Amberin ZAMAN
HDP’nin parti olarak seçimlere girme kararı siyasette bomba etkisi yarattı. Türlü spekülasyonlara yol açtı. Kürtler barajı aşabilecek mi? Ya aşamazlarsa? Kendi parlamentolarını mı kurarlar? Sokağı mı hareketlendirirler? Kürtlerin sandalyelerini kapan AK Parti Anayasa’yı değiştirip Erdoğan’ın başkanlık hayallerini mi gerçekleştirir? Apo’yla Erdoğan arasında gizli bir anlaşma mı var? Kandil bu “oyunu” bozmak için HDP’ye “seçimlere asılarak girin” talimatı mı verdi?
Askerlerin Kürtleri dışlamak için icat ettiği yüzde on seçim barajı demokrasimizin en büyük kamburlarından biri. AK Parti’nin “istikrar” bahanesine sarılarak barajı savunması Kürt sorununun çözümü konusundaki çifte standartlarını gözler önüne seriyor. HDP’lilerin seçimlere ilk kez parti olarak girerek meydan okumaları anlaşılır bir tepki. Ancak siyasi strateji olarak pek anlaşılır değil.
HDP diyor ki: “Elimizdeki anketler gösteriyor ki bu kez barajı aşacağız. Bize oy verin hep birlikte daha demokratik, daha adil, tüm dinlerin mezheplerin ırkların cinsiyetlerin barış içinde beraber yaşayacağı bir Türkiye kuralım.” Ama barajı aşamazsa ne yapacaklar? HDP’nin verdiği cevap, eğer yanlış anlamadıysam, aşağı yukarı şöyle: “Güneydoğu’da yerel yönetimlerimizi güçlendiririz. Kendi meclislerimizi, kantonlarımızı kurarız.” Özetle “Kürtler olarak kendi yolumuza devam ederiz,” diyorlar. Dolayısıyla HDP’ye oy veren seçmen baraj altında kaldığı takdirde Kürtlerin fiilî özerklik inşasına ve bunun tetikleyeceği neticelere yeşil ışık yakmış olacak. Bu iki tablo arasında bariz bir uçurum yok mu peki?
Derdi “AK Parti’yi nasıl çökertirim, Erdoğan’ı nasıl bertaraf ederim” olana her iki senaryo acayip cazip gelebilir. Kürtler 70 civarında vekille Meclis’e girince AK Parti’nin saltanatı sona eriyor. Erdoğan’ın başkanlık rüyaları buharlaşıyor. Veya Kürtler Meclis dışında kalıyor. Kürtlere artık ihtiyaç duymayan iktidar sözlerini tutmuyor. Kürt gençleri sokağa dökülüyor. Hizbullah, Hüda-par derken kaos ortamı doğuyor. Barış süreci çöküyor. Savaş yeniden başlıyor. Ekonomi krize giriyor vesaire… AK Parti’yi iktidardan indirmek için tüm yollar mubahtır diyenlerin canına minnet…
Peki, ya Türkiye’de gerçek demokrasi isteyenler ve tam da demokrasi istedikleri için Kürtlerin de haklarının anayasal güvence altına alınmasını isteyenler açısından durum nedir? Ve elbette Kürtler açısından… Birinci senaryo “kazan kazan”. Ama ikincisi kocaman bir soru işareti. Ben şahsen HDP’nin “B” planını anlayabilmiş değilim. Son iki yıldır ülkeyi anti-demokratik yasalara boğan iktidar Kürtlerin kendi yoluna gitmelerine seyirci mi kalacak? Yoksa Güney Kore’den sipariş ettiği iddia edilen 1,9 milyon adet gaz bombasını mı devreye sokacak? Erdoğan’ın Kobane’ye ilişkin son açıklamaları hayra alâmet değil.
Türkiye’nin şu günlerdeki en parlak siyasetçisi Selahattin Demirtaş Birikim dergisine verdiği mülakatta barış sürecinin en büyük kazancını bakın nasıl tarif etti: “Şu bir buçuk yıl içerisinde kat ettiğimiz mesafe, 24 yıl içerisinde kat ettiğimiz mesafenin birkaç katıdır. Toplum ilk defa Kürt sorunu nedir, Kürtler kimdir, tanımaya, tartışmaya başladı. Ve işte anketlere göre yüzde 84-85 oranında ‘Kürtlerin hakları verilmeli, çözüm süreci makuldür, görüşmeler yapılmalı’ noktasına geldi. En büyük ve kalıcı kazanım budur.”
HDP Meclis dışında kalınca bu kazanımlar ne olacak? Üzerine bina edebilecekler mi? Yoksa Türkiye genelinde demokratikleşme pahasına da olsa “kendi yollarına” mı devam edecekler? Geleceklerini Türkiye’den ayrı görüyorlar ve Ortadoğu’da yeni bir konum üzerinden formüle ediyorlarsa bu strateji riskli olsa da zaman içerisinde fayda sağlayabilir. Kürtlerin bu tercihlerini de destekleyebilirim. Ama önce şu “B” planını tüm ayrıntılarıyla bilmek, anlamak istiyorum. Bir de şunu: Az ihtimal olsa da ya Abdullah Öcalan son dakikada “seçimlere bağımsız olarak girin” derse ne olacak?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018