Cemil KOÇAK
27 Mayıs Adnan Menderes ile sadece siyasî alanda hesaplaşmadı; Onu kişisel saldırılarla da yere vurmayı denedi. Dedikodular ve söylentiler bunun içindi.
Darbeden hemen sonra Vecdi Bürün tarafından hazırlanarak Ekicigil yayınevi tarafından “Türk Ordusunun Zaferi: Kansız İhtilâl” adıyla bastırılan bir kitapta; Adnan Menderes’in şahsiyetine ve “yaşam tarzı”na yönelik bugün artık tamamen unutulmuş ithamlar ard arda sıralanmıştı. Menderes, muhafazakâr olduğu için değil, tam aksine modern yaşam tarzına sahip olmakla itham ediliyordu! Çok mu şaşırdınız? Okuyalım da birlikte öğrenelim.
‘Hafif tertip İngilizce öğrenmişti’
Öncelikle eğitim seviyesiyle dalga geçiliyordu: Menderes, “biraz da kültür seviyesine sahipti; hafif tertip İngilizce öğrenmişti; kırkından sonra hukuk okumuştu.” Menderes’in İzmir Amerikan Koleji’nde eğitim görmesi bile onun İngilizce bilgi seviyesi açısından yetersiz bulunmuştu. Hukuku geç bitirmesi de onun aleyhine kaydedilecek hususlardan biri olarak işaretlenmişti.
‘Saçını boyatan’ adam
Üstelik, “bu adam, hiç şüphesiz bir histerik ruh yapısına sahipti. Her şeyde önce impulsive [atak; düşüncesizce hareket eden], sadece ilcalarıyla [zorlamalarla] yaşayan bir tipti. Şahsî kaprisleri her şeyin üstündeydi.” Üstelik “gençliğe aşırı derecede ehemmiyet [önem] verdiği de giyinişinden, hiç lüzumu [gereği] yokken saçını boyatmasından belliydi. Tam bir narsizm [kendini beğenmişlik], aşırı derecede kendine hayranlık duygusu içinde yaşardı. Son derece patatik bir sesle fikirlerini mutlaka kabul ettirmeye çalışırdı. Bu hâl, giyinişinde, konuşma tarzında da göze çarpardı. Gömleği bir başka türlü olmalıydı.”
‘Propaganda malzemesi yaptılar’
Herhalde okuyucular Menderes’in evlilik dışı gönül ilişkilerini bileceklerdir; bu da onun aleyhine kullanılan bir propaganda malzemesine dönüşmüştü: “Aslına bakılırsa, Menderes kadınlara düşkün değildi. Fakat beğenilen adam görünmek arzusu, daha doğrusu herkes tarafından beğenilen adam olmak arzusu, onu kadın meraklısı yapıyordu. Tabiî buna bir başlayınca, kendisini kaptırıp gidiyordu. Menderes, sahnede şöhret yapmış bir kadına gerçekten tutulmuştu. Ankara’da hayli dedikodu konusu oldu. Sahne sanatkârı kadın, herhalde başka vaatlere de inanmış olacak ki, söylendiğine göre Dr. (Mükerrem) Sarol’un müdahalesini gerektirecek durumlarla karşılaşıldı. Bu hadiseden sonra Menderes’in uzun müddet bir tek kadına bağlanmayarak, ayrı ayrı kadınlar üzerinde kendisini beğendirme manisini tatmin ettiği söylendi. Menderes’in işi iyice azıttığı, bazı kimseler tarafından rivayet edilmiştir.” Dedikodular, sadece söylentiler bile aleyhine kullanılacak propaganda malzemesi olarak benimsenmişti!
