Ali BAYRAMOĞLU
PKK "bitti bitiyor", PKK'nın "son çırpınışları", PKK'nın "intihar eylemi" tarzı sözleri ne kadar çok duyar olduk.
Aslında yıllardır duyarız. Bu ülkede birkaç nesil, "PKK dediğin 3-5 eşkıya, PKK dediğin dış düşman işi, PKK dediğin solcu, liberal, demokrat abartması" laflarıyla büyüdü. Ecevit, Demirel, Erbakan, türlü türlü boy boy askerler bu sözleri ne kadar çok tekrar ettiler.
Eskiden "Kürt yok, sorun da yok" bakışı egemendi, bugün "Kürtler var ama onlar da PKK'ya isyan halinde" söylemi egemen...
1984'te fark etmiş Türkiye PKK'yı. PKK kurulduğu gün ve sonrasında doğan Kürtler bugün bölge nüfusunun ezici çoğunluğunu oluşturuyorlar. 27 yıldır bastırılmamış bir isyan, tersine büyümüş, Güneydoğu'yu kuşatmış. Ve bu yıllar içinde Kürtler uluslaşmaya başlamış, uluslaşmanın motoru Kürt siyasi hareketi haline gelmiş.
Değil mi ki bugün "KCK-PKK-BDP" insan unsuruyla, yapılanmasıyla, politikasıyla aynı zincirin halkaları...
Şiddet ve siyaset ayrılmaz bir yumak haline gelmiş durumda...
Bu durum, bu iç içe geçmişlik artık çıplak sosyolojik bir gerçek...
Okuyanlar bilir, görüşlerim bu gerçekle sürtüşür.
Demokratik ve toplumsal yollarla bu gerçeğin değişmesi, bence hem mümkün, hem gereklidir.
Ancak bu, o gerçeği dışlamayı gerektirmez.
Tespit etmeden teşhis, teşhis etmeden tedavi edemezsiniz...
Ve her şeyden daha çok anlamak önemlidir...
Muhsin Kızılkaya'nın "Bir Dil Niye Kanar" başlıklı enfes bir kitabı vardır; anlamak önemliyse gelin o kitaptan birkaç cümlesini birlikte okuyalım Muhsin'in:
"1992 Temmuz'uydu. O yaz hayatımın en sıcak yazı olarak kalmış aklımda, bir daha da çıkmayacak. Korku esir almıştı Diyarbakır'ı. Sokaklar pis ve kirliydi; kaldırım taşlarında oracıkta vurulup öldürülenlerin kanı vardı hala /.../
İşte o günlerden bir gün, bir akşamüzeri alıp götürdüler beni Sur Dibi'ndeki bir düğüne. Düğün olağan, sıradan bir Kürt düğünüydü işte. Eğlenceliydi. Kadınlar zılgıt çekiyor, erkekler "delilo" oynuyordu. /.../ Katıldım ben de halaya. Gündüz saatleri şehir içinde, her an gözleri her şeyi gören çakal bir kurşunun gelip seni bulması tedirginliği, düğünde yerini hoş bir gevşemeye bırakmıştı /.../
Ve o an geldi, gecenin bir vakti düğün bitti, herkes dağılmak üzereydi. Önünde hem oynayıp hem de yaz gecesinin yıldızlarını seyrettiğimiz evin kapısına bir araba yanaştı. Gelinle damat çıktılar evden, gelinlik ve damatlıklarıyla. Herkesle vedalaştılar, arabaya binip gittiler. Şaşırmıştım. Nereye gidiyorlardı bunlar gecenin bu vaktinde? Gerdek odaları başka bir evde miydi? Aldığım cevabı, bırakın daha önce duymak, hiçbir filmde görmemiş, hiçbir kitapta okumamıştım o ana kadar:
Dağa gittiler!
Kan tutmuştu herkesi. Dağlar insan çağırıyordu ve dağların çağrısı çok çekiciydi; haşmetleri kadar romantik bir sevdanın da adıydı dağ; dağa dair şiirler ezberleniyor, dağ şarkıları en sevilen şarkılar listesinin başına konuyordu..."
Şiddet ve siyaseti bir sarmal haline getiren gerçeği anlatan bir öykü...
Şimdi soru şu: Bu sarmal nasıl değişecek?
Yanıtım ise şu: Zamanla, içeriden, Kürt alanının içinden gelen ivmeyle değişecek, temel hak özgürlükler alanının genişlemesiyle, siyaset yoluyla değişecek...
Bunun için merkez ve dışarıda duranlara düşen, ayrışmaz görünen şiddet ve siyaseti koşullar ne olursa olsun, bakışta, hukukta, uygulamada ayırabilmektir.
Devletin ve bizlerin demokratikleşmesi, Kürt siyasi alanının çoğulculaşması diyelim...
Evet, "gerek" budur...
Muhsin Kızılkaya içeriden bir isim, bu çoğulculaşmanın şimdiden önde gelen aktörlerinden...
Kürt kültürünü yazanlardan, Kürt gerçeği ve önemini bilenlerden ve kendiliğinden değişim çabasının taşıyıcılarından birisi...
Keskin kutuplaşmaların, keskin formüllerin dışından konuşan Muhsin Kızılkaya gibi isimlere su kadar ihtiyacı var, siyaseten kurumuş bu toprakların.
Dün görüştüm Muhsin'le, Yeni Şafak'a verdiği röportaja atılan manşet üzmüştü onu, "fikrimi yansıtmıyor" diyordu.
Muhsin Kızılkaya'yı ve onun gibileri keskin kampların askeri haline çevirmeye hakkımız yok.
Kamplardan bir çıkabilsek...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Memlekette siyasetin kültürü…
25.12.2025 - Ataerkilliğin cenneti…
20.12.2025 - Ülkenin siyasi şablonu
18.12.2025 - Erdoğan’ın ötesi…
13.12.2025 - Erdoğan Türkiye’nin siyasi serüveni içinde nereye oturuyor?
11.12.2025 - Barış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı…
6.12.2025 - Bu ne dünya kardeşim böyle…
4.12.2025 - Kürt meselesinde CHP nereye?
30.11.2025 - İmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik?
27.11.2025 - Bravo CHP’ye!!!
22.11.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Ad Soyad Giriniz...
yalancı