Ali BULAÇ
Tunus’un fikir ve siyaset adamı Raşid Gannuşi, “siyasal İslam’dan Müslüman demokrasiye geçtikleri”ni ilan ederken, “Bu siyasetçiler için hayırlıdır çünkü bu sayede dini siyasi amaçlar için manipüle etmekle suçlanamazlar; din için de iyidir çünkü siyasete rehin düşmekten kurtulurlar” demektedir. Anlaşılıyor ki Gannuşi, “siyasal İslam”ı siyasette “dinin istismarı”na veya istismar edildiği suçlamasına indirgemektedir. Bu yabana atılır bir gerekçe değil, temeli yanlış da olsa Türkiye’de hayli geçer akçedir. Sanki laiklik, milliyetçilik, Atatürkçülük, çağdaşlık, vatan-bayrak, devletin bekası, Cumhuriyet, Türkiye ve daha nice değer istismar edilmiyormuş gibi, iş ahlaken düşkün bazı siyasetçilerin dini istismar etmelerine gelince, istismarcıları bir kenara bırakıp dinin siyasette oynaması gereken rol ve misyon hedef tahtasına oturtulur. Sanki bir dindar siyaset yapmaya kalkıştığında asla samimi ve dürüst olamaz, dindarlığı onu bizzarure ve bilmecburiyye istismarcı olmaya sevk eder. Siyaset mi din istismarına yol açar, yoksa din mi istismarı gerektirir? Siyaset ile din bir araya geldiğinde zorunlu olarak istismar mı türer? Bu suallerin cevabı verilmiş değil. Bu suallerin cevabını aramaya çalışacağız.
Mevcut durumda siyasi İslam’dan anlaşılan: a) Dinin siyasette istismarı, b) Dinin faşizm, komünizm, liberalizm gibi ideolojikleştirilip sekülerleştirilmesi, c) Başka din veya siyasi görüşlerin yasaklanıp sadece Müslümanlar için geçerli olan hükümlerin herkese zorla tatbiki, yani totalitarizm, d) Dinin bir şiddet ve terör aracı ve enstrümanı olarak kullanılması, e) Zamanında mağdur olmuş dindar/muhafazakâr kesimlerin dini siyasette bir intikam ve rövanş aracı kullanması, f) Başkalarının siyasi katılımına, bireysel veya örgütlü muhalefetine ve ifade özgürlüğüne engel teşkil eden otoriter yönetime mesnet kılınması, g) İslam’ın salt hukuka, Şeriat yasalarının devlet eliyle uygulanmasına indirgenmesi; İslam’ın fikri/kelami ve ruhi/irfani boyutlarının devlet eliyle silikleştirilmesi, baskı altına alınması, h) Kültürel ve sosyal alanda faaliyet gösteren Müslüman grup ve cemaatlerin siyaset yapan dindarların emri ve tahakkümü altına sokulması: siyasal İslam’ın dışındaki İslami cemaat ve gruplara özerk alan bırakılmaması.
Bu haklı itiraz ve eleştirilerin tamamı arızi olup ne İslam’ın ne siyasetin asli tabiatıyla ilgilidir. Ancak verili dünyamızda İslam adına siyaset yapmaya kalkışanların bolca örneklerine rastlamak mümkün. Fakat “sui misal emsal olmaz” fehvasınca, neden İslam’ın özüyle ilişkili olmayan bu kötü örnekleri İslami siyasetin özü, tabiatının gereği sayalım ki!
Benim “siyasi İslam”dan anladığım siyaset yapmak isteyen bir Müslüman’ın dini-İslami kimliğini gizleme lüzumunu hissetmeden, topluma deklare ettiği politikaları İslam’ın konu ve alanlarla ilgili hükümlerine dayandırarak siyaset yapmasıdır. Dinini ciddiye alıyor, hükümlerin tatbik edilmek üzere indirildiğine inanıyorsa, bir Müslüman şiddete ve teröre, hile ve desiseye başvurmadan bunların tatbikini isteyecek, insanları ikna edecek ve destek arayacaktır. Geleneksel literatürümüzde buna “es-Siyasetü’ş-Şer’iyye” denir. Bugünkü manası hükümlerin tatbiki için takip edilecek siyasetin teşhisi, tespiti ve icra edilmesidir. Eğer Hz. Peygamber (s.a.), meşru yollarla işbaşına gelmiş halifeler siyaset yapmış; muteber müçtehitler siyaseti teyid etmişlerse, bu demektir ki siyaset özünde kötü değil, tam aksine dini bir vecibe, asli bir maslahattır. Tarih boyunca Müslüman alim ve mücahitlerin uğruna hayatlarını feda ettiği dini bir vecibe olan es-Siyasetü’ş-Şer’iyye’yi laikler istiyor veya ahlaksızlar dini istismar ediyor diye biz niye neshetmeye kalkışacağız? Dinini ciddiye alan, iyi bilen hangi Müslüman böyle bir şeye cür’et edebilir?
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
23.06.2025
11.05.2025
21.04.2025
15.03.2025