Ergun AŞÇI

Kuzu postuyla dolaşan kurtlar
28.05.2013
2047

 Akçakoca bir yol ayrımında,

Turizm şehri mi olacak, sanayi şehri mi?

3. mendirek yapılsın mı yapılmasın mı yapılmasın mı tartışmalarının asıl sebebi bu?

Akçakoca’nın sanayi şehri olması için mücadele verenlerde kuzu postuyla dolaşan kurtlar misali turizmi en çok istiyormuş görünenler.

Kuzu postuyla dolaşan kurtlar, dikkatleri lüzumsuz tartışmalara çekip Akçakoca halkına sanayi şehri olmayı oldubitti ile kabul ettirmeye çalışıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz? Akçakoca Ticaret ve Sanayi odasına bütün sivil toplum kuruluşlarını davet edip herhangi bir ön bilgi vermeden 3. Mendireğin yapılmasının yanlış olduğu bilgisinin bombardımanına tutuluyor ve Akçakoca STK’ları 3.Mendireğe karşı diye haber servis ediliyor.

Lamı cimi yok bu durumun adı manipülasyondur ve Akçakoca halkına yapılmıştır.

Akçakoca Kent Konseyi ve Düzce Üniversitesi işbirliği ile yapılan Balıkçı Barınağı Paneli haberleri ise Düzce Üniversitesi web sitesinde yer alasıya kadar haber ajanslarımızın temsilcileri tarafından servis bile edilmedi.

Çünkü o panelin umumi muhtevası Akçakoca’nın turizm şehri olması yönünde ve 3.mendireğin turizme çok büyük katkılar sağlayacağı yönündeydi.

Ne mi yapılabilirdi? Bu konuda düzenlenen 2 farklı panelden alınana farklı görüşler bir özet halinde STK temsilcilerine izlettirilebilirdi.  STK’lar 3. Mendireğe karşı haberi servis edildikten sonra şimdi evet bunu yapsaydık iyi olurdu hemen yapalım demenin de bir anlamı yoktur. Timsah gözyaşlarından bıkıldı, çünkü.

Panelde 3. Mendirek inşaatına karşı çıkanlar olmadı mı elbette ki oldu, başta ATSO Başkanı Mustafa Vural olmak üzere Selçuk Yanmaz, Sinan Tezel, Enver Yapıcı, Yüksel Cesur panel sonunda söz alarak karşı görüş bildirdiler.

Karşı görüşün ortak noktası mevcut barınakta DLH tarafından yapıldı yanlış bir proje olduğu gün gibi aşikârken sizin yeniden yanlış bir proje yapmadığınızı nereden bileceğiz şeklinde gerçekleşti.

Panelde sunum yapan DLH mühendisi Erdem Özcebe bıkmadan usanmadan bu sorulara cevap verdi. Çalışmaların hala devam ettiğini yapılmayan ölçümlemeler olduğunu ve planlamanın devam ettiğini anlattı.

Karşı çıkanlar için planlamanın ve ölçümlemelerinin devam ettiğinin açıklanmasının hiçbir hükmü olmadı, ölçüme filan gerek kalmadan bakarak kıyılarımıza zarar vereceği kararını vermişlerdi bir kere.

ATSO toplantısının sonunda ise mevcut liman önüne bir dalga kırıcı mahmuz konulması mevcut barınağının iyileştirilmesi yönünde ki düşünce benimsenmiş.

Budur işte, toplumu manüple etmenin dört dörtlük bir misali.

Beyler okuma yazması olan bir tek sizler değilsiniz okuma yazması olan ve okuduğunu anlayacak çok kişi var Akçakoca’da yeter ki doğru anlatın.

Benimsenen açık deniz dalgakıranı ile ilgili olarak ODTÜ ve YTÜ ‘lü akademisyenlerinin hazırladıkları değerlendirme raporunda “ alternatif açık deniz dalgakıranı”  şekli var ve açıklaması da şöyle.

