Ali BAYRAMOĞLU
Türk siyasetinin çarkı önemli bir yanıyla Kürt meselesinin etrafında dönüyor.
İktidarın cephesinin durumu malum: Ayasofya’nın camiye çevrilmesi gibi “kimlik değerine dayanan siyasi çıkışlar”, sınır dışında güç kullanımı üzerine kurulu “aktif militarist bir tutumun ulusal çıkar ve kabadayı devlet ikilisiyle araçsallaşması” ve Türkiye’de ve bölgede “anti-Kürt bir angajman”, bu cepheyi tanımlayan unsurlar.
Kürt meselesi muhalif cephenin de kilit konusu...
Tercihler açık.
Muhalif alanın taşıyıcı aktörü olan CHP, 2016-17’den itibaren yeni arayışlarla, somut sorunlar ve baskılar karşısında aldığı özgürlükçü tavırlarla, AKP’ye karşı HDP’yle girdiği dirsek temasıyla, Kürt sorununda “siyasi” bir tutumu tem- sil etmeye başladı.
AK Parti’den kopan grupların kurduğu muhalif alanın yeni unsurları, Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Babacan’ın DEVA Partisi de, farklı dozlarda Kürt sorununda “siyaset” pozisyonu savunuyor. Davutoğlu’nun geçtiğimiz haftalarda katıldığı iki video konferans toplantısında DİTAM ve DPI’ın düzenlediği bu konuda yüksek bir performans göstermesi, sorunun varlığı ve çözümü konusunda kurucu ve cesur bir dil kullanması bunun son örneklerindendi. Bu anlamda her ikisi de siyasi oyuna, Kürt meselesinde CHP’yle dolaylı bir hassasiyet ortaklığıyla başladılar.
Milli Görüş Hareketi’nin asli temsilcisi ve muhalif alanın açık muhafazakar üyesi SP de, iktidar bloğunun “anti-Kürt” tutumuna ve politikalarına kuvvetli itirazlarıyla öne çıkıyor.
Ekim 2017’de Meral Akşener’in önderliğinde, aslen MHP’den kopan bir grup tarafından, eski ANAP ve DYP’lilerin katılımıyla, siyasi merkezi doldurma iddiasıyla kurulan İYİ Parti de, muhalif alanın önemli kurucu unsurlarından birisi. Bilindiği gibi, Kürt meselesi, çözüm siyaseti, HDP’yle ilişkiler bakımından bu alanın aykırı unsuru olmaya devam ediyor ve homojenliğini bozuyor. Bununla birlikte, 31 Mart – 23 Haziran İstanbul yerel yönetim seçimlerinde olduğu gibi seçmen bazında dolaylı ittifaklarla bu farklılığın kısmen aşıldığını, HDP, CHP VE İYİ Parti seçmeninin benzer bir siyasi davranış gösterdiğini söylemek gerekir.
Bu durum muhalif alanın önemli bir özelliğine, dolaylı ittifaklar kadar, siyasi partiler arası Kürt sorunu merkezli çapraz tematik ilişkilere açık bir yapıya işa- ret ediyor.
Kürt meselesi dışında muhalif alan siyasi aktörlerinin üç ortak hassasiyeti var.
Birincisi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ve fiili bir kuvvetler birliği anlayışını benimseyen anayasaya yönelik itiraz.
Diğer ortak eğilim, otoriterleşme ve keyfileşmeyi temsil eden hakim siyasi yapıyı geriletmek ve ikame etmek arayışı.
Üçüncüsü ise zorunluluktan doğan bir hassasiyet. Başkanlık sistemi çoğunlukçu bir siyasi yarışı, bu çerçevede ittifaklar siyasetini öngörmekte ve bugün ittifak meselesi tüm muhalif partilerin asli meşguliyetlerinden birisi oluşturmaktadır. Özellikle bu üçüncü husus, seçmen tabanı yüzde 10-12 arasında seyreden HDP’yi tüm siyasi partiler için kritik bir “bağlayıcı” konumuna getirmiştir.
AK Parti’nin son dönemde yaptığı Libya meselesi, Ayasofya konusu, çoklu baro düzeni gibi muhalefete anlamsız gelen,, ancak özünde bir pozisyon tahkimatını ifade eden adımlar karşısında, muhalefetin hareket geçmesi, bu alanı sistematik olarak kurması elzemdir.
Anlam taşıması için Kürt meselesi ise bu hareketin merkezinde yer almalıdır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025