Ali BULAÇ
Son birkaç hafta içinde cereyan eden olaylar, 23 Ekim 2023 günü Hamas’ın başlattığı Aksa Tufanı, Gazze’den çıkıp Ortadoğu’nun kalbine taşındı. Olup biteni doğru anlamak için öncelikle –mümkün olduğunca- olay ve olguların resmini çizmek lazım. “Fotoğraf çekmek”ten değil, “resim çizmek”ten söz ediyorum. Çünkü yeryüzünde hiç kimse beşeri toplumsal olayların fotoğrafını çekemez ancak resim yapabilir.
Ana başlık altında sıraladığım altı soru, birbirleriyle ilgili olmakla beraber yine de her biri kendi alanında özerk hususiyetlere sahiptir. Yaşadığımız coğrafyanın tarihinde etkileri çok sonraları ortaya çıkıp olay ve olguları yeniden şekillendirecek tarihsel bir andayız. Tam objektif olunmasa da, adaletli olmak mümkün, buna biz “adil şahitlik” diyoruz ki, bu sıfat peygamberin ve ona tabi mü’minlerin ana vasfıdır (2/Bakara, 143; 5/Maide, 8). Sosyal bilimciler çoğu zaman yalan söylemektedirler, ele aldıkları her konuyu analiz edip bir sonuca varırken, aslında kendi paradigmalarını olaya tatbik eder, farkında olsun olmasın, “olan”dan “olması gereken”e atıfta bulunurlar.
Müslüman sosyal bilimcinin bilimsel yalana ihtiyacı yok, adalet vasfını koruyabildiği oranda olayları doğruya en yakın çizgide anlamaya çalışır yine de “en doğrusunu Allah bilir” deyip başkasının şahitliğine, bilimsel araştırma ile elde edeceği hakikat hasılasına alan bırakır.
Bu kısa girişten sonra ilk sorumuzun cevabını araştırmaya çalışalım:
I.
Ne oldu?
Bu başlık altında olup biteni birkaç maddede toplayabiliriz:
1.28 Kasım 2024 günü İdlib’ten yola çıkan HTŞ ve bileşenleri –ki bazı gözlemcilere göre 36 gruptan oluşmaktadır- karşısına hiçbir engelle karşılaşmadan Halep, Hama ve Humus’tan sonra Şam’a girdi (8 Aralık 2024).
2.61 yıl süren Baba Hafız ve Oğul Beşşar Esed, Baas yönetimi son erdi, bundan önceki Irak Baas yönetimi 2003’te tarihe karışmıştı..
Bir soru: Baas’ın ikiz kardeşi Saddam Hüseyin, Amerikan işgaline direndi, gücü yetmedi, yakalandı ve idam edildi. Beşşar Esed, birkaç gün öncesinden ailesini Moskova’ya göndermişti, kendisi de kaçarak ülkesini terketti.
Hangisi tercihe şayan?
Saddam direndi, binlerce askeri öldü; Esed kaçtı ne HTŞ’den ne Suriye ordusundan kimsenin burnu kanamadı? Hangisi makbul? Kimine göre yüksek insan kaybına rağmen Saddam onuruyla direndi ve hayatıyla bedelini ödedi. Kimine göre hiçbir şekilde kazanılması mümkün olmayan bir savaş ağır zayiatı göz önünde bulundurup tahtı bırakmak tercihe şayandır.
HTŞ, daha doğru dürüst girdiği şehirlere yerleşmeden İsrail, Suriye’nin askeri kapasitesini neredeyse tamamen yok etti, Golan’daki işgalini daha da genişletti, işgal ettiği yeni yerleri tahkim etti, menziline girecek kadar Şam’a 24 km. kadar yaklaştı. İsrail uçakları Suriye semalarında diledikleri yere uçabiliyor. İsrail’i engelleyecek bir İHA-SİHA dahi yok.
4. 7 Ekim 2023’ten bu yana süren Gazze katliamı, İsrail’i tükenme noktasına getirmişken Suriye’nin düşüşü İsrail için oksijen çadırı oldu. Şöyle ki:
a. İsrail miti yıkıldı, demirkubbe kevgire döndü, İsrail’in kara savaşında kabiliyetinin olmadığı ortaya çıktı. İran ve Araplar, İsrail’le değil bütün batıyla savaşıyorlar, İsrail basit bir tetikçi hükmündedir
b. 1 milyon kişi İsrail’den kaçtı, 700 bin kişi mülteci durumuna düştü
c. Küresel düzeyde İsrail ve siyonizm aleyhtarlığı zirve yaptı, Yahudiler dünyanın şu veya bu ülkesinde rahatça gezemez hale geldi
d. Siyonist katliamı kayıtsız şartsız destekleyen Amerika ve batılı ülkeler kendi halklarının nezdinde güvenirliklerini kaybettiler, demokrasiler sorgulanır oldu
e. Sünni dünyada monarşiler ve otokrat yönetimler giderek halkın gözünde “katille işbirlikçi” konumuna düştü. Suud Prensi Selman “Filistin benim meselem değil ama halkımın yüzde 70’i 30 yaşın altında onlar Filistin’le çok ilgili” diyordu. Körfez monarşileri saltanatlarını korudular. En yüksek perdeden İsrail aleyhinde konuşmanın bir fayda sağlamadığı, aslolan İsrail’le askeri, siyasi, ekonomik, ticari ve diplomatik ilişkileri kesmenin gerektiği bir kere daha anlaşıldı.
f. Dünyada Yahudi gençlerinin yüzde 38’i Hamas’a sempati duymaya, Hamas dolayısıyla binlerce Hıristiyan veya ateist-deist insan İslam’ı seçmeye başladı.
