Berrin Sönmez
Şiddet failinin ismi baş harfleriyle verilirken mağdur kadının isminin, resminin apaçık ortaya konması nedendir? Bilinçli seçim mi? Bilinç dışı alışkanlık mı? Reyting mi? Patronaj mı? Yoksa sadece şiddetle mücadele yöntemlerinden habersiz olmak mı?
Gaziantep’ten gelen kadına şiddet haberi, zihinlerde hep var olan soruları bir kez daha konuşmayı, yazmayı gerekli kıldı. Kocasının şiddeti nedeniyle evini terk edip üç çocuğuyla ailesinin yanına taşınmış hamile bir kadının gördüğü şiddetle ölümcül yaralanmasını duyuruyordu bu haber. Ve medyanın, haberin dilinin şiddetle mücadele alanındaki önemini bir kez daha dile getirmeyi gerekli kılacak denli sorunlu yazılmıştı ana akım medyada.
İlginçtir, internet medyası daha bilinçli, özenli, dikkatliyken şiddeti haberleştirmede sınıfta kalan basılı medya. Bu durumda “bir kısım medya”ya sormak gerek: Yakalanmış. Teslim olmuş. İtiraf etmiş. Kendisinden başkasının yapma ihtimali olmayan şiddet sonrası failin adı neden baş harfleriyle yazılır? “Böyle vahşet görülmedi!”, “Cinnet geçiren koca!” başlıkları neden atılır?
Kadına yönelik şiddetin politik tutum olduğunu, gözlerden gizlemenin aracı mı bu haberleştirme taktiği? Haberciler psikiyatri uzmanı mı ki başlıklarda/haber metinlerinde “cinnet” teşhisi konur?
Haberlerde kadına yönelik şiddetin ender görülen vaka gibi sunulması, şiddeti normalleştirme/sıradanlaştırma yöntemlerinden biri mi?
Ve tabii en önemlisi, şiddet failinin ismi baş harfleriyle verilirken mağdur kadının isminin, resminin apaçık ortaya konması nedendir? Bilinçli seçim mi? Bilinç dışı alışkanlık mı? Reyting mi? Patronaj mı? Yoksa sadece şiddetle mücadele yöntemlerinden habersiz olmak mı?
Bu sorulara cevap almak mühim elbette. Ancak cevaplardan daha önemlisi, şiddetle mücadelenin bir nevi seferberlik gerektirdiğine tüm tarafları ikna eminin aracı bu sorular. Defalarca yazdığım siyasi irade, kamu idaresi, kolluk, yargı yanı sıra medya da bu bu şiddetle mücadele zincirinin halkalarından birisi. Şiddetle mücadele zinciri, en zayıf halkası kadar ”güçlü” olduğuna göre diğerleri gibi medyanın rolünü de sık sık dile getirmeye mecburuz.
Sadece medya değil bugün değinmek istediğim taraf. “Kimse masum değil” dedirten tarafı var bir de konunun; en geniş tarafı aileler. “Toplumun tümü” dedirtecek denli geniş bir alanı tutan aileler de kadına yönelik şiddetle mücadelede sorumluluğunu yerine getirmeyen taraf olarak suçun bir parçası. Şiddet gören kadınların ailelerinden söz ediyorum bugünlük.
M.A.A. kısaltmasıyla haberleştirilen Gaziantep’te yaşanan olayda da aile, şiddet gören kadını desteklemek, şiddete tanıklık eden çocukları kurtarmak yerine anlaşılmaz bir inatla aileyi korumayı seçmiş görünüyor.
İnsanı değil kurumu önceleme gafleti… Boşanmak isteyen kadına mukabil barışma aldatmacasıyla gelen şiddet faili erkeği destekleyen milyonla aile var bu ülkede. Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi zorlaştıran, şiddeti yaygınlaştıran unsurlardan birisi ailelerin bu tutumu. Ve biraz da bu nedenle toplumda kimse masum değil.
Tabii şiddet failinin ailesi, akraba ve arkadaşları var bir de yazılması gereken. Şiddeti teşvik, yardım ve yataklık yönünden ele alınıp sadece yazılmakla kalmayarak davalara konu edilmesi gereken suç ortakları var şiddetin.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.10.2025
12.10.2025
4.10.2025
21.09.2025
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025