Cemil KOÇAK
Daha kurulduğu sırada dahi pek ciddîye alınmayan MKP’nin DP olma şansı var mıydı? Bu soru hiç sorulmadı değil; Samet Ağaoğlu çok uzun yıllar önce şansı olduğunu söylemişti bile. Ama niçin böyle düşünüyordu?
MKP (Milli Kalkınma Partisi), tek-parti döneminden çıkış sürecinde ilk kurulan partiydi. Dönemin en zengin işadamlarından Nuri Demirağ, daha 1945 yılının temmuz ayının ilk haftasında partisini kurmak üzere girişimde bulunmuştu bile. Genellikle literatür, MKP’nin kuruluşu için başvuru tarihini, yani 6 Temmuzu partinin kuruluş tarihi olarak kayda geçirmiş olsa da, bu kesinlikle doğru değildir. O zamanki dernekler yasası siyasî partileri de içeriyordu; yani bugün olduğu gibi ayrı bir siyasî partiler yasası henüz yoktu ve siyasî dernekler tanımıyla siyasî partilere atıfta bulunulmuştu. Yasa 1938 yılının haziran ayında, yani Celâl Bayar’ın başbakanlığında değiştirilmiş ve dernek ve bu arada tabiî siyasî parti kurmak için hükûmetten izin alma koşulu getirilmişti. Bu nedenle MKP, öyle başvurmakla kendiliğinden ve hemen kurulamazdı zaten. Muhakkak izin alması gerekiyordu. Nitekim Demirağ da, basına yaptığı açıklamada, girişimine izin verilip verilmeyeceğini sorduğunu belirtmişti. Bu nihayet bir yoklamadan ibaretti. Cumhuriyet gazetesinde bu sırada yayınlanan bir haberde ise, “yeni partiye intisap edecek olanlardan ‘Altı Kanat’ ismi ile vasıflandırılan ahlâkî prensiplere bağlı kalmaları[nın] istenece[ği]” açıklanıyordu. Demirağ’ın daha ilk adımda resmî “Altı Ok” ile müstakbel “ikinci parti”nin ilkelerini oluşturacağı ileri sürülen “Altı Kanat” arasında paralellik kurmaya çalışması ya da bu yönde çağrışım uyandırmak istemesi ilginçtir ve siyasî atmosferin saptanması açısından da üzerinde önemle durulmayı gerektirir.
SCF acı bir ders oldu
Demirağ, resmî kuruluş izni için verdiği dilekçesinde müstakbel partisinin “hükûmeti devirmek, iktidar mevkiine geçmek hırsı ile kurulmak istenen bir teşekkül” olmadığını da özellikle zikrediyordu. Bu tutumda SCF’nin (Serbest Cumhuriyet Fırkası) acı hâtıraları ve tecrübesi de sanırım önemli rol oynamış olmalıdır. Başvurudan hemen sonra dilekçe, dernekler yasası gereğince ekinde tüzüğe yer verilmediği için iade edilecektir. Demirağ ise, birkaç gün sonra MKP’nin kuruluşu için gereken başvurusunu yineliyor ve bu kez müstakbel partinin tüzüğünü de dilekçesine ekliyordu. Partinin adında kullanılan “millî” kelimesinin onaylanması için de hükûmetin izin vermesini diliyordu. Aradan bir ay geçmesine rağmen partinin kuruluşu için resmî izin henüz verilmemişti ve işlemin ne yönde sonuçlanacağı hâlâ tamamen belirsizdi. Ağustos ayının sonlarında dahi bu konuda kesin bir tutum belirlenememişti.
MKP’ye kuruluş izni ancak eylülde verildi
MKP, başvurudan yaklaşık iki buçuk ay sonra kuruluş izni alabilecektir. Bu gecikmenin nedeni, basında “millî” adı için hükûmetin kararına gerek olduğu şeklinde açıklanacaktır. Gerçekten de dernekler yasasına göre, dernekler ‘cumhuriyet’ ve ‘millî’ ünvanlarını ancak hükûmet kararı ile alabilirlerdi. Temmuz ayının ilk haftasından eylül ayının son haftasına kadar geçen süre, dönemin siyasî gelişmeleri hatırlanacak olursa, yönetimin atacağı adım konusundaki kuşku ve tereddütlerini ortaya koymaktadır. MKP’nin kuruluş süreci, işte bu siyasî tereddüdü açıklığa kavuşturduğu için önemlidir. Rejim değişikliğine ilişkin kararın alınması uzun bir döneme yayılmıştı ve her adım, ayrı kuşkulara ve tereddütlere neden oluyordu. Rejim değişikliği kararının en baştan, kesin ve geri dönülemez olarak alınmış olduğunu düşünmek ve ondan sonraki siyasî süreci bu karar doğrultusunda atılmış adımlar olarak görmek ve değerlendirmek yanıltıcı olacaktır.
