Ali BAYRAMOĞLU
21 Mart'ta Diyarbakır'da Öcalan'ın çağrısının okunması silahlı bir ayaklanmanın sona erdiğini ilan ediyordu. Dün Kandil'in duyurduğu geri çekilme kararı ve takvimi bu ilanı tescil etti.
30 yıldır Kürt sorunundan ötürü kan döküldüğü, ağır çatışmaların seyrettiği bir ülkede yaşıyoruz.
PKK'nın 1999'daki tek taraflı, üstü örtülü çekilme kararı bir yana bırakılırsa, böyle bir noktaya ilk kez gelmiş bulunuyoruz.
Murat Karayılan, dün, Kandil'de 'Öcalan'ın talimatı üzerine 8 Mayıs tarihinden itibaren kademeli olarak silahlı güçlerimizi geri çekiyoruz ve geri çekilmeyi en kısa sürede tamamlamayı hedefliyoruz' diyordu.
Öcalan vurgusunun altını özellikle çizmek gerekir.
Kandil'in açıklaması ve 6 maddeli çekilme planı, Kürt siyasi hareketinin tümüyle Öcalan'ın çizdiği sınırlar dahilinde hareket ettiğinin ve edeceğinin göstergesidir.
Geri çekilmenin hiç bir koşula, en azından karşı adıma bağlanmadığı da ortadadır. Karayılan'ın açıkladığı 6 madde, sırasıyla 'çekilme fiilini, tarihini, çekilecek birimlerin gidecekleri yeri, saldırı olmaması talebini ve bunun gözlenmesi gereğini' ifade ediyor.
Anlaşılmaktadır ki, silahların susması ve silahlı PKK'lıların Türkiye sınırları dışına çekilmesi işi, 'askeri aşama' bir kaç ay içinde tamamlanacaktır.
Artık kan akmayacaktır. Silahlar konuşmayacaktır.
Barış süreci ve Kürt meselesinin çözümü, bundan sonra siyasi araçlarla, uzlaşma ve mutabakatlarla devam edecektir. Kürt siyasi hareketi taleplerini bu zeminde dile getirecek, mücadelesini bu zemin üzerinde verecektir.
Bunun ne denli önemli olduğu kimilerince algılanmasa da, Türkiye'nin gerek Kürt sorununda gerek kendi öyküsünde kritik, kurucu ve hayati yeni bir sayfa açtığı ortadadır.
Bu sayfa 'demokratik yeniden yapılanma' başlığını hakkediyor.
Daha şimdiden Türkiye çatışma çözümünde kendi imkanları ve koşulları içinde keskin bir yol aldı ve kendisine has bir model üretmeye soyundu.
Bu model siyasi ve demokratik alanın genişletilmesi fikri ve mutabakatı üzerine kuruludur. Kürt meselesine ilişkin sık gündeme getirilen, sorulan 'alma-verme işlemi' de ancak bu genişleme zemini içinde anlam kazanmaktadır.
İkinci aşamada siyasi iktidarın, Kürt Siyasi Hareketinin, gözlemcilerin, yorumcuların ortak bir şekilde vurguladığı gibi işte bu genişleme aşamasıdır, siyasi ve demokratik alanın genişlemesi hamlesidir…
Kabul etmek gerekir ki, bu ikinci aşama en az birinci kadar zorlu olacaktır.
Gerek Kürt taleplerinin karşılanması, gerek Türkiye'nin bütünlüğünün yeni bir dil ile vurgulanması ve kurgulanmasını içerecektir.
Bu noktada anayasa ve anayasa hazırlıkları son derece önemli bir imkan olarak karşımızda duruyor.
İki noktanın altını özellikle çizmek gerekir.
Bu bir demokratik yol alışın gücünü, kalıcılığını sağlayacak ilk unsur toplumsal onay ve meşruiyettir.
Türkiye'nin bu konuda yol aldığını sık yazıyoruz. Ancak endişe ve soruların da altını çiziyoruz. Önümüzdeki günlerde bir yandan onay, öte yandan endişe ve sorular etrafında bir siyasi seferberlik yaşanacağı ortadadır. Ve her kişiye, her vatandaşa bu açıdan sorumluluk düşmektedir. Kuru itiraz yerine kurucu nitelikte öneri ve tartışma ortamı hayatidir.
İkinci unsur ise muhalif siyasi partilere, özellikle CHP'ye ya da kimi CHP milletvekilerine ilişkindir. Yeni sayfanın yazımında katılımcı olmaları, görüş ve endişeleri istikametinde yeni sürecin parçaları haline dönüşmeleri gerek uzlaşma gerek çoğulcu sonuç alabilme açısından önemlidir.
Evet barış treni kalkıyor…
Binme zamanıdır…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025