Ali BAYRAMOĞLU
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP milletvekillerinin yaptığı görüşme bir “geri dönüş”ün tam işaretlerini verdi. Kobani krizi ve 6-7 Ekim olaylarının yarattığı hasar sonrası, çözüm sürecinin yeniden hız almaya başladığına dair işaretleri...
Siyasi iktidarın ön koşulu olan “kamu düzenine saygı” talebi ile Kürt tarafının koşulları arasında bulunan Öcalan’ın hareket alanının genişlemesi, bir gözlemci heyetinin oluşturulması gibi hususların, en azından temaslarda karşılık bulması “yeni bir başlangıca” vesile olacak gibi görünüyor.
Yaşanan sorunlara, meydana gelen olaylara, alınan tüm sert tavırlara rağmen tarafların barış iradesi hiç bir zaman yok olmamıştı.
1 Kasım Dünya Kobani Günü'nde Türkiye’de hiç bir olay çıkmaması, örgütün bu süreci tümüyle koparmayı göze alamadığını gösteriyordu. Devlet tarafı keza sert açıklamalarına rağmen barış iradesini ve bu sürece olan inancını en kritik anlarda bile dilden düşürmedi. Davutoğlu’nun Akil İnsanlar Heyeti’yle yaptığı görüşme bunun açık bir ifadesiydi.
Barış treninin yeniden harekete geçecek olması bir sürpriz değildir.
Barış süreçleri iniş ve çıkışlarla yol alırlar, çatışmalarla iç içe yürürler.
Esas olan sürecin yol alması ve çatışmaları çıkaran nedenlerin bu çatışmalar sonrası taraflarca ortadan kaldırılmasıdır.
Bu açıdan neredeyiz?
Karşımızda olumlu ve olumsuz hususlar var.
Görece olumlu husus şüphe yok ki Kobani ve Rojava meselesine yaklaşımdaki değişimle ilgilidir.
Kobani’nin düşmesinin engellenmesi, Türkiye’nin mesafeli dili bir kenara itip IŞİD’e karşı ve Kobanilere yakın tutumunu açık şekilde ilan etmesi Peşmerge geçişinin sağlanması, terörist ilan edilse de PYD’ye dolaylı destek verilmesi önemli gelişmelerdir.
Bu gelişmeler Türkiye açısından Rojava politikasında esneklik ve derinlik olarak tanımlanabilir. Kriz öncesi Rojava meselesini tümüyle Suriye sorununa bağlayan Türkiye, kriz sonrası Kuzey Suriye’yle aynı bir politik ağırlık vermeye başlamıştır. Bir anlamda, bu bölgenin özgül ağırlığının ve Türkiye’deki barış sürecine etkisinin çapını görmüştür. Görülen hususlardan birisi de sanırız, resmi dile rağmen, Rojava-Barış Süreci bağlantısının bir örgüt propagandasından ibaret olmayıp, aynı zamanda sosyolojik ve politik bir gerçekliğe işaret etmesidir. Bu gerçekliğin en belirgin yönü ise Ortadoğu’da yeni bir Kürt alanının oluşumu, bu oluşuma ABD gibi üçüncü güçlerin müdahalesi, bu çerçevede değişen Kürt tahayyülü ve Türkiye’nin Kürt sorununun yeni girdiler kazanmasıdır.
Gelinen noktada, ABD’nin de oyuna girmesiyle, PYD Rojava’da iktidarı KDP’yle paylaşmaya ve ÖSO’ya yakınlaşmaya itilmiş, Türkiye ise PYD’nin bölgedeki varlığına tahammül çıtasını yükseltmiştir.
Olumsuz kefede ise 6-7 Ekim olaylarının patlamasına yol açan barış süreci çelişkilerinin devam etmesi bulunmaktadır.
Çözüm sürecine yönelik olarak Kürtlerin özerklik beklentisi ile Türkiye’nin silahsızlanma beklentisi arasındaki makas farkı, hala, pimi çekilmiş bir el bombası gibi orta yerde durmaktadır.
Bu çelişkilerin aşılması Türkiye’nin “PKK ve Öcalan’la sadece silahsızlanma hedefli görüşme yapılıp, Kürt sorunu müzakere edilmez” tutumundan ve geleceğe yönelik “belirsizlik politikası”ndan uzaklaşmasıyla mümkündür.
Umarız çok can yanmadan, zaman kaybedilmeden hızla bu noktaya ulaşılır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025