Ulaş, partisinin kuruluşu için 22 Eylül’de izin aldıklarına ve 23 Eylül’ün de parti faaliyetlerinin ilk günü olduğuna ilişkin basına açıklamada bulunacaktır. MKP’nin genel sekreterliğine ise Cevat Rıfat Atilhan getirilecektir. MKP’nin resmî açılış töreni ise, daha geç bir târihte, ancak 27 Ekim’de yapılacaktır. Hüseyin Avni Ulaş törende yaptığı konuşmada, istibdadı yeriyor ve İnönü döneminin de istibdat olduğunu belirterek, kaydı hayat koşulu ile cumhurbaşkanı seçilmenin istibdat anlamına geldiğini ileri sürüyordu.
MKP’ye kısa sürede yüzbinler üye oldu
Partinin diğer müstakbel kurucuları da sonradan belli olacaktır. Demirağ’ın yanı sıra birinci dönem TBMM’de Erzurum milletvekili olan ve İkinci Grubun önde gelen isimlerinden Hüseyin Avni Ulaş ile kamuoyunda daha ziyade anti-semitik yazıları ve görüşleri ile tanınan Cevat Rıfat Atilhan da partinin kurucusuydu.
Samet Ağaoğlu, “DP’nin Doğuş ve Yükseliş Sebepleri” adı anılarında, MKP’ye ilişkin olarak yaptığı tahlilde, İkinci Meşrutiyet’ten sonra kurulan bütün siyasal partilerin yöneticilerinin asker ve sivil bürokrat kadrolardan oluştuğunu, fakat MKP’nin bir istisna olduğunu yazıyor: “Bu üç adamı yan yana getiren sebepler arasında fikir ortaklığı aramak beyhûde... Birleştikleri nokta, halkın kurulacak yeni bir parti çevresinde toplanmaya hazırlanmış olduğunu görmekten ibarettir. Gerçekten de bu parti, memleketin birçok yerlerinde hızla yayıldı [ve] üye sayısı yüz binleri buldu. Demokrat Parti kurulmasaydı iyi idare edilebildiği takdirde en büyük muhalefet partisi hâline gelebilirdi.”
Müzmin bir Atatürk muhalifi H. Avni Ulaş
Gerçekten de yeni partinin kurucuları, hem milletvekili değillerdi, hem de kamuoyunca yakından tanınmıyorlardı. Hatta birbirlerini bile ne kadar tanıdıkları kuşkuluydu. Demirağ’ın zengin olmasının dışında kamuoyunca yakından tanınan herhangi bir özelliği yok gibiydi. Ulaş ise tamamen farklı bir siyasî kişilikti. Geçmişin siyasî mücadeleleri içinde en ön safta yer almıştı ve bu nedenle de siyasete yeniden adım atması, geçmiş siyasî tecrübeleri anımsayanlar için hiç kuşkusuz heyecan verici olmalıydı. Ulaş, ilk TBMM döneminde Atatürk’e ve Birinci Gruba karşı çıkan önde gelen muhalif milletvekillerinden biriydi ve Ali Şükrü Bey’in öldürülmesinden sonra İkinci Grubun fiilî lideri haline gelmişti. 1925 yılında Şeyh Sait Ayaklanması’nın ardından kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın önde gelen siyasetçilerinden de olan Ulaş, daha sonra İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanmış ve beraat etmişti. Bu üçlüyü bir araya getirebilecek hiçbir ortak fikrî beraberlik yoktu ve olamazdı da... Bugün dahi bu üçlünün nasıl olup da bir araya gelebildiği sorusuna yanıt vermek mümkün değildir. Bu nokta tamamen karanlıktadır. Bu konuya açıklık kazandırabilecek nitelikteki bilgiler ise yok denecek kadar yetersizdir. Demirağ’ın kendi ifadesi ile “demokrat” olduğu eğer gerçekten doğruysa, bu takdirde Demirağ’ın Irkçı-Tûrancı grup ile ve özellikle de İkinci Dünya Savaşı yıllarında Reha Oğuz Türkkan tarafından yayınlanan Gökbörü dergisi ile yakın ilgisi ve ilişkisi izaha muhtaçtır. Belki de bu ilişki, onu Atilhan ile tanışıklığa götürmüş olabilir. Fakat Ulaş ile ilişkisi yine de karanlıkta kalmaktadır.