5. Şii-Ca’feri İran ve Hanef-Maturidi Afganistan’dan sonra Selefi-Vehhabi HTŞ ve bileşenleri Suriye’de bir devlet kurma ve bir ülkeyi yönetme imkanlarına sahip oldular. Suudilerin Selefiliği-Vehhabiliği başka bir şey olup şimdilerde Prens Selman bu modelden vazgeçmektedir. Suriye’de Selefilerin İran’ın Velayet-i Fakih’inden ve Taliban’ın İslami Emirlik’ten farklı nasıl bir model ortaya koyabilecekleri merak konusudur.
6. Bu olaydan
a. Batı (ABD-Avrupa) ve İsrail galip, Türkiye görece kazançlı gözükürken
b Rusya, İran, Hamas, Hizbullah, Yemen Ensarullahı (Husiler) ve gönlü Hamas’tan yana çarpan milyonlarca Müslüman veya vicdan sahibi seküler insan mağlup çıktı.
c. Milyonlarca insan bir diktatörün kaçarak ülkesini terk etmesine, milyonlarca talihsiz mültecinin yurtlarına geri dönüş imkanlarına kavuşmalarına sevinirken, Hamas’ın siyonist canavarın önünde yapayalnız bırakılmasına hüzünlendi.
Her iki şıkta ele aldığımız grupların kazançları da kayıpları da görecedir. Zamanın modern tabiatının başlıca hususiyeti istikrardan yoksun olmasıdır; ezen ezilen, ezilen ezen; mazlum zalim, zalim mazlum olabiliyor. Bugünün galibinin yarının mağlup olması her zaman mümkündür.
Son birkaç günde olup biten bunu teyid etmiyor mu?
II.
Nasıl oldu?
Herkesi şaşırtan bu askeri başarıyı, planlamayı yapan merkezdeki çekirdek dışında hiç kimse önceden beklemiyordu, belki de Amerikalılar, İsrail ve HTŞ dahi demirperde modelinin Suriye örneği olan yönetimin bu kadar kolay sona ereceği, Beşşar Esed’in direnmeden uçağa binip ülkeyi terk edeceğini tahmin etmiyordu.
Öyle bir tuhaflık yaşandı ki, hala tam olarak anlaşılabilmiş değil. HTŞ Halep’e doğru yola çıkarken yürüyüşü durdurmak üzere mevzilerinde bekleyen birliklere Suriye Genelkurmay’ından saha komutanlarına verilen emir, derhal birliklerine geri dönmeleri idi. Saha komutanları emri bir türlü teyid edemediler, hiçbir saha komutanı Genelkurmay’a ulaşamadı, hepsi emre uyup mevzilerini terkettiler. Sonuçta, direnilmemesi emrini Esed’in verdiği konusunda şüphe yok.
Başlangıçta Rusya ve İran, Esed’i savunmak üzere Suriye’ye asker göndereceklerdi, Hizbullah’ın Suriye’de askeri vardı, Suriye ordusunda hiçbir hareket olmayınca Hizbullah Rıdvan birliklerini Lübnan’a çekti, muhtemelen İran’ın da mütalaasını almış olmalı.
Askeri alanla ilgili magazin türü olaylar artık geride kalmış bulunuyor. Üzerinde uzun uzadıya durma işini ilgili uzmanlara bırakmalı.
Bizim bakış açımızdan olup bitenlerden şu sonucu çıkarmak mümkün:
1. Önemli bir direniş hattı olan Suriye, -en azından şimdilik- “direniş cephesi”nden çıkmış bulunuyor ama Suriye’nin yeni yöneticilerinin ve daha önemlisi Suriye halkının Filistin acısını umursamadıkları düşünülemez.
2. Yıllardır halka zulmeden bir yönetim beklenmedik hız ve kolaylıkla sona ermiştir. Yönetim bağlamında bölgemizde bir zorba yönetim daha sona erdi, darısı diğerlerinin başına. Hiçbir zorba/despot rejim ilanihaye ayakta kalamaz, zorba hiçbir rejim Filistinliler gibi mazlumların acılarını kendine dert edinmez, mazlumların kurtarıcısı olamaz.
3. İsrail’in soykırımına ve etnik temizliğine maruz kalan Gazze’ye ve Lübnan Hizbullah’ına silah, roket ve askeri malzeme gönderen İran’ın kullandığı koridor kesildi, askeri destek Suriye’de üretiliyor ve Suriye üzerinden gidiyordu, artık bu koridoru kullanıp Gazze ve Hizbullah’a silah göndermek mümkün olmaktan çıktı.
4. 13 senedir Türkiye, Ürdün, Lübnan ve başka yerlerde “mülteci-sığınmacı” durumuna düşen, bulundukları yerlerde ırkçılar tarafından taciz ve saldırılara maruz kalan, itilip kalkılan, aşağılanan –Ensar ruhuyla Suriyeli Muhacir kardeşlerine takva üzere sahip çıkan İslami gruplar ve şahıslar ile vicdan sahibi laik aktivistler hariç- takriben yedi milyon mülteci derin bir nefes aldı, Esed’in gidişini coşkuyla kutladılar; ailelerin özellikle erkekleri HTŞ’nin Şam’a girişiyle beraber hemen terkettikleri şehirlere, kasabalara gidip mallarına mülklerine, bağlarına bahçelerine, arazilerine, iş yerlerine sahip çıkmak üzere Suriye’ye akın ettiler. Ne kadar ülkelerine kesin dönüş yapacağını, ne kadarının kalacağını şimdiden tam olarak söylemek mümkün değil.
Haftaya “niye oldu, ne olacak, ne olmalıydı, bundan sonra nasıl olmalı?” sorularının cevabını aramaya çalışacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
21.04.2025
15.03.2025
23.02.2025
3.02.2025
5.01.2025
29.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
28.10.2024