Berrin Sönmez
"Ramazan ve oruç bitti, oh!" demenin bayramını yapmıyoruz. Beni baskılayarak diğerini görebilmenin şükrüyle bayram ediyoruz. Nefsimizi dizginleyerek görebildiğimiz ötekiyle aynılaşmaya dair çabanın şükrü bayram.
Öze dönüş zamanlarından ramazanlar. Dünyayla değil ama dünyalıkla araya mesafe koyma zamanları. İnsanlardan kaçmayı değil tam tersine kendi akvaryumumuzdan çıkıp başka yaşam alanlarını tanımaya, anlamaya yönelişin adı. Yaratanı, yaratılışı, yaratılmışı bir kere daha kavramaya çalışmanın yönelişi. Ve, tüm bunlardan idrak edebildiğimiz kadarını özümsemenin yöntemi aynı zamanda. Aç midenin gurultusuna, susuzluktan çatlamış dudakların ince sızısına inat edebilme iradesiyle nefsi bir nebze olsun susturmanın aracı. Nefsi/egoyu/üstbeni geçici sürelerle susturabildiğinde insan, içbeni duyumsamaya ve orada taa derununda sadece başka insanlarla değil canlı cansız tüm varlıklarla, kainatla özdeşliğini fark ediyor. Aynı döngünün yolcuları olma bilinciyle yeniden ve yeniden her yıl tekrarlanarak ve her seferinde biraz daha tekemmül ederek hayata, kainata yaratanın yaratış amacından yaklaşmaya çalışma temrini. Kimin payına ne kadarı düşerse… Karınca kaderince…
Her ne kadar söylemesi kolay yapması zor, çok zor işlerse de öz eleştiri ya da iç muhasebeyi deyim yerindeyse zorunlu istikamet kılan oruç Allah’ı, kendini ve çevreyi yeniden keşfedişi de içermekte. Ramazanın bereketi biraz da bu keşifte saklı olsa gerek. Gerçi bu ramazan öyle olmadı. Tıka basa dünyalıkla, dünyanın siyasetiyle dolu geçti maalesef. Zaten baskın seçim tarihi açıklandığında “eyvah ramazanın maneviyatını idrak her zamankinden zor olacak” demiştim. Egolar çatıştı, kazanma hırsıyla nefisler körüklendi, kaybetme endişesiyle insan derûnundaki o eşitlik ve özdeşlik kavrayışı susturulup dünyalık heva vü hevesin yelkeni şişirildikçe şişirildi. En azından kendi hissiyatım ve gözlemim böyle bu senenin ramazanına dair.
Yine de her zaman her yerde daima var olan erdemli insanların gayretleri de sürdü şüphesiz. Ramazanı evsizlerle yapılan iftarla uğurladı mesela Erdem Mücadelesi Platformu. İnsan onuruna yakışır muameleye ihtiyacı olanlara dönük toplumun ilgisizliğine eleştirel bir bakıştı aynı zamanda Tarlabaşı, Çukur mahallesi, Tirşe Sokak’taki iftar. Evsizler, göçmenler, translar, bağımlılar, hayat kadınları gibi toplumun dışlanmışlarına sofra kuruldu. Hayatın kıyısında yaşayanlara dair kamu görevleri hatırlatılmaya çalışıldı yapılan basın açıklamasıyla da. Saygı ve bu seneki dünyevi ramazana bir nebze insaniyet katışlarına şükranla tümünü veriyorum basın açıklamasının:
‘ONURLU BİR YAŞAM EVSİZLERİN HAKKIDIR’
“Toplumumuzun ortak meselesi olarak evsizler ve korunaksız alanlarda yaşayan insanlar, ciddi şekilde varlığını devam ettiriyor. Bu meseleyle ilgili olarak kamu otoritesinin, belediyelerin, vatandaş olarak bizlerin, yani herkesin sorumluluğu var.
Özellikle kentleşen, işsizliğin devam ettiği ve barınma ücretlerinin yüksek olduğu büyük şehirlerde sokakta yaşamak durumunda kalan, ekseriyetle devlet nezdinde kayıtsız olan, en temel insanî haklarından mahrum kalan insanlar, biz görsek de görmesek de toplumumuzun birer bireyi olarak bizim sorumluluğumuzdadırlar. Onları kazanmak, onlarla kardeş olmak, normal ve eşit düzeyde ilişki kurmak durumundayız.
