Ayşe Böhürler
Bugünlerin puslu siyasetine uygun olarak gölgelerden olan biteni okumaya çalışıyoruz. Kritik bir seçimin arifesinde “karanlıkta göz kırpanların” kimler olduğunu anlayabilmek için öne sürülen kişileri tanımak gerektiği kanaatindeyim. Türkiye kritik bir eşikte. Bir taraftan teröre karşı bir taraftan da O’nu tarihe gömmek isteyenlere karşı büyük bir savaş veriyor. İç-dış pek çok konuda gösterilecek en ufak bir zafiyet Türkiye’yi 20-30 yıl geriye götürebilir. Bu nedenle “Erdoğan’ın karşısına çıkartılan adaylar kim ve arkalarında kimler var” sorusu bizim için hayati önem taşıyor.
CHP’NİN BAŞKAN ADAYLARI
Yılmaz Büyükerşen: 80 yaşında. Eskişehir’de ilk defa DSP’den seçildi. 1999’dan beri Eskişehir belediye başkanı. Eskişehir’in bir üniversite şehrine dönüşmesiyle değişen kent sosyolojisinin de yardımıyla orada popülerleşti. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adı geçti ama böyle bir niyeti olmadığını söyledi. Yerel olarak tanınmış olsa da ulusal anlamda tanınırlığı şüpheli/kısıtlı. Profil olarak klasik CHP seçmenine uygun gözükse de CHP yönetiminin aradığı aday profiline pek uyduğu söylenemez. Hem yaşı hem de genel siyasi profiline bakarak aday olması büyük sürpriz olur.
İlhan Kesici: ANAP ve dolayısıyla sağ siyaset orjinli. 69 yaşında. Erdoğan’ın siyaset sahnesinde parladığı 1994 yerel seçimlerinde ANAP’ın adayıydı, kaybetti. DPT ve bürokrat kökenli. Her seçimde aday oluyor.
Abdullatif Şener: AK Parti kurucularından. 64 yaşında. MTTB kökenli. AK Parti hükümetinde bakanlık yaptı. 2007’de istifa etti. 2009’da Türkiye Partisi adıyla bir parti kurdu. Hiçbir seçime giremeden 2013’te partiyi kapatmak zorunda kaldı. Partisi 2010 referandumunda Evet oyu verdi. 2011 genel seçimlerinde memleketi Sivas’tan bağımsız aday oldu. 17 bin oy alarak seçilemedi. Özellikle son 3-4 yılda Halk TV’nin gediklisi haline geldi. CHP tabanında nötr bir intibaı olsa da, muhafazakar seçmen tabanında tamamen yok olmuş bir isim.
Kemal Kılıçdaroğlu: Başkan olmayı istemiyor. Bahçeli ile yaşıt, 70 yaşında. “Milletvekili olamazsam partide kontrolümü kaybederim” korkusu var. Yeni sistemde erken seçim kolay değil. Dolayısıyla 5 yıl meclis dışından parti kontrolünü tutması bir hayli zor görünüyor. Ayrıca genel başkanının aday olmaya çekinmesi de, bir anlamda CHP’nin kendi adayıyla seçimi kazanma ihtimalinin olmadığının itirafıdır. Parti içinden “aday başkanımız olmalıdır” gibi çıkışlar geldi ama kulak asmadı. İstanbul Belediye Başkanlığı’nı AK Parti’nin adayı Kadir Topbaş’a karşı kaybetmişti. Deniz Baykal’ı parti başkanlığından el çektiren kaset skandalının perde arkasındaki isim olarak biliniyor.
Öztürk Yılmaz: Kendi kendini aday ilan etti belli ki çünkü parti yönetiminden destek gelmediği gibi grup başkan vekillerinden tepki de gördü. 49 yaşında. Son dönemde hükümetle girdiği polemiklerle, özellikle Musul konsolosluğu/IŞİD konusunda öne çıktı. Seçmen nezdinde pozitif bir çağrışımı yok. İdeolojik altyapısının ne olduğu belirsiz. Siyasi tanınırlık orijin noktası “IŞİD tarafından esir alınmak” olan birisi.
