Barış Soydan
Koronavirüs nedeniyle işsiz kalanların sayısındaki büyük artış İşsizlik Fonu’nu yeniden gündeme getirdi. Sendikalar, Fon’un bugüne kadar işsizlere değil patronlara ve bankalara kullandırıldığını belirterek işsizlik maaşından yararlanma koşullarının gevşetilmesini istiyor. Hükümet ürkek de olsa bir adım atarak kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için gerekli olan, son 3 yılda 600 gün sigortalı çalışma şartını 450 güne indirdi. Türkiye gibi işsizlik ve kayıtdışılığın çok yüksek olduğu bir ülkede bu sürenin de çok yüksek olduğunu söylemeye gerek bile yok.
Merkez Bankası dün aldığı kararla, piyasa yapıcı bankalara, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan satın aldıkları devlet iç borçlanma senetlerini kendisine satma olanağı tanıdı. Belli ki Fon’daki paranın bir kısmı Koronavirüs salgınına karşı kullanılacak. Ama ne kadarı ve kimin çıkarına? İşte tartışmaların odağındaki İşsizlik Fonu’yla ilgili bilmeniz gereken 5 şey. Veya bilmemeniz...
1. İşsizlik Fonu’nda ne kadar para var?
131 milyar liradan fazla.
2. Bu para işsizliğe derman olur mu?
15 milyon işçiye 3 ay süreyle asgari ücret ödemek için 104.7 milyar TL gerekiyor. Bu para İşsizlik Fonu’nda var. Öte yandan DİSK Araştırma Merkezi’nin hesabına göre:
-1 milyon işçiye 3 ay süreyle asgari ücret ödemek için 7 milyar TL,
-5 milyon işçiye 3 ay süreyle asgari ücret ödemek için 34.9 milyar TL,
-10 milyon işçiye 3 ay süreyle asgari ücret ödemek için 69.8 milyar TL gerekiyor.
İşsizlik Fonu’ndaki parayla bu seçeneklerden birini devreye sokmak mümkün.
3. Bu parayı şu anda kim kullanıyor?
Patronlar. "Olur mu öyle şey?" dediniz, değil mi? Oluyor: Amacı işsizlik sigortası ödemeleri ve işsiz kalanların yeniden işe kazandırılması olan İşsizlik Sigortası Fonu son yıllarda adeta bir işveren destek fonuna dönüştü. DİSK’in hesaplamasına göre işsizlik maaşına ayrılan pay yüzde 28’de kalırken, işverenlere yapılan teşvik ödemeleri Fon giderlerinin yüzde 44’üne ulaştı. 2019’da 37 milyar TL olan toplam giderden işsizlik sigortası için 10.4 milyar harcanırken, işveren teşviklerine ayrılan tutar 16 milyar TL’ye yükseldi. Yani işverene işsizden daha fazla para verildi.
4. Fon’un parası nerede tutuluyor?
İşsizlik Fonu’ndaki para hükümet tarafından devlet tahvillerine yatırılmış durumda. Eski Merkez Bankası Başkanı ve İyi Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, "130 milyar TL bakiyesi olduğu söylenen İşsizlik Fonu’nda nakit yok. Çünkü işverenden, devletten ve işsizden kesilerek biriktirilen bu fon aylık olarak kamu ihalelerine hazine borçlanmaları için kullanılıyor. Yani devlet bu parayı harcıyor. Tahvil ve bono var, nakit para yok, sadece yükümlülük var" dedi.
Devlet tahvillerini satıp İşsizlik Fonu’ndaki parayı nakite çevirmek elbette mümkün. Zaten Merkez Bankası’nın son kararı da hükümetin bu adımı atmaya hazırlandığını gösteriyor. Ama önemli bir nokta var: İşsizlik Fonu’nun elindeki tahvillerin tamamı nakde çevrilirse devletin başka yerden borç bulması gerekir. Bu da dengeleri sarsar, finansman sorunu çıkarır. DİSK Araştırma Merkezi buna dikkat çekerek, "Anlaşılan Hükümet bu kaynakları nakde çevirmesi durumunda yeni iç borçlanmanın finansmanından çekiniyor. Bu yüzden de İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının kullanımında ağırdan alıyor" diyor.
5. Öyle veya böyle, demek ki, işsizlerin ve işini kaybetme tehdidiyle yüz yüze olanların derdine şifa olacak bir kaynak mevcut. Neyi eleştiriyorsunuz?
İyi de işsizlerin ve işini kaybetme tehdidiyle yüz yüze olanların pek azı İşsizlik Fonu’ndan yararlanabiliyor. Çünkü işsizlik ödeneği üç koşula bağlı olarak veriliyor: 1) İşçinin istek ve kusuru dışında işsiz kalmaması, 2) İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün iş sözleşmesine tabi olması ve 3) İş sözleşmesinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olması. Kısacası işsizlik ödeneğinden yararlanma koşulları çok ağır.
DİSK’in verdiği bilgiye göre Aralık 2019 itibariyle işsizlik ödeneğinden yararlanan işsiz sayısı sadece 595 bindi. Oysa aynı dönemde dar tanımlı işsiz sayısı 4.4 milyon civarındaydı. İşsizlerin sadece yüzde 13’ü işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyor.
Aynı şey Koronavirüs salgınıyla gündeme gelen kısa çalışma ödeneği için de geçerli. Kısa çalışma ödeneği, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir işsizlik sigortası uygulaması. Bu süre 6 aya kadar uzatılabiliyor. Kısa çalışma ödeneği alabilmek için gerekli olan son üç yılda 600 gün çalışma koşulu ile son 120 gün aralıksız çalışma koşulu geçtiğimiz günlerde değiştirildi ve son 60 gün iş sözleşmesine tabi olmak kaydıyla son 3 yıl içinde 450 gün prim ödeme koşulu getirildi. Ancak bu süre de çok yüksek. DİSK Koronavirüs salgını süresince, iş sözleşmesine dayalı çalışmanın yeterli sayılmasını öneriyor.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021