Kamu kurumlarının ve otoritesinin yetersiz kaldığı bu can yakıcı ve çok boyutlu mesele için, gönüllü çalışan yapılar olarak bir araya gelmeye ve işbirliği yapmaya karar verdik. Tamamen siyaset üstü bir mesele olarak gördüğümüz evsizlik meselesi, barınma ve onurlu yaşama hakkı üzerine -politik görüşlerimizi bir kenara bırakarak- işbirliği yapmaya, hangi milletten ve cinsiyetten olursa olsun insanlık dışı koşullarda yaşamak durumunda kalanlar için Erdem Mücadelesi Platformu’nda saf tutmaya karar verdik.
Platform olarak adımızı Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Hılful-Fudul pratiğinden ilhamla tercih ettik. Erdemli olabilmenin bir mücadele ve pratik gerektirdiğine inanarak, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) örnekliğinden ilhamla bir takım işleri hayata geçirmeye niyetlendik.
Hedeflerimiz:
Sokaklarda yaşam mücadelesi veren ve büyük şehirlerde sayıları binleri bulan -genciyle, yaşlısıyla, hastasıyla, engellsiyle- tüm evsizlerin hayatlarını normale dönüştürebilecek rehabilitasyon merkezlerini, yaşam alanlarını ve topluma kazandırabilme mekanizmalarını hayata geçirerek toplumu güçlendirmek. Sivil inisiyatifler olarak bu anlamda elimizden geleni yapmak, kamu otoritesinin ve imkânlarının seferber edilmesi için kampanya gücüne başvurmak.
Yine kimsesiz ve sahipsizlikten dolayı, ya da yakınları tarafından köle gibi satılarak, hile ve tuzakla fuhuş gibi gayri insanî bir hayata itilen ve mecbur bırakılan, hayatı çalınan ve mahvolan hayatsız kadınların normal bir hayata kavuşmalarını, toplumla eşitlenmelerini sağlamak için gayret etmek, onlara da aynı şekilde barınma, eğitim ve iş imkânı sağlanmasına yardımcı olmak.
Bizler, bu metinde ismi bulunan yapılar olarak herkesi bu anlamda gayret etmeye, mağdurlarla dayanışmaya ve saflarımıza katılmaya davet ediyoruz.
Elindekini kardeşlik ve dayanışma duyguları içinde paylaşan, arkadaş olabilen, öğrendiğini beraberce yaşamak isteyen herkesi buraya bekliyoruz.
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” buyuran şefkat abidesi bir Paygamber’in (s.a.v.) ümmetiyiz.
Globalleşen dünyada aynı şehirde yaşadığımız insanlar da artık komşularımız sayılırlar. Dolayısıyla bu meseleler, hepimizin ortak meselesi ve derdi olmalıdır.
Toplumun bir parçası olan evsizler için politika üretmek ve bu konuda alınan somut karar ve tedbirleri seçimden önce halka açıklamakla yükümlü olduklarını tüm siyasi partilere hatırlatırız.
Bilhassa yetkililerden, kardeşlik ve rahmet ayı olan Ramazan’da bu meseleleri de gündemlerine alarak acilen çözüm üretmelerini ve bunları kamuoyuyla paylaşmalarını
talep ediyoruz.
Zira onurlu bir yaşam herkesin hakkıdır!
Platforma ve bildiriye destek veren kuruluşlar :
Başkent Kadın Platformu
Emek ve Adalet Platformu
Güzel İşler Derneği
Hayata Sarıl Derneği
İdealist Kadınlar Derneği
Sosyologlar Derneği
Siirt Vakfı
Şefkat-Der”
Fikir üretip, emek verip, destek sunanlara şükranla erişildi bayrama. Alvarlı Efe’nin ‘bayramlar bayram ola’ dizeleri, gerçek anlamda yaratılmışa ilişkin sorumluluğu yerine getirebilme güç ve bilinci için Allah’a şükredişle mümkün. Yoksa malum tuttuğumuz orucun Allah’a faydası yok. Allah’ın yarattıklarına faydalı olabilmeyle izahı mümkün ibadetlerin. Eskiler bu nedenle ıyd-i fıtr, fitre bayramı demiş zaten. “Ramazan ve oruç bitti, oh!” demenin bayramını yapmıyoruz yani. Beni baskılayarak diğerini görebilmenin şükrüyle bayram ediyoruz. Nefsimizi dizginleyerek görebildiğimiz ötekiyle aynılaşmaya dair çabanın şükrü bayram. Ve duygudaşlık geliştirmenin cıvıl cıvıl coşkulu sevinci. İyilikten, huzur ve barıştan yana umudu güçlendiren, yaşatabilmenin sadece güzellikler yaşatabilmenin coşkun molalarından olan bayramımız kutlu olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024
3.05.2024
5.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
8.03.2024