Abdullah Gül: 67 yaşında. 1991’de Refah Partisi’nde siyasete girdi. Refahyol hükümetinde bakanlık yaptı. 2000 yılında Fazilet Partisi’nde Recai Kutan’a karşı başkan adayı olarak çıktı. Tayyip Erdoğan ile birlikte AK Parti’yi kurdu. Başbakan ve Dış İşleri Bakanlığı yaptı. 2007’de CHP’nin çıkarttığı 367 krizi nedeniyle Cumhurbaşkanı seçilemedi, AK Parti’nin girişimiyle Anayasa değiştirildi. Erdoğan’ın aday göstermesiyle Cumhurbaşkanı oldu. Şimdi ise daha önce kendisini Cumhurbaşkanı yaptırmayan CHP’nin doğrudan adayı olmak istemediği ve geniş bir ittifakın çatı adayı olmak istediği anlaşılıyor. Bunun muhtemel sebebi CHP adayı olmasının AKP tabanında getireceği tepki olabilir. AK Parti çevrelerinde bir desteği olduğu muhakkak ama gerçek anlamda seçmende ne kadar karşılığı olduğu müphem. Çünkü CB seçildiği günden beri AK Parti tabanı Erdoğan’ın siyasi hamlelerini büyük ölçüde desteklerken Gül hiçbir zaman ön plana çıkmadı, yüksek sesle itiraz etmediği gibi sesli bir destek de göstermedi.
CHP ve ABDULLAH GÜL
Gül’ün adaylığına CHP içindeki Kemalist-ulusalcı cepheden ciddi tepki geldi. Başta o grubun prensi Muharrem İnce’nin “Gül/Erdoğan seçimine zorlarsanız ben gider Erdoğan’a oy veririm“ diye yaptığı sert çıkış olmak üzere…
-Bu bekleme sürecini CHP bir nevi Gül hakkında bir kamuoyu yoklaması gibi kullandı. Abdullah Gül bu süreçte açıklama yapmadı ama görüşmelerini sürdürdü. Erdoğan’ın karşısına çıkmaktan imtina etmekten ziyade risk almak istemediği söyleniyor. Ama bu müphemlik ve kararsızlık sürecini uzatarak ismine zarar verdiği muhakkak.
-Bu tablo özellikle sol seçmen için bir demokratik krizdir. Dünyanın hiçbir yerinde siyaset sadece birinci parti olmak için yapılmaz, bazı siyasi hareketlerin onlarca yıllık mazisi olmasına rağmen seçim kazanmasalar da ideolojik misyonlarını sürdürürler. MHP bile buna bir örnek sayılabilir. Ne birinci parti olmuştur ne de iktidar. Ancak temsil ettiği bir insan grubu ve siyaset resminde edindiği sağlam bir yer vardır ve bunu korumuştur. CHP için asıl kriz iktidara odaklanarak kendi siyasi mazisini hiçe sayan adayları öne sürmesi, sağdan da oy alacağız masalıyla Ekmeleddin, Gül gibi adaylarla ideolojik savrulmasıdır. CHP seçmeni ağız tadıyla kendi hareketi içinden aday bile konuşamaz hale gelmiştir. Ayrıca sağdan oy alacağız diye çıkarılan isimlerin hiçbirisi sağdan da oy alabilmiş değildir. Diğer taraftan bu sürecin yeni nesil seçmenleri siyasetten soğuttuğu bir gerçek. CHP teşkilatlarındaki genç ekibin yavaş yavaş HDP/DHKPC ekolü tarafından ele geçirilmesinde bunun etkisi olduğu iddia edilebilir.
MERAL AKŞENER
Şimdi de sağda yerleşmeye çalışan ancak CHP seçmeninden de oy alabilen Meral Akşener’e bakalım.
