Ali BAYRAMOĞLU
Siyasi alan ve özgürlükler uzun süredir rejim ve yargı kaynaklı ağır bir baskı altında. Siyasi eleştirinin, kritik bakışın, sıkça, iktidarın işareti ve talimatıyla yasaklandığı, suç olarak ele alındığı, olmadı maddi yaptırıma uğradığı bir ülkede yaşıyoruz. Basın özgürlüğünün her anlamda buharlaştığı, ifade özgürlüğünün kullanana endişe saldığı günlerden geçiyoruz..
Bunlara son dönemlerde sokak şiddeti, açık tehdit, tehdit söylemi gibi unsurlar eklenmeye başladı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ı ve gazeteci Uğuroğlu’nu hedef alan saldırılar, son zamanlarda meydana gelen en ciddi ve vahim olayların arasında yer alıyor.
İşin nedeni, nasılı malum.
Selçuk Özdağ, Bahçeli’ye, “17-25 Aralık olayları hakkında niçin tek bir söz dahi sarf etmedi” sorusunu yönelttikten sonra, Orhan Uğuroğlu da bu sözleri köşesine taşımasının ardından, sonra şiddetle, silahlı, sopalı, ölümcül bir saldırıyla karşılaştılar.
İktidarın, muhalefetin, toplumun, basının ayağı kalkması gerekmez miydi?
Ne var ki, ülke olarak bunları çabuk geçiştiriyoruz.
Ya da kimilerinin, bu tür saldırıları sıradanlaştırma, doğrulamaya yönelen, hatta yeniden olabileceğini ima eden açıklamalarının öne çıktığını görmek, bunları dinlemek zorunda kalıyoruz.
Bahçeli, bunların partisiyle ilişkisi olmadığı söylerken, gazetecileri yeniden tehdit etmeyi vesile biliyordu. Bahçeli’nin yardımcısı Yalçın, “Bu hareketin delisi çoktur. Talimat falan dinlemezler” diyebiliyordu.
İçişleri Bakanı Soylu ise, olayları, geçiştirircesine, “tepkisel” olarak niteliyordu.
Birileri Soylu’ya, hem gerçek vazifesinin ne olduğunu, hem bu ülkede bir dönemler refleks ve tepki iddialarıyla kaç kişinin öldüğünü, öldürüldüğünü, sokağa, tepkiye, yol ve cesaret vermenin bedelinin nasıl ödendiğini hatırlatmalı.
Tehdit ve şiddetin hükümranlığı, bu eylemlerin siyasi düzeyde sahiplenilmesi, korunması, kollanmasıyla başlar.
Bunlar sonucunda siyasetçinin dilinin, gazetecinin elinin, sokaktaki adamın dimağının bağlanmadığı iddia edilebilir mi?
Nitekim son dönem siyasetinde bu, ilk kez olmuyor. Bahçeli, daha önce Çakıcı’nın, Kılıçdaroğlu’nu hedef alan “akıllı ol” açıklamalarının arkasında durmuş, mektup sahibini, tehdit ve şiddet imasını sahiplenmişti. İki yaz önce, aynı kişi kimi gazetecileri tehdit ettiği zaman da benzer bir durum yaşanmıştı.
Sorun o dur ki, bu olayların, onları önceleyen ya da takip eden aynı meşrepte açıklamaların tekerrür döngüsü sıklaşıyor.
Ülkücü gençlik Bahçeli’nin söylediği gibi sokakta olmayabilir. Ama sokakta dolaşan, endişe veren, bir dil var, ortalıkta dolaşan bir kılıç var.
Bunun anlamını ve riskini, henüz o çizgiyi geçmediğini varsayarsak, en iyi bilecek insanlardan birisinin aslında cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır. 67 yaşında olan cumhurbaşkanı, bundan 45 yıl önce, gerek bir genç, gerek bir siyasi partinin teşkilat üyesi olarak yaşananları yakından gözlemiş olmalıdır.
Cumhurbaşkanı da bilir ki, Türk siyasi tarihinde demokrasi iki tür keskin kopuş yaşamıştır. İlki askeri darbelerle gerçekleşmiştir. İkinci sokağı terör ve şiddetin kaplamasıyla. Şiddeti dışarıda bırakan, kimden gelirse gelsin, kime yararsa yarasın mahkum eden çizgi siyaset ilk ve önde gelen meşruiyet çizgisidir.
Erdoğan’ın Çakıcı krizinde de, Özdağ’a saldırısında da kamuoyunun önüne çıkıp şiddete mesafe almaması, saldırıyı açık şekilde kınamaması dikkat çekicidir ve vahimdir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025