Cemil KOÇAK
Bu öyküyü ilk kez ne zaman duydum ya da okudum, öğrendim; şimdi tam olarak hatırlayamıyorum. Demek ki, aradan hayli uzun zaman geçmiş olmalı… Pek az kişinin öykünün farkında olduğunu anladığımda da, paylaşmaya karar verdim.

Herhalde Nâzım Hikmet’in de içinde bulunduğu 1938 yılının ünlü donanma davasını duymayan kalmamıştır. Ama biraz hatırlatmak isterim: Nâzım Hikmet, 1938 yılında iki ayrı suçtan tutuklanmış ve hakkında dava açılmıştı. İlk davanın konusu, Deniz Harb Okulu’ndaki bazı öğrencilerle birlikte orduyu isyana teşvikti. Şair, bu davada on beş yıla mahkûm oldu. Ama iş bununla da sınırlı kalmadı.
Orduyu isyana teşvik
Kısa bir süre sonra da donanmadaki bazı astsubayların da içinde bulunduğu bir başka dava daha açıldı. Şair de bu davaya eklenmişti. Bu kez sanıklar arasında Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile Kemal Tahir de bulunuyordu. İddia yine aynıydı; donanmayı isyana teşvik… Davalar askerî mahkemede görülüyordu. Son dava, Erkin gemisinde görülmüştü. Belki de asıl yıkıcı karar, bu davanın sonucunda açıklandı; şair, zaten on beş yıla mahkûmdu. Mahkûmiyeti dolayısıyla cezaevinden alınmış ve askerî mahkemeye çıkarılmıştı. İkinci dava da mahkûmiyetle sonuçlandı. Neredeyse bir bu kadar daha ceza kesildi ve nihayetinde iki davanın ceza toplamı, 28 yılı aşkın bir hapis cezası oldu. Ve karar temyizde de onaylandı. Kıvılcımlı da on beş yıla mahkûm olmuştu.
Elbette Nâzım Hikmet, karara itiraz etti. Bu sırada gündeme gelmiş olan bazı yasa değişikliklerinin cezasının süresini kısalttığını ileri sürüyordu. Fakat bu itirazlar da reddedildi. 1939 yılının yaz aylarına gelindiğinde şair için bütün hukuk yolları kapanmış görünüyordu. Her iki ceza da temyizde onaylanmıştı çünkü…
Nâzım Hikmet açısından yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştı artık… Otuzlu yaşlarının daha ilk yarısı bitmişken; önünde otuz yıla yakın sürmesi beklenen bir hapis hayatı açılmıştı. Bu basit hesaba göre, eğer ömrü yeterse, hapisten çıktığında 64 yaşında olacaktı! Bir affın çıkmasının dışında şairi özgürlüğüne kavuşturacak hiçbir başka çare görünmüyordu.
Tebdili hava kararı
Şimdi yazacaklarım ise, muhtemelen pek çok kişinin dikkatinden kaçmış ‘minik; minicik’ bir ayrıntı olarak da görülebilir. Ama bir kitabıma da adını verdiğim gibi; “Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır” Nâzım Hikmet için olsun, Hikmet Kıvılcımlı için olsun, hiçbir umut kalmamış gibiydi. Her ikisi de İstanbul’da Sultanahmet cezaevinde idi. Tam bu sırada adeta mucize kabilinde bir gelişme oldu. Şimdi sıra öykünün bu ‘küçük’ ayrıntısına geldi.
Öykünün bu kısmının literatüre geçmesi ancak çok yakın bir tarihte mümkün olabildi. Emin Karaca’nın 2001 yılında yayınlanan “Sevdalınız Komünisttir” kitabı ile tuhaf bir tesadüf ile yine aynı yıl yayınlanan Saime Göksu ile Edward Timms’in “Romantik Komünist” kitaplarında yer alan bu ‘fark’ı fark etmek zaman alabilmiş demek ki…
Temyizin de onayladığı cezaların çekilmesine, yine yasa gereğince, ancak önemli bir hastalık halinde ara verilebilirdi. Bu haktan yararlanmak her mahkûmun hakkıydı. Sözünü ettiğim ikinci kitapta bu yol şöyle tarif edilmektedir: “Uzun süreli cezalar alan muhkûmlar arasında en gözde hilelerden biri de, hasta olup, doktor raporu almaktı.” Çünkü, “ağır hastalık durumunda iyileşene kadar cezanın askıya alınmasına” imkân tanınıyordu.