‘İstanbul’un sayılı güzellerinden’
“Sabık beyefendi, şimdi kapatıldığı odada derin derin düşünmekten kendini alamayacağı bir gönül macerasına yakalanacaktı. Onun bu son ve ötekilere nazaran devamlı macerasını hemen hemen bilmeyen yok gibidir. (Refik) Koraltan vasıtasıyla tanıdığı bu kadın, İstanbul’un sayılı güzellerindendir. Menderes, yeniden bir işe kayırdığı bu yeni sevgilinin kocasını vazifeyle öteye beriye gönderdiği zaman, muhteşem apartman dairesinin önünde Cadillac’ı durur, muhteşem apartman dairesine girer, içki sofrasının mezelerini, bir küçük kasabalı dikkatiyle ve eliyle hazırlardı.” Böylece Menderes’in ne kadar çapkın olursa olsun, en nihayetinde “bir küçük kasabalı” olduğunu da öğreniveririz. Kasabalıların seçkinler arasında ne işi olabilirdi ki? İçki sofrası hazırlaması bile onu kurtaramamıştı; hani hatırlarsınız, şu içki meselesi önemlidir yani! Tabiî fonda “muhteşem apartman dairesi” ile lüks “Cadillac” da hemen boy göstermelidir! Zenginlik, lüks ve debdebe içinde yaşayan bir başbakan imajı için bunlar olmazsa olmaz betimlemelerdir.
İthamlar sürüyordu: “Sabık olduktan sonra Menderes’in evrakı aranmış ve kendisine imar ilhamları veren sevgilisinin kendisine ithaf ettiği romanı, evrakı arasında bulunmuştu. Kadın, ithaf satırlarında, ‘Adnancığım, her satırında sen varsın’ diyordu. Bu roman, bütün hayatı sadece cinsî münasebetten ibaret sayan, kutsal mefhumlarla bütün ilgisini koparmış bir kadınının hayatını aksettiriyordu. Önüne gelenle çiftleşen bir kadının hayatını anlatan bir romanın her satırında olmak, değil Türkiye’nin Başvekilliği [Başbakanlığı] mertebesine her nasıl çıkıvermiş bir insan için, herhalde bir parçacık şeref duygusuna sahip bir insan için bile hoş bir şey değildi. Ama Menderes, bu tam histerik adam, işte bütün bunlardan gurur duyuyordu. Güzel bir kadın onu beğeniyordu; bu kadarı ona yeterdi.” Serbest aşk da Menderes’i kurtarmaya yetmemişti!
“Kasasındaki evrak arasında sabık vekil [bakan] karılarından gelmiş aşk mektuplarının çıktığına dair verilen haberler de bu bakımdan kendisini tanıyanlarda en ufak bir hayret uyandırmayacaktır. Çünkü, o bu çeşit bir mektubu elde etmek için akla gelmeyecek küçüklüklere başvurabilecek yaradılışta”ydı.
Londra’da geçirdiği uçak kazası
Menderes’in Londra uçak kazasında ölmemiş olması da, pek çok kişinin düşündüğü gibi, ‘Tanrının Türk milletine bir sadakası’ olarak yorumlanamazdı; aksine, ‘bu bir adalet tecellisiydi; Tanrı bu adamı bir kazada cezalandıracak yerde, cezalandırma işini onun çok ıstırap çektirdiği millete bırakıyordu.” Menderes, kazadan sonra kendisinde ‘Tanrısal bir kuvvet’ bulmaya başlamıştı; üstelik “her devrin adamı, sinema fahişesi meşhur Zsa Zsa Gabor’un ilk kocası Burhan Belge” ona “artık bir dünya şahsiyeti” olduğunu söylüyordu. Bilmem ‘fahişe’ lâfına dikkat ettiniz mi? Çağrışımlar, uzun yılların arasından çıkıp geldi mi, bilmem.
Yassıada’da bütün bunlar unutuldu
Yassıada’da mahkeme başladığında elbette bütün bu ithamlar unutulmuştu artık; sadece bebek davası gündeme geldi ve beraatla sonuçlandı. Diğer ithamlar hiçbir zaman dava konusu olmadı. Zaten olmasına da gerek yoktu; siyasî ithamlar ve dedikodular zamanında görevini tamamlamıştı. Onların gerçek olmasına gerek yoktu; darbe öncesinde ve hemen sonrasında iktidarın ve Menderes’in günah hanesine yazılan çok sayıda ithamlar arasında yeterli propaganda bombardımanı işlevini başarıyla görmüşlerdi. Menderes, elli yıldan uzun bir zaman önce seçkinler tarafından “modern yaşam tarzı” nedeniyle itham edilmişti. Ya bir de muhafazakâr yaşam tarzına sahip olsaydı, kimbilir neler söylenecekti? Ama bu soruyu yanıtlamak için galiba günümüz Türkiye’sine bir göz atmak yeterli olacaktır!
