Barış Soydan
Koronavirüs tüketici harcamalarını bıçak gibi kesti. HSBC, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu OECD ülkelerinde salgının tüketici harcamaları üzerindeki etkisini şöyle tahmin ediyor:
Eğlence-kültür: % -80
Restoran ve oteller: % -90
Ulaştırma: % -60
Giyim-ayakkabı: % -50
Mobilya: % -50
Alkol-tütün: % -5
İletişim: % -5
Eğitim: % 0
Sağlık: % +10
Elektrik, su, doğalgaz: % + 15
Gıda-içecek: % + 50
Aslında rapora, analize gerek de yok, her şey ortada; turizm, perakende, havayolu taşımacılığı ve ulaştırma çökmüş durumda. Kepenkler kapandı, uçak seferleri durdu... Sorulması gereken kritik soru: Bu sektörlerdeki şirketler ne kadar ayakta kalabilir?
Bu sorunun yanıtı, ayakta durmak için ihtiyaç duyulan paranın büyüklüğüne ve şirketin sermaye yapısına bağlı. "Cephanesi" sağlam olanlar, yani yeterli ihtiyat akçesi bulunanlar cepten yiyerek bir süre dayanabilir. Bunlar çoğunlukla büyük, uluslararası şirketler... Sermayesi zayıf aile şirketlerinin işi ise çok zor.
Perakende sektörünü iyi tanıyan bir dostum, salgın Mayıs sonunda hafiflemez ve karantina bugünkü gibi devam ederse yerli markaların havlu atmaya başlayacağını düşünüyor. Yüzlerce mağazanın kirası, binlerce çalışanın maaşını aylarca ödeyebilecek sermaye derinliği pek azında var çünkü...
Koronavirüs’ün derinden etkilediği bir başka sektör, havacılık. Bu sektörde oyuncular perakendeden çok daha büyük. Ama onların üzerindeki baskı da perakendeden çok daha fazla: Uluslararası Havacılık Birliği (IATA), havayolu şirketlerinin Koronovirüs kayıpların boyutunu 2020 için 113 milyar dolar olarak hesaplıyor. Havayolu şirketlerinin perakende gibi kepenk kapatıp maliyetleri azaltması da zor, zira yerdeki uçakların bakımı milyarlarca dolar tutuyor. Bu şartlar altında pek çok havayolu şirketinin yılın ikinci çeyreğini çıkaramayacağı tahmin ediliyor. Özetle iflaslar kapıda.
Avrupa’nın en büyük özel havayolu şirketlerinden Virgin Atlantic, mali zorlukları kendi imkanlarıyla aşamayacağını belirterek devlet tarafından kurtarılmayı talep etti bile. Ünlü işadamı Richard Branson’ın büyük hissedarı olduğu Virgin, İngiltere’nin küresel ölçekteki en güçlü markalarından biri. İyi de "güçlü marka" olmak kurtarılmak için yeterli neden mi? İngiltere şu anda bunu tartışıyor. Muhalefet, Branson’ın cebinin derin olduğunu, devletin şirketi kurtarmakta acele etmeyip patronu elini cebe atmaya zorlaması gerektiğini söylüyor. Buna karşılık Virgin’in en büyük tedarikçileri arasında yer alan uçak motoru üreticisi Rolls-Royce ile Airbus, şirketin kurtarılması için lobi yapıyor. İngiltere’de muhafazakârlar iktidarda. Söylemde piyasa ve özelleştirme yanlısı olsalar da, Rolls-Royce ve Airbus’ın ricasını kırmayacaklarını tahmin etmek zor değil.
Virgin sadece başlangıç. Önümüzdeki günlerde hem dünyada hem de korkarım Türkiye’de pek çok şirketin devlet tarafından kurtarılmayı talep ettiğini göreceğiz. Aynı soru bizim önümüze de gelecek: Koronavirüs nedeniyle iflasın eşiğine gelen ve devletten yardım talep eden şirketler kurtarılmalı mı? Kurtarılacaksa hangileri? "Stratejik" konumda olanlar mı, binlerce çalışanı olanlar mı? Ve kurtarma operasyonu nasıl yapılmalı? Devlet tarafından şeffaf şekilde mi? Örtülü bir şekilde, kamu bankaları eliyle mi?
Zor sorular. Ama şimdiden üzerinde düşünmeye başlamakta yarar var.
Yıllarca "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" felsefesini savunanların zora düşünce devletten yardım istemesinde çelişkili bir yan olduğu açık. İnsanın "Bırakınız batsınlar" diyesi geliyor. Ama batmaya bırakılırlarsa, binlerce çalışan ve tedarikçiyi de peşlerinden sürükleyip ekonomide sistemik risk yaratabilirler. Hem unutmayalım ki, bunların birçoğu işler normale döndüğünde kendi yağlarında kavrulabilecek şirketler. Biraz ittirmeyle Koronavirüs salgınını atlatıp kamuya yük olmadan yola devam edebilirler.
Bununla birlikte kamu kaynaklarını bu şirketlere karşılıksız aktarmak, halkın cebinden para alıp büyük patronların cebine para koymak anlamına gelir. Bu kabul edilemez. Öyleyse ne yapmalı?
"Eğer büyük şirketleri kurtaracaksak bunun bazı koşulları olmalı", diyor İngiliz gazetesi The Guardian’ın yazarı Zoe Williams: Bu şirketler kimseyi işten çıkarmamalı, hisse senedi fiyatını yükseltmek için hisse geri alımı işlemi yapmamalı, temettü (kâr payı) dağıtımı uzun bir süre (3 yıl) boyunca yasaklanmalı ve yönetim kurulunda çalşanların (ya da sendikanın) temsilcilerine yer verilmeli.
Demokrat Parti’den başkan adaylığı için mücadele eden (ama çekilen) Senatör Elizabeth Warren aynı talepleri Amerika için dile getiriyor.
Haklılar, kamu parası özel şirketleri kurtarmak için harcanacaksa bunun bir karşılığı olmalı. Bence, kurtarma karşılığında devlet bu şirketlerden hisse de almalı.
Neyse, belki salgın hafifler de, karantina önlemleri Haziran’a kalmadan kalkar ve kurtarma operasyonlarına gerek kalmaz.
Ama şu anki manzara hiç iç açıcı değil.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021