Ali BAYRAMOĞLU
Vezneciler'de patlayan bomba 12 insanın canını aldı, 12 ailenin hayatını kararttı.
Neden?
Bu insanlar her hangi bir iddianın, meydan okumanın aktörleri değildi. Bu sıradan insanların, ailesi, çocuğu, hayalleri olan o insanların kendi dünyaları artık yok.
Neden?
Bu soru, o bombanın arkasındaki ele, mantığa ve stratejiye yöneliktir. Bu stratejiyi doğrulayan, savunan ve sıradanlaştıranlara yöneliktir.
Bu neyin mücadelesidir?
Şiddet nereden gelirse gelsin, hangi iddiayla ve gerekçeyle doğrulanırsa doğrulansın asıl mesele olarak karşımızdadır, asıl mesele olarak karşımızda olmalıdır.
Oysa bizde sıkça bunun tersi olur, bugünlerde de öyle oluyor.
Siyasi ve toplumsal hayat kurgusal bir sahne gibi ele alınınca, şiddet zihinlerde “basit ve düz bir nedensellik” işlemine tabi tutuluyor.
Bir yandan şiddet haklı ve haksız gibi vahim ayrımlarla yoğruluyor. Kişinin siyasi pozisyonuna, tarafına göre tanımlanıyor.
Öte yandan birilerinin yandığına diğerleri alkış ve gururla bakıyor…
Bu durum aslında, bir savaş psikolojisini tarif eder. Ve bir siyaset algısına işaret eder. Tarafınız ne olursa olsun, bu psikoloji ve algıda şiddet ve güç kendi dışında bir işlev taşır, bir araç, bir değer haline dönüşür.
Oysa meşruiyet ve siyaset karşısında şiddet ana sorunu oluşturur. Nitekim hükümetten Kürt hareketine, soldan liberallere, “şiddette ilişki” ya da “şiddete mesafe”, bugün Kürt meselesinin tanımı ve seyri konusunda en temel kriterlerden birisi.
Dün, Kandil'in bir bombası 7 polis ve 5 sivilin canını aldı.
Lanet eden, öven, endişe duyan, tehdit dili kullanan bakışlar altında...
Şiddete toplu ve kitlesel öfke ve tepki duymak ve bunu göstermek gerek...
Soldan sağa tüm ideolojilere ve kimlik politikalarına uzanan yerleşik zihniyet, bu köşede zaman zaman altını çizdiğim hastalıklı şu unsurlarla ne zaman yüzleşecektir, bilinmez, ama yüzleşme ihtiyacının mutlak olduğu açıktır.
Şöyle ifade edelim bu ihtiyacı ve gereklerini:
Her kritik noktada ve her fırsatta, örneğin Kürt sorununun ya da herhangi sorunun “okuması”nı aşırı siyasi bir algıyla karşı tarafa yönelik, (mevcut durumda), AK Parti ve Erdoğan takıntısıyla iç içe sokmak eğilimini fark etmek…
Bu eğilimin şiddeti araçsallaştırdığını, üstü kapalı da olsa bir siyasi cihaz olarak sıradanlaştırdığını görmek…
Mağduriyet “duygusu”na, mağduriyetçi tutuma dayanan bir siyasi pozisyon refleksini sorgulamak…
Mağdurculuktan güç alan, haklı-haksız, zorunlu-keyfi, meşru-gayrimeşru, doğru-yanlış milliyetçilik ya da kimlik tanımlarından kaçınmak…
Bu refleksle, örneğin Kürt sorununu Kürt politikasına kilitleyerek tartışma ve tanımlamaktan uzaklaşmak…
Bunlara işaretle şiddeti olumlama fikrini lanetlemek…
Ve tüm bunların “şiddet-siyaset-hukuk arasındaki sınırları” belirsizleştirdiğini anlamak…
Bunlara doğru şöyle ya böyle, şu ya da bu düzeyde, duygu ya da akılla ulaşmaya çalışmadıkça, faydacı bir duruşu benimsemeye devam ettikçe, dile, bakışlara, açıklamaya yansıyan sembolik şiddet hüküm sürdükçe, silahın iyisi ve kötüsünü ayırmaya çalıştıkça, şiddet filizlenecek zemini her zaman bulacaktır.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025