Cemil KOÇAK
Tek parti döneminde sinema önemli bir kitle iletişim aracıydı; bu özellik onun propaganda yönünden de denetim altında tutulmasını gerektiriyordu. Özellikle yabancı haber filmleri açısından.
1930’larda ve 1940’larda sinema ile aktüel haber ve propaganda filmleri dışarıdan ithal ediliyordu. Bu alanda da yoğun bir rekabet ve propaganda mücadelesi vardı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında bu mücadele daha da yoğunlaştı. Türkiye üzerinde de yabancı propagandaların rekabeti söz konusuydu. Bu bakımdan konunun hassasiyeti kendiliğinden anlaşılır.
Sovyet propaganda filmine sansür
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, 8 Nisan 1938 tarihli bir yazısında, Türkiye’de Sovyet propaganda filmlerine uygulanan sansürün yol açtığı diplomatik gerilimlerden söz ediyordu. Kaya, Başbakanlığa yazdığı bir yazıda, Sovyetler Birliği’nin Ankara Büyükelçiliği’nin “Stalin’in resmi filmden çıkarıldığından dolayı şikâyet etmiş” olduğunu hatırlatıyor ve durumun İstanbul valiliğinden sorulduğunu haber veriyordu. Bunun üzerine İstanbul valiliği, “Film Kontrol Komisyonu’nca şimdiye kadar görülen Sovyet filmleri arasında Stalin’in resminin çıkarıldığı hiçbir film bulunmadığı[nı]; ancak son defa gelen ve Halil Kâmil tarafından kontrol ettirilen [ve] Rus çocuklarının yetiştirilme tarzına dair kısa bir aktüalite [filminde], Rus çocuklarının ne suretle yetiştirildiğinin propaganda mahiyetinde görüldüğünden, yalnız bu parçanın Türkiye’de halka gösterilmesi[nin] men edildiği[ni]” [yasaklandığını] bildirmişti. Ayrıca, “men edilen bu parça içinde duvarlarda ve çocukların ellerinde Stalin’in resmi de bulunduğu, çıkarılan kısım çocuklara ait olup, çocuklar çıkarılınca, ellerinde ve bulundukları yerin duvarlarında bulunan resmin de gitmesi[nin] zarurî [zorunlu] olduğu”na dikkat çekilmişti. Alınan bilgiye göre, söz konusu haber filmi, hali hazırda Sovyet Ticaret Müessesesi’nde bulunmaktaydı. İçişleri Bakanlığı, gerek Başbakanlığı ve gerekse Dışişleri Bakanlığı’nı konuyla ilgili olarak bilgilendiriyordu. Bu sırada Türkiye’de Sovyet propagandasının önlenmesi yönünde özel bir çaba olmadığı yazıdan anlaşılmaktadır. Anlaşılan vak’a istisnaî nitelikteydi.
Stalin’in Moskova duruşmalarina tepki yok
Bunu doğal karşılamak gerekir; çünkü bu sırada Türk-Sovyet ilişkilerine hayli özen gösteriliyordu. Örneğin; Dışişleri Bakanlığı’ndan 9 Mart 1938 tarihinde, yani hemen hemen aynı tarihte, Başbakanlığa yazılan bir yazıda, “şifahen de [sözlü olarak da] arz edildiği veçhile, Moskova’da cereyan etmekte [görülmekte] olan mahkemenin bu hususta elde edilmiş olan malumata nazaran [bilgiye göre], fırka tefavütünden ziyade [parti farklılığından çok], rejim ve memleket vahdet [birlik] ve müdafaası davası olduğu hissini hasıl ettiğinden, matbuatımızın [basınımızın] nazik olan bu zamanda Sovyet Hükûmeti’nin çok hassas bulunduğu bu mevzu ve dava etrafında, hariç matbuatın [yabancı basının] yapacağı derkâr olan tenkitleri [eleştirileri] nakletmemesinin ve Anadolu Ajansı tarafından bu hususta verilen malumatı kaydetmekle iktifa eylemesinin [yetinmesinin] ve bunun etrafında ayrıca makale neşrinden ictinap etmelerinin temini [kaçınmasının sağlanması]”nın İçişleri Bakanlığı’ndan rica edilmiş olduğu bildiriliyordu.
Burada 1936-1938 yılları arasında gerçekleştirilen ünlü Moskova duruşmalarından söz edilmektedir. Bu duruşmalarda çok sayıda eski komünist yargılandı ve hüküm giydi. Çoğu idam edildi ya da sürgüne gönderildi. Görüldüğü gibi Ankara, Moskova duruşmalarına ilişkin olarak sessiz kalmaktan yanaydı. Moskova’nın hassasiyeti benzer bir özenle karşılık bulmuştu.
