Ali BAYRAMOĞLU
Bir süreç başladı, bu, muhakkak.
Otoriter bir dönemde Kürt sorunundaki silah boyutunu hedef alan, bir uzlaşmadan çok örgüt bakımından bir zorunluluk olarak ortaya çıkan, devletin de lütuf gibi sunduğu bir arayış var.
Nitelik bu.
Ancak arayışın niteliği kadar hedefleri ve tetikleyici unsurları da önemli. Arayış bu sınırlar içinde kalsa bile başarıya ulaşması halinde derin bir anlam taşıyacaktır. Hedeflenen silahtan siyasete geçişi ifade eden bir dönüşümdür.
Böyle muhtemel bir dönüşüm Kürtlerin de Türkiye’nin de önünü açabilir.
Kürtlerin yaşadığı ülkeleri kapsayan Ortadoğu’nun yeni dinamikleri bunu gerektirmekte ve talep etmektedir.
Şu tespitler sanırım yanlış olmaz:
Irak’ta Kürtler geri dönülmez toplumsal ve siyasal bir yaşam alanı bulmuş durumdalar.
Suriye’de Kürtlerin varlığı toplumsal ve siyasi olarak tescillenmiş halde. Varlıklarını siyasi parti veya hareket olarak devam ettirseler bile, bu ülkede kendilerine köklü bir yer edinmiş bulunuyorlar. Ayrıca, Suriye üzerinde iddiası, arayışı ve soruları olan Fransa, ABD gibi uluslararası güçler için kolay feda edilemez bir müttefik olarak görünüyorlar.
Bu tabloya Türkiye’yi de ilave etmek gerekir.
Türkiye’de PKK faaliyetleri minimize edilse ve bastırılsa bile bugün DEM gibi siyasi partiler Kürt meselesi ve taleplerinin toplumsal ve siyasal boyutlarıyla güçlü temsilcisi olmayı sürdürüyorlar. Bu, büyüyerek artan siyasi-toplumsal bir hal. Bu partiler bir süredir Türkiye’nin üçüncü büyük siyasi partisi olma durumundalar. Türkiye genelinde ortalama yüzde 10’luk, Güneydoğu’da ortalama yüzde 70’lik oy gücüyle Kürtlerin güçlü ve ayrı temsilinin, siyasi varlığın ve taleplerinin altını çiziyorlar.
Türkiye’deki yeni süreç, bugün geldiği nokta itibariyle, silahtan siyasete dönüşüm tüm Türkiye dahil tüm Ortadoğu’da bu durumu tüm taraf ve ilgililerce kabul edilir bir alan ve rol paylaşımı çerçevesinde regüle edecek, çatışmalara son verip siyasi evreye geçişi hızlandıracak bir arayış olarak okunabilir.
İran bir yana bırakılırsa, Kürtler yaşadıkları coğrafyada ve ülkelerde yeni bir faza geçmiş bulunuyorlar.
Bu bir doğum hali, sancısını ifade ediyor.
Silahtan uzaklaşma, bu fazı onlar bakımından derinleştirip anlamlı hale getirecek, yaşadıkları bölge ve ülkelerde farklılıklarını koruyup sisteme entegre olmalarının yolunu açacaktır.
Suriye, Irak, özellikle Türkiye gibi ülkeler için ise, silahtan uzaklaşmış Kürt talepleri ve temsili, önemli bir güvenlik sorununu ve sürekli alarm halini ortadan kaldıracağı gibi yeni bir siyasi formatın önünü açıp, çatışmacı/otoriter düzenlemelere gem vurabilir.
Bunlar çıplak veriler, zorunluluklar ve fırsatlardır…
Kanımca, devletin, Öcalan’ın ve örgütün aklı bu verilerden azade değildir.
Sürecin işleyişine gelince…
İşleyiş taraflar bakımından temkinli ve kapalı…
Ülkenin fotoğrafı göründüğü kadarıyla şöyle:
Ulusalcılar bu sürece esastan karşılar, Öcalan’la görüşme, pazarlık yapılıyor ve taviz veriliyor fikri üzerinden açılıma kuvvetli karşı tavır içindeler.
Ilımlı modernist kesimler ise genel olarak tereddütlü, mevcut siyasi iklime bakarak bu yolun tıkalı olduğunu düşünüyor ve bu sürecin Erdoğan’a yarayacağı endişesi taşıyorlar.
İktidar bloğu kendi içinden çıkacak milliyetçi tepkileri engellemeyi ana mesele yaparak bu süreci bir devlet inisiyatifi, bir lütuf ve silahtan arınma çabası olarak lanse ediyor, her tür müzakere ve diyalog iddiasını reddediyor.
Kürt tarafı tavrı elbet pozitif. Bununla birlikte kendi kesimlerine Öcalan’ın açıklamasının devlete taleplerine bir boyun eğiş olmadığını anlatmak peşindeler. Devlet ve Öcalan arasında Görüşmelerin yapıldığı, adımların karşılıklı atılacağını ifade ediyorlar.
Ancak bu tablodan hareketle hüküm vermemek gerekir.
2013-2015 çözüm süreci işleyiş ne denli kamuoyuna açık bir görüşme, diyalog süreciyse, bugün başlayan hamle o denli kapalı bir nitelik taşıyor.
Kapalı kapıların ardından ne tür görüşmelerin yapıldığı bilinmiyor. Bununla birlikte bu görüşmeler varlığına dair açıklamalar ve emareler bulunuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025