Ali BAYRAMOĞLU
Ataerkil siyasi kültürün özelliklerindendir, 'ne' veya 'nasıl' sorusu değil 'kim' sorusu ve buna verilen yanıtlar öndedir. Bir proje, bir atılım, bir hamle söz konusu olduğunda ona yönelik fikirleri işin esasından önce kim tarafından önerildiği, yapılacağı meselesi belirler.
Aidiyet, bağlılık, kişi ve çevreye bağımlılık buradan kaynaklanan güven ya da karşı kişi ve çevre için güvensizlik öne çıkar. Cemaat esaslı, liyakattan çok sadakatı öne çıkaran bir değer sisteminden, bir siyasi algıdan söz ediyoruz.
Siyasi ve toplumsal hayat açısından bizim de önemli bir özelliğimizdir, bu ataerkil algı ve ilişki sistemi...
'Güven' ya da 'güvensizlik' üzerine oturan, ne yapılacağına, yapılması gerektiğine ikincil derecede kulak veren bir siyasi akıl yürütme mekanizması...
Siyasi ortam sertleşip, kutuplaşma artınca bu algının daha keskin hale gelmesi de kaçınılmaz olur.
Burada kişilerin ötesinde ait olunan gruplara yönelik bir tutum alma ve akıl yürütme başlar.
Cemaatsal doku iyice devreye girer. Bu doku, malum, simgesellik üzerine kuruludur. Cemaati, öteki cemaatleri tanımlayan simgeselliktir. Cemaatler arasındaki ilişkiyi tanımlayan da politik-ideolojik görüş farklılaşmasından çok daha fazla simgesel algıların belirleyiciliğidir.
Türkiye bir süredir bu kuşatıcı iklimi çok yakından soluyor.
Cemaat dediğim zaman aklınıza sadece Gülen cemaati gelmesin...
Sadece muhafazakar kesimler de gelmesin...
Modern-laik kesim cemaat dokusu ve ataerkillik konusunda hiç geri kalmadığı gibi, çoğu zaman at başı önde gider.
Soluduğumuz bu ataerkil ve cemaatçi iklim, doğal olarak bunların siyasal, toplumsal, zihniyet düzeyindeki türlerini ve krizlerini de içeriyor.
Siyasi iktidar düzeyindeki tartışma, 'ataerkil siyaset tarzı'nın kimi kesimler tarafından şiddetli bir şekilde reddiyle birlikte yaşanan bir yönetim krizi, bir yönetme tarzı meselesi olarak karşımıza çıkıyor. Ataerkillik tarz ve kriz siyasetin kendi dışında özerk alan kabul etmemesiyle, kültürel ve sosyal tüm sahaları emme iddiasının derinleşmesiyle ve kendince meşruiyet aramasıyla iyice keskinleşiyor. Bu sıkıntı hem siyasi iktidarın gidişiyle, hem onun karşısında doğan yeni toplumsal muhalefetle, hem ona yönelik bildik 'köktenci' itirazlarla örülü, bunların karşılaşması ve çatışması üzerine kurulu bir dizi krizi içeriyor.
Toplumsal düzeyde ise, siyasi alandaki iktidar kavgalarının yansıması, bu kavgaların ürettiği 'meşruiyet' tartışmaları, fikri ya da siyasi olmaktan önce keskin sınıfsal ayrışmalara yol açıyor. Pek çok liberal eski mahallerine bu çerçevede dönmüş bulunuyor. Hatta aldıkları ve 'demokratik' olduğunu iddia ettikleri tavır toplumsal tasavvurdan tümüyle azade ve cemaatçi bir istikamette eleştiri değil, tümüyle 'dışlama esası' üzerine oturuyor. Laik kesim ve muhafazakar kesimdeki sıradan vatandaşta 'açıklama keskinliği ve kesinliği'ni bu tablo üretiyor.
Ancak görülmesi gereken, bu 'sınıfsal tutum unsurlarının daha çok sembolik ögelerle şekillenmesi'dir. 'Simgesellik üzerine kurulu sınıfsal yakınlıkların varlığı'dır. Bu noktada belirli projelere dayalı politik-ideolojik görüşlerin belirleyiciliğinden çok 'simgelerin, simgesel algıların kültür, ekonomiyi ve faydayı üst üste oturtan belirleyiciliği' ön plandadır.
Ataerkil ve cemaatçi dokunun kazandığı bu etkinlik kendi başına bir sorundur.
Bu etkinliğin yol açtığı toplumsal kutuplaşma krizleri de öyle...
Bu açıdan bakılırsa, sorun ciddidir...
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025