Hüseyin Avni Ulaş en önemli koz
YENİ partinin ilk olmanın verdiği avantajın yanında bir başka şansı daha vardı. O da, birinci TBMM’deki İkinci Grubun önde gelen siyasetçilerinden ve aradan yirmi yılı aşkın bir süre geçmiş olsa da hâlâ en azından simgesel düzeyde siyasî bir önder olabilecek potansiyele sahip olduğunu düşündüğüm Ulaş’ın partideki kurucu rolüydü. Ulaş, eski ve geleneksel mücadeleyi simgeliyordu. Ancak partinin genel çizgisi ve diğer kurucuları ile herhangi bir yakınlığı yoktu ve olamazdı da. Nitekim Demirağ, bu dönemde daha ziyade İstanbul merkezli ve yerel yönetim yaklaşımları ile dikkati çeken siyasî kişiliği ile sanırım egzantrik bulunup ciddîye alınmamış ve bu şekilde de parti, Ulaş’ın ulaşabileceği eski ve tecrübeli siyasî kadrolardan ve kitleden uzak kalmaya mahkûm olmuştu. Demirağ’ın kamuoyunca yakından tanınmayışı da bu süreçte rol oynamış olmalıdır. Sanırım Ulaş, bu durumu erken kavrayacak ve bu nedenle de partide hiçbir görev ve rol almaksızın, yeniden münzevî hayatına geri de dönmeksizin, siyasî alanda kişisel çabaları ile yetinmek zorunda kalacaktır. Kısa bir süre sonra 1948 yılının başlarında ölünceye dek.
MKP’ye ‘aktar dükkanı’ benzetmesi
MKP’nin mecliste bulunmaması elbette önemli bir dezavantajdı. Ayrıca, parti içi anlaşmazlıklar ve dalgalanmalar, MKP’nin zaten mevcut olan dezavantajlarını büyük ölçüde artırmış olmalıdır. Daha partinin kuruluşundan itibaren başlayan iç anlaşmazlıklar ve çatışmalar, MKP’nin siyasî şansını neredeyse hiçe indirmiştir. O kadar ki, kurucular işi birbirlerini partiden ihraç etmeye kadar götürmüşlerdi. Kısa bir süre sonra DP’nin önde gelen siyasetçilerinden biri olacak olan Kenan Öner, MKP hakkında anılarında şu yargıda bulunacaktır: “Bu parti, akideleri malûm ve muayyen siyasî asıllardan birine ircâ kâbiliyeti olmayan bir aktar dükkânı hüviyeti ile meydana çıktı. Tecrübesiz ve daha fazla şahsî maksatlar taşıyan insanlar elinde bulunan her teşekkül gibi, bu parti ya içinden patlak vermek yahut dirayetsizce yapılacak işler yüzünden kapatılmak istidadı ile doğmuş bulunuyordu.”
NURİ DEMİRAĞ DA CHP’LİYDİ
MKP’nin tereyağından kıl çeker gibi kurulmadığını ve kuruluş sürecinin dönemin bütün karmaşıklığı içinde değerlendirilmesi gerektiğini gösteren bir başka belge de, CHP genel idare kurulunun 2 Ağustos 1945 tarihli toplantısında, Demirağ konusunda alınan karardır. Demirağ bu tarihte hâlâ CHP üyesiydi. Onun yeni bir parti kurmak üzere harekete geçmesi elbette mensubu olduğu partinin yönetimini de yakından ilgilendiriyordu. Nitekim söz konusu toplantıda Demirağ’ın CHP’ye kayıtlı olması nedeniyle partiden çıkarılması istenmişti. Yine de kesin karar verilmeden önce durumun İnönü’ye arz edilmesine karar verilecektir.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016