Ali BAYRAMOĞLU
28 Şubat soruşturmasında gecikmiş büyük adım atıldı. Devrin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı gözaltına alındı.
Büyük adımdan kasıt, 28 Şubat'ın askeri faillere yönelik, esas BGÇ üzerinden yürütülen hukuki sürecin 'ana şekli'ni almış olmasıdır.
Karadayı'nın sorgulanmadığı ya da yargılanmadığı bir 28 Şubat soruşturması sadece eksik bir soruşturma-kovuşturma olmakla kalmaz, aynı zamanda 28 Şubat müdahalesinin niteliğiyle ilgili anlam da taşır.
Zira soru şudur: 28 Şubat ordu içinde bir grubun işi midir yoksa tepeden tırnağa tüm ordunun işi midir?
Karadayı'nın devre dışı kalması işi birkaç kötü adama fatura eder, devreye girmesi ise kurumu ve 'kurumsal suç'u öne çekerek, hukuki resmi yerli yerine oturtur.
28 Şubat müdahalesi hem ordunun kendisine yönelik tanımıyla ilgili bir müdahaledir, hem de bir sistem işidir, sivil unsurların açık bir şekilde kurucu güç oldukları bir müdahaledir.
Ve bu müdahaleyle hesaplaşmak, herhalde en az yarım kalmış askeri girişimlerle, darbe zemini hazırlama hamleleri kadar önemlidir.
Karadayı'nın gözaltına alınması aynı zamanda daireyi olması gerektiği gibi genişletmiştir. En azından askeri darbe kanadının ve eyleminin tam anlamıyla tanımlanması ve sorgulanması için atılmış doğru bir adım olmuştur.
Dikkat edilmesi gereken bir başka açı daha var.
Bu gözaltına Çevik Bir'in yani Karadayı'nın eski yardımcısının yaptığı suç duyuruyla katkısı ilginç ve hazin bir duruma da işaret ediyor.
Eski ve kibirli egemenlerin, eski ortaklarını suçlayarak ya da suçu onlara yıkarak kendilerini kurtarma çabalarını gördükçe, 'güç ve suç psikolojisinin aslında ne kadar benzer ve ne kadar düşük olduğunu' da görüyorsunuz.
Karadayı daha ilk günden itibaren fişleme gibi konulardan haberi olmadığını, BÇG'nin varlığını bilmediği, tankların yürümesini sonra öğrendiğini, bunu yanındaki başka generallerin yaptığını sandığını, kendi yaptıklarının Anayasa'ya uygun işler olduğunu söyleyegeldi.
Nitekim TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifade ortada:
'Batı Çalışma Grubu diye bir grup yoktu. Yani ismi böyle Batı Çalışma Grubu diye bir grup. Fişleme meselesini de ilk defa duyuyorum. Dava açıldıktan sonra duydum, şaşırdım kaldım…'
Yardımcısı, tutuklu emekli general Çevik Bir ise, yaptığı suç duyurusunda savcılığa şunları yazıyordu:
'En üst düzeydeki komutan sıfatıyla bir Genelkurmay Başkanının komutası altındaki kendi karargahında ve kendisinin oluru alınarak kurulan ve kuruluş tarihi itibariyle tüm yazışmaları ilgili adresler yanında MGK Genel Sekterliğine bilgi olarak sunulmuş, özel çalışma grubundan haberinin olmadığı düşünülemez ve de kabul edilemez. Çünkü her emir ve kuruluş kendisinin olur ve onayı alınarak gerçekleştirilmiş ve yayınlanmıştır…'
Karadayı canını kurtarmaya çalışıyor.
Çevik Bir'in meselesi de önce, bir darbe grubun şefi olmaktan çıkmak, 28 Şubat'ın emir-komuta yapısıyla yapıldığını göstererek, devlet işine işaret ederek, suçlu olmadıklarını iddia etmek…
Bu karşılıklı can kurtarma çabaları onlar açısından herhalde acıklı bir durumdur.
28 Şubat soruşturmasında, 1 sivil, 60 sanıkla iddianame aşamasına gelindi…
Dava arenası tek başına bir yüzleşme ve hesaplaşma alanı olacaktır,
28 Şubat adli süreci, Ergenekon, Balyoz gibi davalarla karşılaştırılınca kabarık suç ortaklığı nedeniyle biraz daha geri planda kalıyor, geri plana itiliyor. Dava seyri bu durumu tersine çevirecektir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025