Bu yol denendi ve belki bugünden bakıldığında hayli şaşırtıcı bir şekilde başarılı da olundu. Önce Hikmet Kıvılcımlı, hastalık tesbit edildiğinden salıverildi. Ardından da şair, ciddî bir akciğer rahatsızlığından şikâyetçi olduğunu belirterek, rapor almak üzere başvurdu. Sonradan Münevver hanımdan doğacak olan oğlu Memet Fuat’ın yıllar sonra anlatacağı gibi; aslında bu bir hile idi. Kendisi tüberküloz olduğunu kanıtlamak için muhtemelen hasta bir mahkûmun tükrüğünü muayene için sunmuştu!
Nâzım da serbest kalıyor!
Belki de inanılması güç; fakat gerçek… Neredeyse otuz yıla mahkûm olmuş olmasına rağmen şair de, hasta olduğu gerekçesiyle, serbest bırakılmıştı sonunda… 1939 yılının Nisan ayında… Bu gelişmenin perde arkasını tam olarak kimse bilmiyor sanırım… Bilenler de, muhtemelen yazmadan ve anlatamadan toprak oldular. İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde şair serbest bırakılmıştı! Tek bir koşul vardı; evde dinlenmesi… Yani, hasta olduğundan ortalıkta pek de görünmemesi gerekiyordu. Doktor denetiminde olmalıydı.
Nâzım kaçmayı düşünüyor
Bu aşamada ilk mahkûmiyet kararı, 28 Mayıs 1938 tarihinde temyizce onaylanmıştı bile… İkinci mahkûmiyet kararı için ise, henüz temyiz görüşmeleri sürüyordu. Tabiî herkesin ilk aklına gelen; bu aşamada şairin bir an önce yurt dışına çıkması gerektiğidir. Nitekim Nâzım Hikmet de bu olasılığı düşünmüştü. Bu arada, hatırlamalıyız ki, Dr. Hikmet Kıvılcımlı da, aynı şeyi düşünmüştü. Yurt dışına güney sınırından çıkmayı denerken yakalanmış ve yeniden hapse girmişti!
Nâzım Hikmet de, benzer bir yolu yoldaşlarıyla görüştü ve tartıştı. Bilindiği gibi, kendisi o zamanlar gizli faaliyet yürüten Türkiye Komünist Partisi (TKP)’nin üyesiydi. Fakat bir süreden beri partiyle arası açıktı. Parti yönetimine karşı muhalefete geçmiş ve bu nedenle de partiden ihraç edilmişti. Yani, bu sırada Nâzım Hikmet, ‘partili’ de sayılamazdı. Böylesi bir karar için partinin onayına ihtiyacı yoktu doğrusu… Ama o, kararı parti yönetimine bıraktı.
Tam olarak anlayamadığım ve bilemediğim nokta; Nâzım Hikmet’in böylesi hayatî bir karar için kendisini partiden atan yönetime başvurmasıdır. Her neyse; yazılageldiğine göre; parti toplantısında Nâzım Hikmet’in durumu görüşüldü ve şairin cezasının haksız ve kanıtsız verildiği ve bu nedenle de temyiz aşamasında cezaların bozulacağı ve sanıkların serbest kalacakları düşüncesiyle; Nâzım Hikmet’in yurt dışına çıkışına gerek olmadığına karar verildi. Kıvılcımlı ise, parti kararına gerek görmeden hareket etmeyi tercih etmişti.