…61 yaşında. Aileden ülkücü ama kendisi DYP ‘de Tansu Çiller’in yanında
siyasete girdi. O yıllarda Asena kimliği yoktu. 90’larda 6 ay İçişleri Bakanlığı yaptı. Susurluk olayları sonrasında Mehmet Ağar’ın yerine geldi. AK Parti kuruluş sürecinde ismi geçti ancak daha sonra vazgeçti. Sonra MHP’de Meclis başkan vekilliği yaptı. Asena olduğu günler o günlerdir. Bahçeli’den ayrılarak İyi Parti’yi kurdu. 15 Temmuz darbesini yapan ekip ile ilişkisi, Fetö’nün operasyonel isimleriyle yazışmaları tartışma konusu. Bir proje partisi olarak parti ekibi içinde bir ideolojik birlikteliğin ötesinde tek ortak payda Erdoğan karşıtlığında görülüyor. En yakın danışmanlarından biri Google’dan ayrılan genç bir adam. Seçim siyaset stratejisi üzerine etkili olduğu söyleniyor. Sosyal medya ekibi net şekilde Gezici aktivist tonu taşıyor, hiç ülkücü gibi değiller. Parti tüzüğünde şöyle bir ibare bulunmaktadır: “Türkiye, İkinci Dünya savaşından sonra kurulan dünya düzeni içinde Batı kurumları içinde yer almıştır. Ülkemizin savunma politikası da Batı güvenlik sistemine entegre edilmiştir. Savunma politikasında en üst şemsiye olarak NATO bulunmaktadır. NATO bir siyasi yapılanma olup üyelerinin müşterek savunma ihtiyaçlarını da karşılamaktadır. Türkiye’nin NATO şemsiyesinde olması milli politikalar ve stratejiler uygulamasına engel olmadığı gibi İttifak üyeliğimiz diğer ittifak ve mekanizmalardaki ülkelerle kendi milli çıkar ve ulusal güvenliğimizin gereği olarak kurulacak ilişkilere ve iş birliği çabalarına da aykırı değildir.”
SEÇİM HESAPLARI VE SENARYOLARI…
-CHP İyi Parti’ye 15 milletvekili verdi. Burada iki önemli soru işareti var! CHP ilk gerekçe olarak “İyi Parti’nin seçime girmesi engellenecekti onun için verdik” dedi. Halbuki YSK bu transfer işi resmileşmeden aldığı kararla zaten “İyi Parti seçime girebilir” dedi. O zaman da Akşener 100.000 imzayı bulması şüpheli olduğu için mi bu transfer yapıldı iddiası gündeme geldi. Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül lehine (ilk turda değilse bile ikinci turda çekilmesi için) ondan bir feragat istemesi de bu iddiaları destekler nitelikteydi. Ki yaptıkları görüşmenin çıkışında daha sorulmadan adaylığım devam ediyor birinci turda kim ikinci olursa onu destekleriz (ben ikinci olursam çekilmem demektir) demesi de bunu gösteriyor. Dün “100.000 imza ile halkımın desteğiyle aday olacağım” dedi. Şayet Meclis’te CHP’den gelen 15 milletvekili ile kurulan grup kendisini aday gösteriyorsa 100.000 imza işine ne gerek var? Dün Yusuf Halaçoğlu twitter’dan “derin devlet” Meral Hanım’ın başkan adayı olmaması için büyük baskı yapıyor dedi. Peki bu derin devlet kimdir? Hükümet desek, Akşener’in aday olacağı zaten bir seneden fazladır biliniyor. Derin devlet (kimse?) bu baskıyı niye şimdi yapsın? Erdoğan için değişen bir şey yok. O bu süreçte zaten hep adaydı. Öte yandan değişen tek bir başka parametre var o da A. Gül. Tüm bunların üstüne bir de transfer olan 15 milletvekilinin İyi Parti’nin seçime girebileceği garantilendiği için tekrar CHP’ye döneceği iddiaları çıktı. Neden geldiler, neden dönüyorlar? Kılıçdaroğlu bu adaylık işini Demokles’in kılıcı gibi sallandırıyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018