir gerçek. Suudi Arabistan, Türkiye’nin iki ülke arasındaki arabuluculuk konumunu, Katar yanlısı bu tutumuyla kaybetmiş olduğunu açıkça ifade etti. Suudi Arabistan medyası bu yüzden Türkiye’ye karşı her gün eleştiri, hatta saldırı dozunu daha da artıran yayınlar yapıyor.
Bu eleştirilerde Türkiye’nin konumu ve tavrının yeterince iyi anlaşılmadığı çok açık. Türkiye baştan itibaren bu krizde Katar’ı savunmak için ortaya koyduğu tavrın bir Suudi Arabistan karşıtı tavır olmadığını ifade etti. Türkiye’den tarafsızlık bekleyenler bu tarafsızlığı sergileyebilmek için orantılı iki tarafın hayatta kalması gerektiğini takdir etmeliler. Bir tarafı tamamen imha etmeye azmetmiş bir büyük tarafı önce engellemek gerekiyordu. Sorunlarını konuşup bir çözüme kavuşturmak için yapılabilecek bir arabuluculuk ancak o zaman mümkün olur. Taraflardan biri yok olduktan sonra zaten arabuluculuk yapacak bir durum da kalmıyor, tarafsızlık sergilemek de.
Türkiye’nin yaptığı kardeşler arasındaki kavganın geri dönülmez biçimde bir hukuksuzluğa yol açmasını engellemek. Bunu Türkiye yapmasa belki dinimize, de kültürümüze de coğrafyamıza da uzak başkaları büyük bir pahaya bu role talip olacaklardı. Irak’a karşı Kuveyt’te yaptıkları himayenin bölgemizde neye yol açtığını herkesin hatırlaması gerekiyor.
Türkiye-S. Arabistan ilişkilerini etkileyen birçok faktör var: ABD, İran, Katar, Mısır, İhvan ve Tarih olarak sınıflayabileceğimiz bu faktörlere sonraki yazımızda yakından bakalım.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019