Ali BAYRAMOĞLU
Önceki gün Murat Karayılan ANF'ye şunları söylemiş:
“Seçime savaşla gitmek ve iktidarda kalmak isteyen AKP zihniyetinin geliştirdiği topyekun savaş kapsamında barış mitingi kana bulanmıştır. Ankara saldırısı 20 Temmuz günü Suruç'ta gerçekleşen bombalı saldırının bir devamıdır. AKP ile devlet içindeki bir kesim savaş konusunda uzlaşarak IŞİD'le birlikte hareket ediyorlar...”
PKK uzunca bir süredir bu söyleme dayanıyor, kendi kitlesini bu dille seferber etmeye çalışıyor. Bu dil, bölgenin ve ülkenin siyasi gerçeklerine teğet bile geçmeyen bir nitelik taşısa da, keskin inançlı ve keskin muhalif kesimlerde belli bir algıyı yerleştirmek için kullanılıyor. Türkiye'de ve Ortadoğu'da, hatta Batı'ya bu algıyı yaygınlaştırmak bugün “Kürt siyasi hareketi savaş stratejisi”nin önemli ayaklarından birisi olarak karşımıza çıkıyor.
Nasıl?
PKK'nın bir meselesi var: Rojava'da siyasi olarak kökleşmek, orayı da kapsayan bütüncül bir ulus haritası oluşturmak. Çözüm sürecinin hızla ilerlemesine engel olan ana faktör de aslında Rojava meselesinin devreye girmesi oldu. Suriye'nin Kuzeyi'nde ortaya çıkan siyasal ve toplumsal enerjinin Kürt hareketi ve Türk devleti için ifade ettiği farklı anlamlar farklı istikametlere evrildikçe gerilimler arttı.
Bugün gelinen noktada Kürt hareketinin 20 bin kişilik YPG gücünü İŞİD'le mücadelede uluslararası güçlerle ittifak yapabilecek tek güç olarak takdim etmesi, bunun üzerinden meşruiyet arayışı ve hak talebi ihtimali, Türk hükümetinin IŞİD'le ilişki içinde gösterilerek Rojava'dan uzak tutulmaya çalışılması, PKK'ya yönelik operasyonların IŞİD'e yarar operasyonlar olarak lanse edilmesi, temel stratejilerinden birisi olmuştur. Bu strateji AK Parti'ye, kimliğine ve politikalarına yönelik keskin bir söylem üzerinden yürütülmektedir.
Evet, durum buysa, ki bence budur, Karayılan'ın yukarıdaki sözleri sarf etmesinde, AK Parti IŞİD denkliği kurmasında şaşırtıcı bir yan yok.
Şaşırtıcı olan Türkiye'deki sol hareketlerden liberal eğilime kadar muhalefetin şimdiye kadar hiç olmadığı oranda, faydacı bir istikamette, bu savaş dilini benimsiyor olması, kendilerini Kürt hareketinin ve araçlarının peşine takan bir yol tutturmasıdır
Bu durum sanıldığı gibi sadece Türkiye'de siyasi gelişmelerden kaynaklanan kutuplaşmanın bir sonucu değildir. Aynı zamanda farklı dönemlerde farklı biçimlerde karşımıza çıkan “monolitik, tahammülsüz, cemaatçi, faydacı” bir siyasi kültürün de tezahürüdür.
Bu görüntü, tartışma ve eleştiri zemininin şiddet ve öfke dolu bir dile, önyargılara doğru kaymasına ve bunun içerdiği tehlikelere işaret ediyor. Kaymadan elbette siyasi iktidar dili ve AK parti çevreleri muaf değil, aynı hışım o kesimde at koşturuyor. Ancak bugün konu muhtemelen IŞİD'in yaptığı hem Kürt hareketini, hem Türkiye'nin bölge politikasını hedef alan bir terör eylemine yönelik “muhalefet anlamlandırmaları ve bunun içerdiği ağır riskler olunca, o kefe ağır basmaya başlıyor.
Yapılması gereken aslında Türk siyaseti ve bölge dinamiklerinin arasındaki iç içe geçişler ve bunda siyasi iktidarın payının tartışması olmalıdır. Eğer varsa, gerçek eleştiri zemini burada karşımıza çıkar.
Muhalefetin bir dönem elden bırakmadığı bugün ise eline daha sert bir silah alarak arka plana ittiği bu eleştiri sahası, hükümetin İslamcı, mezhepçi politikaları izlediği, Suriye'de yanlış yaptığı ve Ortadoğu sorunlarını Türkiye'ye taşıdığı iddiaları üzerine kuruludur.
Bu iddiaların karşılığı nedir? Hükümetin bölge politikasının bugün yaşanan gelişmelerde, Suruç ve Ankara'daki saldırılardaki payı var mıdır? Bugün bölge-Türkiye ilişkileri iç dinamiklerimiz açısından nasıl seyrediyor?
Bunlar yanıt aranması gereken sorular, tartışılması gereken konular.
Yarına...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025