Ali BAYRAMOĞLU
2007 Temmuz seçimleri sonrası Baykal soruyordu:
'CHP bu seçimlerde neden başarısız oldu?'
Yanıtı tarihiydi, simgeseldi, şöyleydi:
'Tarikatlar, ABD ve AB, ikinci cumhuriyetçiler, Kürtler AK Parti'yi desteklediği için...'
Aslında doğruydu...
AK Parti toplumun farklı kesimlerinden, liberallerinden, inançlılarından, Kürtlerinden destek aldığı için, iç dinamiklerin enerjisini kendisinde topladığı için başarılı olmuştu...
Doğruydu, dış dünyadan çağın ruhunu, değişim ve istikrarı temsil ettiği için destek almıştı.
Bu tabloyu tersten okuduğunuz zaman CHP'nin neden kaybettiğini, hâlâ kaybetmeye devam ettiğini ve kaybetmeye mahkûm olduğunu anlayabilirdiniz, hâlâ anlayabilirsiniz...
CHP toplumu ve çağın ruhunu temsil etmediği için kaybediyor.
AK Parti'nin yaşadığı inişe, özgürlük konusunda moral üstünlüğünü kaybetmesine, imaj kaybına rağmen bu tablo değişmiyor.
CHP bunun bile gerisinde kalıyor.
Bir kaç gün önce yazdım:
Son seçimlerde 'CHP'nin oyları Türkiye'nin 1/3'ünde, yaklaşık 30 ilde yüzde 10'dan az. Ülkenin ¼'ünde ise sadece yüzde 10 ile 20 arasında. CHP ülkenin bir bakıma 1/3 anlam taşıyan bir temsil oranına yükseliyor. Önemli ölçüde Trakya ve Ege Bölgesine sıkışmış bir siyasi partiden söz ediyoruz. CHP'nin temsil ettiği bu doku sadece ana muhalefet partisinin 'iflas'ına işaret etmez, aynı zamanda Türkiye'nin sosyolojik bakımdan da dev bir muhalefet sorunu ve boşluğuyla karşı karşıya olduğunu gösterir. Tek örnek yeterli: CHP'nin Doğu'nun ezici çoğunluğu ve Güney Doğu'nun tüm illerinde yüzde 10' nun altında oy alıyor olmasının anlamları üzerinde ciddi bir şekilde düşünmek gerekir...'
CHP açısından dün ve bugün açısından süreklilik adeta mutlak.
Kemalist modernleşme modeli, ödevleri, hakları, tavırları, yaşam biçimiyle sıkı sıkıya tanımlanmış bir 'Türk-laik yurttaş' kimliği üzerine oturtulmuş, bu resmi kimlik çerçevesinde yaratılmaya çalışılan resmi 'insan' kemalist modernizasyon projesinin temel taşıyıcısı olmuştu.
CHP hâlâ bu modelin peşinde olduğu, bu modeli savunduğu için acınası haldedir.
CHP bu resmi kimlik dışında kalan tüm kimlik ve taleplere, yani devlet-birey kutuplaşmasında bireyin özerkliğinin altını çizen siyasal hareketlere merkezkaç güçler olarak baktığı için acınası haldedir.
Kemalist anlayışa göre toplumdaki tüm aracı aktörler ve kurumları, bu resmi kimlik projesini gerçekleştirecek işlevlerle donatılır.
CHP bu anlayışın taşıyıcısı ve temsilcisi olduğu için acınası haldedir.
Başarısız olmuştur çünkü CHP'nin 'demokrasi' anlayışı kültürel, dinsel ve etnik farklılıklara ve değerlere özel mekânlar ve özel yaşamlar çerçevesinde özgürlük tanınmakla sınırlı kalmıştır.
Bu öyle 'demokrasi' anlayışıdır ki, terakkiden, özel mekânların kamusallaşması ya da en azından çoğalmasını değil, özel mekânlar ve dünyalar çerçevesinde ifade edilebilecek değerler ve farklılıkların sayısının artmasını anlar.
Başka bir deyişle, merkez güç-merkezkaç güç çatışması, özel yaşamların ve yerel-kültürel kimliklerin özel yaşamlara hapsedildiği, kamu yaşamının ise siyasal merkez tarafından belirlendiği bir yapılanmayı ifade eder.
Bu yapılanma, özel alanla kamu alanını birbirinden sıkı sıkıya ayıran, ancak ayırırken kamu sahasını, 'yerel değer karşıtı evrensel değerlerle' ahlakileştiren bir ikilik üzerine oturur.
Türk siyasal yaşamı uzun süre, merkezkaç güçlerin taleplerini gerçekleştirme çabalarıyla, merkezin bunları bazen doğrudan bazen ehlileştirerek bastırma çabası arasındaki gerilimden biraz bu nedenle beslenmiştir...
Bu öyle bir anlayıştır ki, laiklik kültürel ve sosyal sahada bir toplumsal grubun hükümranlık tekelini ifade eder. Ve bu tekel, ekonomik sahada kapalı bir rant sistemi tarafından beslenir.
Bunun içindir ki, temsil hala demokrasi algısının esasını oluşturur Türkiye'de.
Bunun içindir ki, CHP üzerinden bu ülke muhalefetsiz siyasete mahkumdur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025