Ali BAYRAMOĞLU
Türkiye’de hemen her konuda, her tartışmada, ilkeler siyasi faydaya göre şekillenir. Diğer bir deyişle ait olunan grubun faydasına göre yontulur. Velhasıl faydaya, çıkara kurban edilir.
İlke adı altında yapılan tartışmaların, pek çoğu aslında fayda tartışmasıdır.
Esintileri hala süren amiraller bildirisi bu konuda tipik bir örnek oluşturuyor.
Nitekim, bu “bildirinin AK Parti’ye yarayacağını veya onun tarafından kullanıldığı fikri” ile “bildirinin ifade özgürlüğü sınırları içinde kaldığı iddiası” arasındaki korelasyon kendisini gizleyemez halde.
Bu korelasyon, istisnalar dışında, tüm tartışmalarda boy gösteriyor.
Tavır alma iştahı ve tavra davet, merak duygusunu bile köreltiyor.
Örneğin sol veya sağ muhalif kesimde, kimse, gazeteciler, akademiyenler bile bildirinin arkasında, altında, zemininde “ne var” sorusuyla ilgilenmiyor, buna bakmıyor. Bu oranda bildirinin göndermelerini tabileştiriyorlar.
Esasa dönelim. Fayda eksenli bu siyasi varoluş, bir yanıyla ağır bir tarihsel bagajdan kaynaklanır.
Bagaj, Türkiye toplumunun farklı ve yan yana yaşayan cemaatlerden oluştuğu gerçeğine işaret eder.
Bu toplulukçu dokuda siyaset anlayışı her topluluğun ya da cemaatin kendi yaşam alanını diğerlerinin aleyhine genişletmesi çabası üzerine kuruludur. Ortak alan, ilke fikri, arayışı, bu çaba karşısında ezilir gider.
Kaba veya ince, amiyane ve seçkinci, bilinçli ya da refleksif, kuralsızlık, faydacılık, aidiyet bu işleyişin temel şiarlarıdır.
Türkiye’de yaşam biçimi temeline oturan tüm kavgalar, tüm kutuplaşmalar bu siyasallaşma biçiminin belirleyici örneklerindendir.
Bagaj tarihsel olmak kadar günceldir.
Bu bakımdan, “sistemi, devleti, gücü kim kontrol edecek” meselesi olarak karşımıza çıkar ve ülkedeki siyaset yapma biçiminin, siyaset algısının altlığını oluşturur.
Bu altlık, toplumsal ve siyasi alandan devlet kurumlarına, emniyete, adliyeye, diğer bürokratik birimlere hemen her zaman yansımıştır.
Devlet alanının asker tarafından denetlendiği, yüksek yargının siyasi merkez ve devlet ideolojisi tarafından dizayn edildiği dönemde, bu böyledi. Bugün iktidar ilişkilerinin değiştiği, gücün el değiştirdiği Erdoğan rejiminde de böyle…
Yargı, dün de hukuk ruhuyla çalışmazdı, bugün de çalışmıyor. Hala suç değil, suçlunun kimliği esas alınıyor. Heyetlerde partizanlığa endeksli kelle hesabı hüküm sürüyor.
Velhasıl esas olan değişmiyor: Devlet gücünün kontrolu…
17-25 Aralık olayları, 2016 darbe girişimi bu durumun tipik örnekleri değil miydi?
Yargı ve kimi devlet kurumlarının cemaat tarafından şeffaf olmayan biçimde ele geçirilmesi ve kendi yararına kullanılması hali, bize bu bakımdan çok şey anlatır.
Devlet alanını kontrole yönelik iktidar çatışmaları üzerinden üreyen güvensizlikler, sadakat arayışını mutlaklaştıran bir yapılanmayı tahrik ettikçe sorun artmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye toplulukçu bir dokunun siyasal alana yansımasıyla ortaya çıkan bir sorunu solumaktadır.
Bu tablo devlet kurumlarından basına kadar uzanan bir skalada ilerllemektedir.
Amiraller bildirisinin, “ifade özgürlüğü”, “asker adına siyasi uyarı” boyutlarını ayrıştırma, her biri için ilkesel bir tavır fikri bunun için üremiyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025