Ali BAYRAMOĞLU
Açıkçası nereden baktığınıza bağlı...
Türk demokrasisinin son dönemine ilişkin iki farklı okuma yapmak mümkün.
Birincisi daha çok sosyolojik, demokrasiyi (eşitlik, özgürlük, adalet arayışlarını) daha çok ekonomik, kültürel, sosyal unsurlar etrafından ele alan bir okumadır.
Bu açıdan karşımızda, tarihsel, simgesel ve sınıfsal yer değiştirmelerin, eşitlenmelerin, iç içe girmelerin yaşandığı, Kürtlerden dindarlara varoluş sahalarının ve özgürlük alanlarının genişlediği bir öykü bulunmaktadır.
Büyük sosyolojik bir devinim...
Siyaset ve siyasi iktidar üzerine hiç bir tartışma, Gezi ve sonrası, 1 Mayıs ve benzerleri aşağıdaki unsurlardan oluşan bu büyük sosyolojik devinimi ortadan kaldırmaz:
Kök-siyaset, kimlik-kamusal alan ilişkilerin görece özgürleşmesi, görece bir açık toplum düzenine doğru ilerlemesi... Farklı kesimler arasında konjonktürel siyasi kutuplaşmaların perdelediği toplumsal etkileşimin ve sentezin varlığı, bir tür toplumsallaşma süreci... Buna bağlı olarak seküler, dini, geleneksel ve modern değer sistemlerinin aynı kişi tarafından tüketildiği iç içe geçmeler... Kimlik-tarih karşılaşması, gayri müslimlerin keşfi, cumhuriyet döneminin yeniden okunması, verili kimliğin şeffaflaşması arayışı... Sivil değerlerin kah asker, kah devlet kah siyasi iktidar karşısında galebe çaldığı toplumsal bir hareketlilik...
Bu gelişmeler, demokrasinin tanımı itibariyle devrimsel niteliktedir.
Bunları mümkün kılan siyasi başarıları zikretmemek hem kadirşinaslık olmaz, hem sizi Türkiye'yi anlamaktan uzaklaştırır. Orta sınıfın nüfus içindeki payını 2001'den 2012'ye yüzde 21'den yüzde 41'e çıkaran ekonomik ve sosyal politikalar, kemalist vesayetçi düzeni ters yüz eden demokratikleşme politikaları ve bunun doğrudan sonucu olarak şekillenen toplumsal özgüven iklimi bu başarıların üç temel ayağını oluşturur.
Bugün Türk demokrasisine yönelik olumlu ve bu açıdan yadsınamaz kefenin temelini de bu durum oluşturmaktadır.
Kaldı ki, demokrasinin bu öyküsü bitmiş, dünde kalmış bir öykü değildir.
Tersine sürekliliği olan bir öyküdür ve AK Parti'nin en zor döneminde aldığı yüzde 45 oy bu durumun bir göstergesidir.
Gelelim madalyonunun öteki, son dönemde tartışmaların merkezini oluşturan, Türkiye'yi kasıp kavuran yüzüne...
Türk demokrasisinin ikinci okunma biçimi ülkede gelenekleşmiş 'hakim yönetim tarzı'yla, buna ilişkin 'normatif değerler'le ve 'kurumlaşma düzeyi'yle ilgilidir. İşin bu tarafı son dönemlerde baskın olmakla birlikte, hemen her zaman bir 'zaaf' ve 'sıkıntı'yı ifade etmiştir.
Ülkenin, özellikle AK Parti'nin siyaset tarzı temel olarak ataerkildir.
Ataterkil tarz kurumsallaşma yerine şahsileşmeyi, liyakat yerine sadakatı, bu çerçevede hükümranlık aracı olan siyasetin kendi dışında basından iletişime, kültürden hiç bir alana özerklik bırakmamasını ifade eder. Ekonomiden yönetime cemaatçi değerlerin yönlendirdiği yolsuzluklara da zemin hazırlayan enformel ilişkilerin yoğun olduğu bir siyaseti üretir.
Son 12 yıllık AK Parti öyküsü aslında tümüyle bu tür bir siyaset tarzı üzerine oturmaktadır.
Toplumsal değişim istikametinde güçlü ve zımni toplumsal ittifakların oluştuğu, bu çerçevede siyasi iktidar açısından başarı dozunun yüksek olduğu ve bölge konjontür rüzgarının arkadan estiği dönemlerde bu 'tarz', özgürlük kapılarını kapatma yerine açmış ya da böyle algılanmış, yine algıda 'güç-başarı-demokrasi' arasında doğrudan ilişkiler kurulmuştur.
Bu tablo, 2011 sonrası olduğu gibi yeni toplumsal beklenti ve taleplerin devreye girdiği ve karşılıksız kaldığı, başka ifadeyle toplum-siyaset ilişkilerinin daraldığı, tıkandığı dönemlerde ise özgürlükler alanını daraltan, siyasetin toplum üzerindeki denetim ve baskısını besleyen durumlara yol açmıştır.
Dinlemelerin ortaya çıkardığı enformel ilişkiler, basın-siyaset-yargı arasındaki meşruiyet sınırını aşan durumları da bu tabloya ekleyerek görüntüyü iyice sorunlu hale getirmiştir.
Bugün dışarıda Türkiye'ye, içeride siyasi iktidara dönük keskin eleştirilerin temelini de bu durum oluşturmaktadır.
Bu durum bir bakıma ataerkil siyaset tarzının ağır krizidir.
Bugün bu iki farklı demokrasi okuması çatışıyor.
Oysa gerçeği madalyonun iki yüzünü de kaplayan bütün oluşturuyor.
Ne abartmak gerek ne de haksızlık etmek...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025