Başbakan kim olacak? AK Parti bu sorunun yanıtını istişarelerle bulmaya çalışıyor. Ancak istişarelerde fikirlerine başvurulan kurul üyelerinin tercihlerini de AK Parti merkezi ya da lideri önemli ölçüde yönlendirmiş bulunuyor.

Zira, yeni dönemde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın birlikte çalışacağı başbakanı seçmesi, bunun üzerinden genel başkanlıktan ayrılmadan önce AK Parti'yi 'şekillendirmesi' tabii kabul ediliyor.

Muhalefetin buna itirazı, Erdoğan'ın seçilmesi ve bunun Resmi Gazete'de yayınlanması sonrası istifa etmesi gerektiği yorumları, bu istikamette Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan başvurular ana istikameti değiştirecek gibi durmuyor.

Asıl soruyu tekrar soralım: Başbakan kim olacak?

Tayyip Erdoğan kimin başbakan olmayacağını uzun süredir çeşitli kriterler üzerinden tanımlıyor.

Genel başkan ve başbakanın aynı olması, seçimlere bu yapıyla gidilmesi, bu çerçevede 3 dönem engeline takılmayacak bir isim olması ilk kriter..

AK Parti'nin Erdoğan'sız katılacağı ve AK Parti açısından anayasal çoğunluğun peşinde koşulacak ve her anlamda kritik olan 2015 seçimlerinde temsil gücü yüksek, partiyi isim olarak taşıyabilecek bir siyasi bagaj ve kişilik ikinci kriter..

Genel başkan ve başbakanın çözüm sürecinde ve cemaatle mücadelede etkili olacak isim olması ise son kriter.

Buna göre, malum, Abdullah Gül, en azından şimdilik denklem dışında.

Partinin güçlü ve önde gelen isimleri Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Binali Yıldırım, Ali Babacan, Ömer Çelik, Hüseyin Çelik üç dönem kuralına takılıyorlar.

Açıkçası istişarelerde fikir belirtenlerin önünde çok fazla seçenek yok.

Bu durumda yukarıdaki kriterlere en yakın isim Ahmet Davutoğlu olarak görünüyor. Ayrıca Başbakan'ın aklındaki ismin Davutoğlu olduğu konusunda yaygın bir kanaat var. Böyle olunca parmaklar Dışişleri Bakanı'na doğru yöneliyor. Nitekim AK Parti'nin son MKYK toplantısında öne çıkan ismin Davutoğlu olduğu söyleniyor.

Ayrıca Başbakan'ın, eğer ederse, Davutoğlu tercihinin pek çok mantıklı nedeni var.

Davutoğlu donanımı, deneyimi ve duruşuyla 'taşıyıcı siyasi' profiline uygun ve temsil açısından oldukça güçlü bir isim. Başbakanlık Başdanışmanlığı ve ardından Dışişleri Bakanlığı'nın getirdiği deneyim, ülkeyi temsil kabiliyeti, ülke dışındaki itibarı ve tanınırlılığı çözüm sürecinin aktif parçalarından birisi olması onu aday olarak söz konusu kriterleri yerine getiren pek çok adaydan daha önde tutuyor.

Öte yandan Davutoğlu'nun, AK Parti dışındaki çevrelerin tercih edebileceği isimlerin aksine, AK Parti'nin ideolojik geçmişini, kimliksel siyasi duruşunu en iyi temsil eden isimlerden birisi olduğu söylenebilir. Batı'ya barışık duruş, İslami köken ve hassasiyetler, bunları liberal bir tutumla hemhal etme Davutoğlu'nu tanımlayan önemli özellikler arasında.

Ancak en önemli husus şüphe yok ki, Davutoğlu'nun dış politika üzerinden AK Parti kimliğine, ve muhafazakar kesimlerdeki yeni toplumsal psikolojiye, özgüven yükselmesine yaptığı katkıdır.

Türkiye, Davutoğlu'nun tanımına ve işletmesine katkıda bulunduğu politikalarla Cumhuriyet'in önemli tabularından bir tanesini kırdı. Doğu'ya bütün kapıları kapayan, Arap dünyasına bütün kapıları kapayan, edilgin bir Batı aktörü olmakla tatmin olmaya çalışan dış politika eğildi büküldü, Türkiye hem aktif, hem bölgeye eski yaşam alanlarına yeniden kültürel, politik, ekonomik anlamda yönelen bir ülke oldu. Bu politikanın AK Parti'nin önemli sosyolojik girdilerinden birisi olduğunu bilmek gerekir.

Davutoğlu bu vasıflarıyla AK Parti'de başbakanlığa en uygun isimlerden birisidir.

Bir tahminde bulunduk, bir ön analiz yaptık...

Bekleyelim...