Berrin Sönmez
İktidarın istismar affını, toplum mühendisliği çabalarının bir parçası olarak gündemde tutmayı tercih ettiğini sıklıkla yazıyorum. Marjinal grupların söylemleri yükseltilmek suretiyle iktidar eliyle büyük bir toplumsal sorun varmış ve ona çözüm aranıyormuş izlenimi yaratılıyor yıllardır. Özellikle son beş yılda kadın haklarına ve çocuklara yönelik saldırılar, çok ciddi hak ihlallerine yol açmakta. Özellikle çocuğun cinsel istismarı suçuna evlilik şartıyla af getirilmesi için arkası kesilmeyen siyasi girişimle kız çocuklarının tüm hakları ve yaşamı rehin alınmak isteniyor. Toplumun demografik yapısına müdahale için araç kılınıyor kız çocukları. Basit gözlemle dahi tespit edebildiğimiz toplumsal gerçeklerden birisi, toplumda eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte erken evliliklerin azaldığı yönünde. Kız çocuklarının okullaşması, ülkemizde erken ve/veya zorla evliliklerin azalmasında en önemli etkenlerden birisi ve toplumsal doku, 1950’lerden itibaren evlilik yaşının hem kadınlar hem erkekler için yükselme eğiliminde olduğu biliniyor. Çocuk evliliklerinin hızla azaldığına her birimiz kendi aile öykülerimizle tanığız. Bilimsel çalışmalar da tanıklığımızı doğrular nitelikte sonuçlar veriyor. Kamu kurumlarının nüfus yapısı istatistikleri de öyle.

.
Aile Bakanlığı’nca periyodik olarak gerçekleştirilen Türkiye Aile Yapısı Araştırmaları (TAYA) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları (TNSA) verilerini değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Koç, ilk evlenme yaşındaki hızlı yükselişi grafiklerle gösteriyor. Tabii sunduğu grafiklerle kız çocuklarını erken evlendirme alışkanlığının çok azaldığını da görebiliyoruz. Demografik Göstergeler ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları başlıklı çalışmasıyla Mustafa Koç tarafından açıklanan bulgulara göre Türkiye’de kadın ve erkek evlenme yaşı 1952 öncesine kıyasla günümüze kadar yükselme eğilimini sürdürerek sekiz yaş yukarı çıkmış. Geçmişte ortalama olarak erkekler 19, kadınlar 16 yaşlarında ilk evliliklerini yaparken günümüzde ilk evlilik yaşı erkekler için 28, kadınlar için 24 olarak görülüyor. TAYA ve TNSA gibi iki kapsamlı çalışmada ortaya koyulan bu evlilik yaşı sonuçları, HAVLE Kadın Derneği tarafından dindar kesim özelinde yapılan küçük çaplı araştırmanın sonuçlarıyla da örtüşüyor. HAVLE araştırmasıyla ulaşılan kanaat de evlilik sorumluğunu üstlenmek için gereken yaşları bilimsel verilere çok yakın. İki binin üzerinde dindar kadın ve erkek katılımcıya göre, ideal evlenme yaşı kadınlar için 24, erkekler için 29 olmalı. Gündelik yaşam pratikleri ile toplumsal kutuplaştırma politikaları arasında uçurum olduğunu söylemek mümkün. Yani uçurum, toplumsal kesimlerin yaşam tarzları arasında değil toplum geneliyle siyasi söylem arasında.

.
Çocuk istismarı olan erken evliliklerle ilgili de önemli bilgilere ulaşıyoruz. Araştırmacı 18 yaş altı ve 15 yaş altı olmak üzere iki kategoride incelemiş, çocuk evliliklerini. Buna göre 1952 öncesi kadınların yüzde altmış ikisi 18 yaşından önce ve yüzde 24’ü on beş yaşından önce evlenirken günümüzde bu oranlar 18 yaş altı için yüzde sekiz ve 15 yaş altı için yüzde birin altına düşmüş görünüyor. Kız çocuklarının yüzde biri on beş yaşını, yüzde sekizi ise 18 yaşını doldurmadan önce evleniyor. Yıllar içinde hızla düşmesine rağmen hâlâ kabul edilemez değerlerden söz ediyoruz yani. Ancak araştırma sonuçlarına göre asıl kabul edilemez olan düşüş eğiliminin son yıllarda durağanlaşması. 2008’den bu yana düşüş eğilimi durmuş ve yatay seyrediyor. TNSA verilerine göre yüzde ikinin TAYA verilerine göre yüzde birin altında görülen on beş yaş altı evliklerin on yıldır azalma eğilimi göstermeyişi doğrudan siyasi akılla, siyasi söylemle, üretilen politikalarla ilişkili. Daha açık söyleyişle anayasa, yasa ve uluslararası sözleşmelerle bu topluma verilen sözlerin aksine çocuk haklarının gasp edildiğinin göstergesi oranların durağanlaşması.
Ekonomik kalkınmayı öncelikli hedef saydığını söyleyen AKP ve -böyle isimlendirmeseler de- koalisyon ortağı MHP, sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın olmazsa olmaz şartı sosyal ve insani kalkınmadan habersiz görünüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kız çocuklarının evlendirilmesinin önüne geçilmesi, sosyal ve insani kalkınma için gerekli olduğu kadar ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir kılınması için de temel şartlardan birisi. Ancak siyasi akıl uluslararası toplumun ölçütlerinden uzak olduğu gibi kendi toplumunun beklenti ve yaşam pratiklerinden de çok uzağa düştü, son yıllarda. Çocuğun cinsel istismarı yasaya göre suç ama yasayı yürütmek için yetki alanlar, toplumun terk ettiği o eski alışkanlıkları canlandırmak için çalışıyor. Toplumsal dokuda metazori değişiklik yapmanın yolu olarak çocuğun cinsel istismarını teşvik edecek af vaatleri, gündemde tutuluyor. Siyasetin önergelerle, beyanatlarla sık dile getirdiği “erken evlilik mağdurları” ifadesi sunmak istedikleri gibi bir toplumsal sorun değil marjinal grupların beklentisi. Araştırmaların gösterdiği gibi toplumun yönelimi kız çocuğunu okutmaktan yana. Bu ülkenin dindarları, ataerkil din yorumlarıyla kadının ikincilleştirilmesinin, kız çocuklarının din adına seks nesnesi kılınmasının Kur’an’da yeri olmadığını biliyor. Dindarları bahane ederek insani gelişmeyi durdurmak, suları tersine akıtmak isteyen iktidarın siyasi aklı artık bu topluma dar geliyor. Son on iki yılda düşme eğiliminin durağanlaşması, toplumsal gerçekliklerden çok siyasi politikalarla eşitsizliğin derinleştirilmesine yönelik uygulamalarla ilişkili olmalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024
3.05.2024
5.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
8.03.2024