Çakırbeyli’de düşük aylıklar
Menderes’in Aydın’daki ünlü Çakırbeyli çiftliğinin yirmi yıllık bekçisi Mustafa Özkan’ın da basına yaptığı açıklama ilginçti; Menderes’in “kendi adamları bile yıkılan istibdat idaresinden şikâyetçiydiler.” Bekçi Özkan şöyle diyordu: “Ah bey, bu idarenin kötülüğünü burada ağaçların altında dahi söylemek imkânsızdı. Adaletsiz idareye ait size bir misal vereyim: ‘Bey (Adnan Menderes), milletin parasını kimseye sormadan har vurup harman savururken, bana 200 Lira aylık veriyordu. Yirmi yıldır burada çalışırım, bu ücrete bir kuruş zam yapmak aklına bile gelmemiştir; yalnız ben mi? Burada güneşin altında sabahtan akşama kadar çalışan bütün arkadaşlarım yokluk içinde kıvranıyoruz.”
Köşke ‘gece gelen kadınlar’
Yazılanlara göre; Çakırbeyli’nin ortasında bir köşk vardı; köşkün “mükellef banyosu, parke döşemeleri, mobilyası ve kâğıt kaplamalı duvarları” görmeye alışmadığımız şeylerdi. Menderes’e “bu köşkte yatmak nasip olmamış”tı; Menderes yatmamış olabilirdi; fakat “altın saçlı hanımlar”ın ziyaret ettiği geceler olmuştu. “Eski alışkanlık neticesi, hâlâ çiftlik beyinin ve kahyâsının şerrinden korkarak, isminin açıklanmamasını ısrarla isteyen genç bir çiftçi, gördüklerini şöyle anlatıyordu: ‘Çok seyrek de olsa geceleri lüks otomobillerle buraya gelip bu köşkte kalan hanımlar ve kendilerini tanıyamadığımız beyler oluyordu. Nedense bizlere görünmekten korkuyordu onlar; köşkün önünde bırakılan otomobillerin bazılarının plâkalarının Ankara, bazılarınınkinin ise İstanbul olduğunu görebiliyorduk.”
Hazine çiftliğin emrinde
Çakırbeyli çiftliği için Hazine’den de kaynak kullanıldığı ileri sürülüyordu; buna göre; 2.500 dönümlük çiftlik arazisi için devlet bütçesinden yüz binlerce lira masraf edilerek “iki muazzam beton köprü” yaptırılmıştı. Yine çiftliği su baskınlarından korumak için Hazine’den alınan paralarla bentler inşa edilmişti. Bu bent yüzünden Aydın-Muğla karayolu sular altında kalmış ve güzergâhının değiştirilmesine karar verilmişti. Bu da ayrı bir harcama demekti. Çiftlikte dokuz traktör, yedi adet hiç kullanılmamış su motoru ve çok sayıda tarım aleti bulunuyordu. Bütün bunların özel olarak sayılmasında hiç kuşkusuz kaynağı konusunda okuyucuda soru işareti yaratmak niyeti vardı.
‘RUH HASTASI’ MENDERES
Elbette “ruh hastası”ydı; “Ruh hastası olmasının şaşmaz delili şuydu: ‘Bir işe hiç değilse nazarî [teorik] olarak iyi başlıyor; ama daima fena bitiriyordu. Akıl hastaları üzerinde derin incelemeler yapmış hekimler bu hâli kısaca şöyle ifade” ediyorlardı: “Harika başlangıç, fena bitiriş.” Ya İstanbul imarı için yazılanlar: “İmarı da aslında yine o gösterişçilik, o kendini mutlaka beğendirme hastalığının bir belirtisi olarak yürütüyordu. Yoksa imardan falan anladığı yoktu.”
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016