Ali BAYRAMOĞLU
2024’ü Türkiye’yi hangi temel özelliğiyle tanımlarsın diye sorsalar, yanıtım “örtülü yeni milliyetçilikler” olurdu.
Erdoğan’ın TÜBİTAK’ta yaptığı, geçenlerde alıntıladığım bir konuşması bu dalganın “siyasi hikaye/proje” olarak tam ifadesiydi. Şöyle diyordu: “Türkiye, Türkiye'den daha büyüktür. Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekare ile sınırlandıramayız. Millet olarak tarihin bize yüklediği misyonu görerek, buna göre davranmak zorundayız…”
Erdoğan’ın yaptığı bir güç tanımıydı. “Biz ve güç” arasında ilişki kuran bir ufuk ve tasavvur tanımıydı.
Son yıllarda Erdoğan’ı iktidarda tutan ve arkasındaki toplumsal desteği açıklayan, bu tanım, buna uygun söylem ve politikalardır. Velhasıl, hem bir siyasete hem toplumsal bir beklentiye, bir duygu kabarmasına, bir dip akıntısına işaret eder.
Bu dip akıntı esas olarak toplumun, toplulukların, dış dünya, öteki ve ötekiler karşısında kendisini merkez alma eğilimi ve bunun her toplumsal grupta farklı biçimler alan, “bağımsızlık”, “global güç”, “milli güç”, “kendine haslık”, “biz” gibi unsurlar etrafında şekillenmesidir.
Bu hali nasıl tanımlamak gerekir?
Kuşatıcı bir “kendilik” veya “millilik” duygusunun siyasallaşması en doğru tabir olacaktır.
Söz konusu duygu hali, sınır, kimlik, kültür koruma ile bunların alanını genişletme arayışını aynı anda içeren veya tehdit endişeleri ile büyüme-başarı-genişleme iddialarını birbirine yakınlaştıran, gündeme getiren bir dalgadır.
Bu tablonun işaret ettiği ortak kavram esas olarak milliyetçiliktir.
Milliyetçilik bu çerçevede, bir milliyetçi harekete, sert, baskın, aşırı bir siyasal tavra tekabül etmez. Bu dalgayı tanımlamak için, milli aidiyetten milliyetçiliğe uzanan bir skalada milli duygu siyasallaşması tabiri daha doğrudur. Bu dalga hem muhafazakar hem seküler grupları kuşatır. “Güvenlik ve biz” meselesini öne almakta, demokrasi, sandık, insan hakları gibi unsurlarla daha sınırlı bir ilişki kurmaktadır.
Bu yeni milliyetçi dalga siyasi yorgunluk, değer-kurum krizleri, global düzeyde siyasi değer hiyerarşilerinde yaşanan değişimlerle irade ve güç faktörünün öne çıkması üzerinden, yeni bir siyasallaşma hali olarak da ele alınabilir.
Bunun taşıyıcısı da önemlidir. Devlet veya devletimsi yapılar, siyaseti ikame eden veya siyasetin taşıyıcısı haline dönüşen toplumsal algı ve atıf halini teşvik etmektedir. Bu tasavvur ise, devlet fikrine, siyaset-devlet özdeşliğine açılan kapılarla ilgili kuvvetli ihtimalleri akla getirmektedir.
Farklı eğilimleri aynı anda kuşatması itibariyle ilk bakışta paradoksal gelebilecek bu durumun kendi içinde bir bütünlüğü ve anlamı vardır. Bu anlam, rasyonel veya otoriter devlet, milli devlet veya milliyetçi devlet gibi siyasi eğilme göre değişen ama esasen devlet üzerinden siyaset tarzının bir taçlandırılmasıdır.
Ortak tasavvurda siyaset-devlet ayrımının kısmen silikleştiği, güç-devlet ilişkisinin öne çıktığı, yönetim tarzı itirazları dışında, devlete ve politikalarına sahip çıkma eğiliminin arttığı bir hale işaret etmektedir. İktidarı destekleyen kesimlerde gelecek tasavvurunun işaret ettiği böyle devlet-siyaset anlayışıdır. Muhalif kesimlerde ise, istenmeyeni bertaraf etmeye endeskli siyasi tutumun, rasyonel devlet inşası ve restorasyonu fikri üzerinden kurgulanmaktadır.
Bu tablo 2024’ü aşar ama tam anlamıyla içine alır..
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025