Nâzım, hapse geri dönüyor
Böylesi bir karar, bugünden bakıldığında, akıl ve mantık dışı sayılabilir. Şairin hayatının geri kalan kısmını hapiste geçirme olasılığı bu kadar güçlü iken, yurt dışına çıkmamasına karar verilmesi, adeta şaka gibidir! Benim şahsî izlenimim; bu kararda; Nâzım Hikmet’in partiden ihraç edilmesinin ve muhalefet grubuna dahil olmasının, aralarındaki siyasî rekabet hatırlanacak olursa, etkili olmuş olabileceğidir. Acaba TKP, Nâzım Hikmet’i hapiste görmeyi mi tercih etmişti? Ne de olsa partiyi içinden karıştıran güçlü bir isimdi bu sırada…
Evet, belki çok şaşırdınız; ama Nâzım Hikmet, Kıvılcımlı gibi yapmayacak; kaçmaya yeltenmeyecektir. Parti jargonuyla yazarsam; ‘parti disiplini’ne uydu! Hasta raporuyla evinde kaldı. Ama bir süre sonra sıkıldı; evden dışarıya da çıktı. Dolaşmaya… Tabiî görüldü. İlgili yerlere yapılan ihbar sonucunda; yeniden muayeneye sevk edildi ve bu kez ‘temiz’ çıktı. Temmuz ayı geldiğinde Nâzım Hikmet, yeniden hapishaneye geri dönmüştü bile… Birkaç ay sonra da Çankırı cezaevine nakledildi ve uzun mahpusluk dönemi başlamış oldu.
BİRİSİ ‘RESMÎ TARİH’ Mİ DEDİ?
Şimdi tekrar Nâzım Hikmet’in mahkûmiyetiyle ilgili olarak daha gençliğimde okuduğum yayınlara geri döneceğim… Orta okulu bitirdiğim yaz hâlâ büyük bir zevkle okuduğumu hatırladığım Vâ-Nû’nun (Vâlâ Nureddin)’in “Bu Dünyadan Nâzım Geçti” (ikinci basım: 1969) kitabını ele alalım meselâ… Sonra kitaplığımın eski sayılabilecek diğer kitaplarına bakalım sırayla; meselâ, Zekeriya Sertel’in “Mavi Gözlü Dev’ine (1968); Rady Fish’in ‘Nâzım Çilesi’ne (1969); Aydın Aydemir’in “Nâzım”ına (1969?); aynı davadan yargılanıp mahkûm olan (Abdülkadir)’in “1938 Harb Okulu Olayı ve Nâzım Hikmet”ine (1966); Kerim Korcan’ın “Harbiye Kazanı”na (1989); Kemâl Sülker’in “Nâzım Hikmet Dosyası’na (1967); Mehmet Ali Sevük’ün “Nâzım’ın Özgürlük Savaşı’na (1990); Atilla Çoşkun’un “Nâzım’ın Siyasal Yaşamı ve Davaları”’na (1989)…
Bütün bu kitaplarda söz konusu davalar uzun uzun yer alıyor. Ben de şairin başına gelenleri bu kitapları okuyarak öğrenmiştim zamanında…
Fakat itiraf etmeliyim ki; bu yazıda paylaştığım bilgiyi bu kitapların hiçbirinde bulamadım. Bu yazıyı hazırlarken, emin olamadım ve hafızama güvenerek yanlış bir şey yazmamak için de, hepsine bir daha baktım; hayır, bu bilgi, bu kitapların hiçbirinde yer almıyor. Bugün bildiğimizin o günlerde bilinmemesi ise mümkün değildi. Demek ki, 1960’lı ve sonrasındaki yıllarda şairin yaşamına ilişkin bilgi edinmek isteyen okuyucuların başvurabilecekleri esas kaynaklarda bu bilgiye yer verilmemesi tercih edilmişti. Peki, ama neden? Çünkü, Nâzım Hikmet’i mahkûm eden siyasal iktidar ve süreçle ilgili olarak yazılanlarla bu gelişme birbiriyle örtüşmüyordu da ondan… Neresinin örtüşmediğini de artık bir başka sefere yazarım!
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016