Türk-Sovyet dostluğu gösterisi
Türkiye’de resmî Sovyet propagandasının dostane bir şekilde ve karşılıklı olmak kaydıyla sürmekte olduğunu da biliyoruz. İçişleri Bakanı ve CHP Genel Sekreteri Şükrü Kaya, 27 Ağustos 1938 tarihinde Başbakanlığa yazdığı bir yazıda, karşılıklı propagandanın hangi esaslar dahilinde yapılacağını şöyle haber veriyordu:
“Sovyet Sefareti, memleketlerinin kültürel ve iktisadî inkişâfını [gelişmesini] göstermek üzere, Ulus’un cumartesi günleri çıkan ilâvesinden birinin buna tahsisini Hariciye Vekâleti’mizden [Dışişleri Bakanlığı’ndan] rica etmişler ve bilmukabele [karşılığında] İzvestia veya Pravda gazetelerinde aynı surette neşriyatta bulunacaklarını bildirmişlerdir. Muvafık [uygun] gördüğünüz takdirde Ulus’un bir cumartesi ilâvesinin buna tahsis edilebileceğini…”
Yazının CHP Genel Sekreterliği antetli kâğıda yazılmış olması da ilginçtir. Başbakanlık öneriyi olumlu karşılayacaktır. Ulus gazetesinin 1939 yılında yayınlanan ve İngiliz donanmasını öven ekinin de benzer bir gelişmenin sonucu olduğuna hükmetmek yanlış olmayacaktır. İçişleri Bakanı Faik Öztrak, 8 Ekim 1940 tarihinde Başbakanlığa yazdığı bir yazıda, İngiliz propaganda filmlerinden söz ediyordu:
İngiliz propaganda filmleri
“Memleketimize ithal edilmekte olan bazı İngiliz harp havadis [haber] filmlerinin kontrol heyetince yapılan tetkikâtı neticesinde; bunların bazı kısımları çıkarılmak suretiyle memleket dahilinde gösterilmelerine müsaade edilmekte ise de, haddizatında propaganda mahiyetinde bulunan bu filmlerin Alman ve İtalyanlar üzerinde menfî tesir [olumsuz etki] yapmaktan hâli [geri] kalmadığı, bunlardan bazıları hakkında Hariciye Vekâleti nezdinde vâki olan teşebbüslerden [girişimlerden] anlaşılmıştı.” Bunun sonucunda Öztrak, Başbakanlıktan bu tür filmlerin denetim aşamasında tamamen yasaklanmasının uygun olup olmadığını soruyordu: “Bu filmler, esasen propaganda için yapılmış olduklarından, kontrol esnasında diğer tarafı âşikâr surette rencide ettiği görünen kısımlar tayyedilmekle [kaldırmakla] beraber, mahiyetleri tamamen değişmemekte olduğundan, bunların kontrol esnasında büsbütün men’i [yasaklanması] cihetine gidilmek muvafık [uygun] olup olmadığının iş’âr buyurulmasını…” Başbakanlık da, 7 Kasım 1940 tarihinde kaleme aldığı yanıt yazısında, bu soruyu olumlu şekilde yanıtlayacaktır: “Memleketimize ithal edilmekte olan bazı İngiliz harp havadis filmlerinden mevzuu itibariyle Alman ve İtalyan hükûmetleri aleyhine hakaret ve ağır propagandayı havi olanlarının [içerenlerin] kontrol heyetince men edilmesi” [yasaklanması] uygun görülmüştü.
Ankara’nın ittifak kararsızlığı
Yanıt yazısı her ne kadar bir ay kadar gecikmişse de, -bu durum bürokrasinin bir sonucu muydu, yoksa tartışmalı bir sürece mi işaret ediyordu, bilinmez- bu kararın, tam bu sırada Ankara’nın Batı ittifakından ayrılmakta ve Almanya’ya yaklaşmakta olduğu bir sırada alınmasının sürpriz sayılmaması gerekir. Ankara, her ne kadar kâğıt üzerinde İngiliz ittifakının üyesi dahi olsa, anlaşılıyor ki, müttefiğinin propagandasına pek de tahammül edebilecek durumda değildi artık. Alman ve İtalyan hükûmetlerinin girişimleri başarıya ulaşmıştı.
SAVAŞIN SONUNA DOĞRU DEĞİŞEN TAVIR
Savaşın sonlarına doğru durum elbette değişecektir. Basın ve Yayın GenelMüdürü Selim Sarper, 6 Eylül 1944 tarihinde, Başbakanlığa yazdığı bir yazıda şöyle diyordu: “Yurdumuza ithal olunan filmlerin halka gösterilmesinden önce yapılmakta olan kontrolde, yeni siyasî durumumuza uygun düşecek prensiplerden hareket edilmesi için, kontrolden mesul [sorumlu] olan dairelerin salâhiyetli mümessilleri [yetkili temsilcileri] arasında bir görüşme yapılacağı şifahen arz edilmişti. Bu kere, bir toplantıda; millî birlik aleyhine tevcih edilmiş propaganda mahiyetinde olmayan ve yurdumuzun ahlakî, içtimaî, iktisadî ve siyasî prensiplerine aykırı bulunmayan yabancı aktüalite filmleriyle mevzulu harp filmlerinin gösterilmesine müsaade olunmasının yüksek makamınıza arzına karar verilmiştir.” Yazının altına düşülen 11 Eylül 1944 tarihli el yazısı nottan Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun da öneriyi uygun gördüğü ve onayladığı anlaşılmaktadır. Türkiye’nin politik yörüngesinde meydana gelen bütün değişimlerin derhal bütün alanlara sirayet ettiği açıkça görülmektedir. Anlaşılan müttefik savaş ve propaganda filmlerinin serbest bırakılmasına karar verilmişti. Ancak müttefik tanımından Amerikan, İngiliz ve Fransız filmlerini anlamak gerekir. Sovyet filmleri için bu geçerli değildi.
SOVYET PROPAGANDA FİLMİ YASAKLANDI
İkinci Dünya Savaşı yıllarında, 1943 yılının yaz aylarına gelindiğinde, Türk basınında müttefiklerin Ankara’ya yönelik ilgisizliği ve anlayışsızlığı açıkça yazılıyordu. Unutulmasın ki, Adana görüşmelerinde Türkiye’nin savaşa katılması istenmiş; fakat İsmet İnönü, farklı gerekçelerle bu talebi yerine getirmek niyetinde olmadığını da göstermişti. Bu arada; Kızıl Ordu’nun askerî zaferlerinin ve başarılarının anlatıldığı sinema filmlerinin Sovyetler Birliği’nin İstanbul Konsolosluğu’nda gösterilmesine bile izin verilmemesi, Moskova’nın şikâyetine neden olacaktır.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016