Ali BAYRAMOĞLU
Siyasi aktörler tercihler yaparlar. Önlerindeki seçeneklerden en doğru bulduklarını seçerler. Ancak bu, gözardı ettikleri diğer seçeneklerin kimi doğru yönleri olmadığını göstermez. Zira her seçeneğin doğru ve yanlış yönleri, faydalı, erdemli ve zararlı, düşük tarafları bulunur.
O zaman en doğru karar dahil her karar, belli seçeneklerden ve onların faydalı yönlerinden vazgeçmeyi zorunlu kılar.
Sonuçta, her tercih aynı anda kazanım ve kayıpları kaçınılmaz kılar.
Burada mesele sadece kararların doğru ve yanlış olması değildir. Zira onlara temel olacak tek bir 'iyi' ya da tek bir 'doğru' yoktur. Ve hiç bir tercih, hiç bir analiz, hiç bir siyasi mantık 'iyi'nin tüm yön ve şekillerini yakalayamaz.
Bir siyasetçinin, bir yorumcunun ya da bir vatandaşın bunu bilerek akıl yürütmesi kendi başına önemlidir.
Çünkü bu anlattığımız siyasete, hayata dair, düşüncede, algıda ve analizde çoğulculuğa kapı açan bir bakış açısıdır...
Nitekim çoğulculuk sadece bir 'sistem' değil, aynı zamanda bir 'zihniyet' meselesidir.
Bir de başka bir bakış açısı ve zihniyet vardır.
Bu bakış açısı 'mutlak yararlar ve göze alınabilir zararlar' fikri üzerine kuruludur. Tercihler ve ima ettikleri önermeler doğru ve yanlış olanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Siyasi açıdan bakıldığında bu bakış açısı karşımıza mutlak bir faydacılığı, bir savaş mantığını çıkarır: Ya hep ya hiç...
Bu bakış açısına göre 'çoğulculuk fikri' bile mantık dışıdır. Çoğulculuk bir kategori olarak ya bir yanılgıdır ya doğruyu sulandıracak kasıtlı bir araçtır ya da kandırmacadır.
Türkiye'ye bakalım...
Her zaman olduğu gibi semalarımızı ikinci bakış açısı kaplamış bulunuyor.
Ve özel bir dönemden geçiyoruz, siyasi gündem bir yönüyle çoğulculuk-çoğunlukçuluk tartışmaları üzerinden yürüyor. Yerleşik zihniyetin cenderesinde çoğulculuk beklentileri, çoğulcu özellikler taşıyan yaklaşımlara yönelen öfke ve hoyratlık yükseliyor ve çeşitleniyor.
Asılda hazindir...
Düne kadar Kemalist kesimleri, ulusalcıları, militarist zihniyeti kuşatan bu tutum bugün siyasi partiler arenasına, basına, yeni kalem erbabına, siyasi iktidara kadar her yanı kuşatmış bulunuyor.
Siyasete, komplolara, siyasi kurguya endeksli, kurgu içinde tek ve sıkça dışsal bir faktör, 'bozan el' mantığı üzerine oturan, toplum tasavvuru eksikliğiyle malül bu durum aslında bir zihniyet haritasına işaret eder.
Bu zihniyet, kendiliğindenlikten, yaşanan çıplak toplumsal, siyasal gerçekten ve onun çok boyutluluğundan, özellikle değişim ve iç dinamikler ilişkisinden haz etmez.
Bugün olduğu gibi siyasi analizleri dahi 'olması gereken'in ya resmedildiği ya zorlandığı bir araç olarak görür ve kullanır.
Bugün olduğu gibi çoğul nitelikli meşruluğu dahi tekil ve tek doğruya endeksli hale getirir, 'egemenlik' ile 'meşruiyet' kavramını birbirinin yerine geçirir.
Bugün 'ora'dan ya da 'bura'dan olmak kavgası sadece polemikleri, kişilik imhalarını, sembolik infazları tahrik etmiyor.
Aynı zamanda kavramları da kirletiyor.
Hürriyet Gazetesi'nin bir dönem karşı kamptaki bir hukukçuyu, Sami Selçuk'u itibarsızlaştırmak için yaptığı, kitabında verdiği referansları taşlama eylemi, Foucault'yu homoseksüel, Voltaire'i dinsiz, Dostoyevski'yi arsız ilan etme işi, bugün başkaları tarafından başka formlarla devam ettiriyor.
O başkaları askerin bir dönem yaptığı çıkışları dahi sürdürüyor.
Değil mi ki, asker bildirileri 'hain, nifak sokan, yıpratma, maşa' gibi tabirlerle kendisine yönelik eleştirileri ya da kimi siyasi tahlil ve saptalamaları boğmaya, düşünceyi kriminalize etmeye çalışırdı.
Bugün kimi analizlerin, bırakın analizi açık çatışmaların veya çözülmelerin tespiti bile fitne, bölücülük, vs gibi laflarla karşılanırken, durum dünden çok farklı mıdır?
Bugün çoğulculuk fikri ve kavramı dahi siyasi iktidarın varlığını hedefleyen, hatta gayrimeşru hamleleri temsil eden bir çerçevede algılanıp lanse edilmiyor mu?
Hazindir...
Türkiye bugünleri de geride bırakacak...
Not. Bir yanlış anlamayı düzeltmem gerek. Bir ittifakın çöküşü başlıklı yazımda sözünü ettiğim 'demokrat-liberal kesim' sadece kalem erbabından oluşmuyor. Aynı zamanda 2002 sonrası AK Parti'nin reform politikalarını sandıkta, meydanlarda, sivil yapılarda, siyasi ilişkilerde destekleyen bir toplumsal dokuyu içeriyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025