Yasin AKTAY
24 Haziran seçimlerine doğru hızla yol alırken Cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerde birbirlerini kıran kırana yönelttikleri eleştirileri, bazen moral bozucu bir seviyeye düşse de, iyi tarafından bakıp, Türkiye’de demokrasinin ve ifade özgürlüğünün ulaştığı seviyenin işareti olarak görebiliriz. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sürecinde bunu bütün yetkilerin tek elde toplanmasına, dolayısıyla diktatörlüğe götüreceği bahanesiyle kıyasıya eleştirenler bugün bu sistemde kendilerine yepyeni bir umudun doğmuş olduğunu görüyorlar.
Ülkenin diktatör olduğundan şikayet edilen Cumhurbaşkanı dur durak bilmeden, dinlenmeden, meydan meydan dolaşıp halktan yeniden, beş yıllığına yetki istiyor. Bunu yaparken patronun kendisi değil, kendisinden yetki talep ettiği halk olduğunu her sözüyle, her hareketiyle herkese hissettiriyor. Dünyada başka bir örneği var mı böyle bir diktatörlüğün? Aldığı yetkinin ancak bir sonraki seçime kadar geçerli olduğunu bilerek, hissettirerek ve bunun gereğini yaparak davranan kaç diktatör geçti dünyadan?
Öyle bir diktatör ki, muhalifleri sabahtan akşama kadar onu meydan meydan, kanal kanal, her tür medyada ve ortamda yerden yere vurarak eleştiriyor ve o da bunlara cevap yetiştiriyor. Muhalifler pervasızca eleştirilerini, hakaret boyutlarına vararak yaptıklarında bu “muhalefet hakkı” olarak değerlendiriliyor, ama Cumhurbaşkanı bu eleştirilere aynı tonda cevap verdiğinde adını otoriterlik olarak koyuyorlar.
Doğrusu, Cumhurbaşkanının sözlerinin otoriterlik olarak hissedilmesinin tek sebebi, içeriğindeki hakikat gücünden başkası değil. Zaten otoritenin gerçek anlamı biraz da bu değil mi? Sözü yerinde, doğrusuyla, yetkinliğiyle ve münasebetiyle söyleyebilme otoritesi. Onlar cumhurbaşkanının ya hiç konuşmamasını veya konuştuğunda kendi boş sözlerini ifşa edecek şekilde otoritesini konuşturmamasını istiyorlar.
Onlar aslında meydanı boş istiyorlar. Diktatör suçlamasıyla açığa vurdukları aslında kendi diktatörlük özlemlerinden başkası değil. Oysa Cumhurbaşkanı şimdiye kadar üzerinde kurulmuş oldukları saltanatı boşa çıkarıyor, otoriteyi yıkıyor, alternatif bir siyasi dil kuruyor. Yurtta alışılmış iktidar söylemini yıkarken, dünyada ise beş egemenin otoritesine meydan okuyor, “dünya beşten büyüktür” diyor. O yüzden yurtta onu otoriterlikle suçlarken mücadelede yetersiz kalanların imdadına dünyadan güçlü bir desteğin koşması şaşırtıcı olmuyor.
Sosyal medyada Erdoğan’ı “diktatör” olarak lanse eden yabancı yayınların hepsi bir arada çekilmiş bir resmi var. Erdoğan’ı lince davet eden bu söylem birliğinden daha tehlikeli bir faşizan otoriterlik olur mu? Kendini kamuoyu maskesinin arkasına atan, hiçbir şeyi dürüstçe tartışmaya cesaret edemeyen, algı oyunlarıyla alternatifi yok etmeye çalışan aşağılık otoriterliğin sahtekar konsensüs oyunu. Bu oyun baştan beri devam eden beşten ibaret dünya düzeninin aynen, kurulduğu gibi devamı için kurulmuştur.
Oysa bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin cereyan eden süreci tek başına bütün bu algı oyunlarının sahtekarlığını deşifre etmeye yeter de artar bile. Türkiye’nin cumhurbaşkanı şimdiye kadarki bütün seçim kampanyalarında olduğu gibi herkesten daha fazla koşturuyor, herkesten daha fazla ikna edici, herkesten daha fazla sahici, daha samimi çalışıyor ve bu yüzden herkesten daha iyi sonuç alıyor. Şu ana kadar hiçbir seçimini başka türlü kazanmadı. Otoritesiyle kimseyi kendisine oy vermeye zorlamadı. Sözü yüreklere işleyen bir sahicilikle kurdu, güçlü bir hikayesi vardı, herkesten daha fazla çabayı da ortaya koyunca başarısı mukadder oldu.
Önümüzdeki seçimlerde de başka türlü bir gelişme beklenmiyor. Karşısında daha sahici kimse yok. Daha inandırıcı olabilen kimse çıkmadı. Rakipleri uçuk vaatlerle, sorumsuzca bir popülizmle kesenin ağzını açarak akla hayale gelmeyecek vaatlerde bulunabiliyor. Ama inandırıcılıkları hemen ölçülüp değerlendiriliyor.
İnananlar da olabiliyor bu vaatlere ve demokrasi pazarında alıcısını da bulabiliyor bu vaatlerin. Ama demokrasi pazarının bir sağduyusu da vardır ve nihai kararı o veriyor. Her aileden bir kişiye iş vaat edenlerin bu sorumsuz cömertlikle iktidara geldiklerinde her aileden bir işsiz daha üreteceklerini çok iyi görüyorlar. Kılıçdaroğlu 1 milyon öğretmen atayacağını söyleyerek ciddi bir toplumsal talebe sorumsuzca bir rüşvet uzatıyor. Ama bunu nasıl yapacağını soran spikerin karşısında dut yemiş bülbüle dönüyor arkasından mevzuyu okullarına kahvaltısız gitmek zorunda kalan öğrencilere dam üstünde saksağan çalarak bağlıyor.
SILHO’YA ÖZGÜRLÜK, YASİN BÖRÜ’YE ZULÜM
Bu seçimin demokratik standardı konusunda geriye sadece “Sılho’nun tutsaklığı” kalıyor. (Selahattin Demirtaş’a “Sılho” demek benim tercihim değil, meydanlarda taraftarlarınca dillendirilen bir ifade, yoksa kimseyi kendine yakıştırmadığı bir isimle, lakapla çağırmak gibi bir yanlışın içinde olmayız.)
Onu da Yasin Börü’nün hunharca katledildiği manzara ile yine Hendek teröründen manzaralarla birlikte Sılho’nun tahrik edici konuşmaları ve beyanlarını yan yana koyarak tekrar düşünün isterseniz.
Sılho’nun hapisliği bir siyasi konu değil, bir terör konusudur ve kararı yargı vermektedir. Aday olduktan sonra siyasi görüşlerinden dolayı tutuklanmış değil. Kendisine kuvvetli delilleriyle birlikte isnat edilen bu cürümler dolayısıyla tutuklu iken aday olmuş. Cumhurbaşkanlığı veya milletvekilliği adaylığının bir cürümden kaçmak için bir fırsat olarak değerlendirilmemesi gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019