Barış Soydan
İktidara bakılacak olursa, kriz bitti, ekonomi dengelendi, 2020 her şeyin düzeldiği yıl olacak… Öyleyse yabancı yatırımcı Türkiye’yi neden terk ediyor? 2019 yılının genelinde Türkiye’den 955 milyon dolarlık kısa vadeli sermaye çıkışı oldu. 2020 yılında kaçış daha da hızlandı. Deutsche Bank’a göre 7 Şubat’ta biten hafta yabancı yatırımcılar tahvil-bonoda 549 milyon dolar, hisse senedinde ise 83 milyon dolar satış yaptılar. Bu, son 5 yıldaki en büyük yabancı yatırımcı çıkışlarından biriydi…
Yabancıların devlet iç borçlanma varlıklarındaki payı 14.4 milyar dolara inmiş durumda. Yani yüzde 9.4. Yakın tarihin en düşük seviyelerinden biri…
Kısa vadeli sermayenin, yani sıcak paranın durumu böyle. Uzun vadeli sermayede de durum çok farklı değil. Yapı Kredi’nin İtalyan ortağı UniCredit hisselerini peyderpey satıp Türkiye’den çıkıyor. HSBC Türkiye’den çıkmak istediğini açıkladı. Diğer Batılı bankaların da Türkiye’deki işlerinden çok mutlu olmadığı; fırsat, daha doğrusu müşteri bulabilseler satıp çıkacakları, ekonominin en iyi bilinen sırlarından biri.
"Yabancı sermaye defolsun gitsin!" Böyle diyeceklere, her dört gençten birinin işsiz olduğunu, diplomalı işsizliğin hızla toplumsal bir felakete doğru ilerlediğini hatırlatmak isterim. Gençler çalışmak, kendilerine onurlu bir gelecek kurmak istiyorlar. Maalesef büyük çoğunluğu Kartal İmam Hatip Lisesi’nden mezun değil. Kamu kurumlarında ya da iktidar kontrolündeki şirketlerde iş bulmaları imkansız. E, hayat boyu işsiz mi gezecekler? Yatırımların artmasına, ekonomik büyümenin sürdürülebilir şekilde yüzde 5-6’nın üzerine çıkmasına ihtiyaçları var. Ki, yeni iş sahaları açılsın, istihdam artsın.
Yerli şirketlerin milyonlarca işsizi emecek kadar yatırım yapmaya ne takati ne de parası var. Bu koşullarda "Yabancı sermaye defolsun" demek, fildişi kulede oturup ahkam kesmekten başka bir şey olmaz.
Yabancı sermaye Türkiye’den neden kaçıyor? Bankaların neden mutsuz olduğu belli: Ankara, hangi faizi vereceklerine, hangi genel müdür yardımcısını işten çıkaracaklarına kadar her şeye karışıyor. Bu koşullarda bildikleri gibi bankacılık yapma imkanının kalmadığını düşünüyorlar. Haksız değiller.
Tahvildeki para neden gidiyor? Çünkü Türkiye serbest kur rejiminden çıkıp Standard&Poors’un deyimiyle "Yönlendirmeli dalgalı kur" rejimine geçti. İhalelerde faiz oranları perde arkasında belirleniyor, kamu bankaları TL’yi ayakta tutmak için milyarlarca dolar satıyor, yabancıların yatırımlarını sigortalama aracı olan Swap piyasasınının işlemesini izin verilmiyor, vs.
Tek sorun ekonomi olsa... İş Bankası’na el koyma hazırlıklarını gören yabancılar acaba ne düşünüyordur? Devletin vatandaşlarının mirasına çökecek kadar gözünü kararttığı bir ülkeye (Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerini CHP’ye bırakması miras hukukuyla ilgili bir tasarruf olduğuna göre) kim, parasının geleceğinden endişe etmeden, güvenle yatırım yapar? Yarın aynı şeyin onun da başına gelmeyeceğinin garantisi var mı?
Ekonomik ve hukuki belirsizliğin/keyfiliğin üzerine dış politikadaki belirsizliği, İdlib’deki savaş çıktı çıkacak havasını ekleyelim… Yabancı yatırımcının Türkiye’den elini ayağını kesmesinde şaşıracak bir şey yok.
Sonuç: Merkez Bankası verilerine göre doğrudan yabancı sermaye yatırımları geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 41.3 azalarak 5.6 milyar dolara geriledi. Üstelik yabancı yatırımlarının yarısı artık emlak alımlarından, yani istihdam yaratmayan, gençlere iş sahası açmayan, betona gömülen paradan oluşuyor.
Oysa 2015’te büyük çoğunluğu üretken yatırım olmak üzere Türkiye’ye 19.2 milyar dolar doğrudan yabancı sermayesi girmişti. 2018’deki krizle bu tutar yüzde 58 azalarak 12.8 milyar dolara indi.
Aynı yıl İspanya’ya 43 milyar dolar, İsrail’e 22 milyar dolar, Cezayir’e 14 milyar dolar, Vietnam’a 15.5 milyar dolar, İngiltere’ye 64 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımı yapıldı. (UNCTAD verisi.) Türkiye’nin İsrail kadar yabancı sermaye çekmemesi için bir sebep var mı?
Evet, var. Keyfi yönetim, hukuka güvensizlik, siyasi belirsizlik...
Yabancı sermaye kaçar, yerliler de yeni yatırım yapmazken milyonlarca işsiz ne yapacak, Kanal İstanbul inşaatında kazma mı sallayacaklar?
Faizler inince herkes ev almaya koşacak, inşaat canlanacak, işsizler iş bulacak.
İktidarın planı bu.
Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. İnşaatla büyüme devri kapandı. Yatırımları artırmak, işsizliği azaltmak için hukuka geri dönmekten başka çare kalmadı.
Ey işsizler, sorun ekonomik değil politik.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021