“Yeni dalgakıran yapısının planlanması. Model çalışmalarıyla boyutlandırarak tasarlanması, bu kıyıda kıyı alanın hidrodinamik yapısı da dikkate alınarak, kıyı ile etkileşimlerini en aza indirecek alternatif projelerin üretilmesi sağlanmalıdır. Bu planlama için örnek bir planlama şekil 6’da verilmiştir. Bu tip bir açık deniz dalgakıranı düşük kretli olarak da alternatif tasarımda çalışılmalıdır. Böyle bir yapının gerisinde kalacak falezleri de koruyabileceği düşünülmelidir. Bu tip yapılar su sirkülâsyonu için de alternatif olacaktır. Bu amaçla farklı seçeneklerde denenerek en uygun çözüme ulaşılmalıdır. Bu çalışmalarda yapılması gerekli olan bir düzenleme ise liman içi yanaşma yapılarının çalkantıyı sönümlendirecek şekilde planlanmasıdır.

Bu planlama ile Karadeniz’de dolaşacak yat ve yatçılara hizmet imkânları düşünülmelidir. Akçakoca balıkçı barınağında kirlilik yapılan yağılar kaldırılmalıdır.”

Acaba 3. Mendirek inşası aman yanlış planlanabilir diye yaygara çıkanların bu tavrına ne demek gerekir. Ön rapor niteliğindeki bir rapordan net önerileri olmayan bir rapordan bir şekil evet bir yanlış değil bir şekle bakarak bunun doğru olduğunu karar vermek ve bunu dayatmak ne kadar doğru. Hele ki önermenin sonu çok farklı alternatiflere açık olarak ve cümleler kesin hükümler ifade etmeyen “melidir “ malıdır “ ekleri ile biterken.

Akademisyenler farklı seçenekler denenerek çözüme ulaşılmalıdır derken Akçakoca’yı bir sanayi şehrine dönüştürmeyi hedefleyenler bu uyarıyı dahi dikkate almadan şıp diye alternatifi doğru kabul edip bunu sivil toplum örgütlerine kabul ettirmeyi uğraşmaları toplum mühendisliğinden başka bir şey değildir.

Bu açık deniz dalga kıranı üzerine biraz düşünelim.Rapordaki şekle bakarak150-200 metre uzunluğunda 30-40 metre eninde olacak gibi görünen bu açık deniz dalgakıranının çare olacağına bu kadar rahat ve net nasıl karar verildi. Bilmediğimiz kamuoyu ile paylaşılmayan ölçümlerden mi haydanıldı. Rapor da bu konuda ölçümle yapıldığına dair hiç bir şey yok çünkü.

Barınağın girişinin 80-100 metre açığına yapılacak bu dalgakıranın barınağı güvenli hale getirebileceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorlar? Netice de belki de hiç örneği ve uygulaması olmayan bir önermeden bahsediyoruz?

Bir şekle bakarak hemen doğru karar alabilen bu yerli uzmanlarımızdan dünyadaki tüm ülkelerin faydalanması için çalışmalıyız bu uzmanlığı sadece Akçakoca’ya saklarsak ayıp etmiş oluruz.

DLH’nın yanlış proje yapıp yapmadığını nerden biliyoruz diyenlerin bir şekle bakarak karar verilmesine bir diyecekleri de olmalı.(Bakınız rapordaki 6. Şekil  !)

Bir ada şeklinde yapılacak açık deniz dalgakıranın inşasının ne kadar zor olacağı ve Karadeniz’in dalgalarına ne kadar dayanabileceği kıyılarımıza ne kadar etki yapabileceğinin belirsizliği ATSO toplantısında nedense pek konuşulmamış?

 

3.Mendirek inşasının iptal ettirilmesi ve yerine alternatif dalgakıran modellerinden birinin yapılmasının planlanması en az beş yıllık bir süreyi kapsayacaktır.

Bu sürede Turizm Bakanlığını ilgi alanından çıkan Akçakoca’nın Sanayi Bakanlığının ilgi alanına tümüyle girmesi sağlanacak ve Akçakoca tamamıyla bir sanayi şehrine dönmesine hâsıl olacaktır.

3.Mendirek yapılmasının engellenmek istenmesinde ki temel düşünce budur. Kuzu postuyla dolaşan kurtlar bu düşünceyi saklayarak ilgiyi başka alanlara çekerek bunu sağlamaya çalışıyorlar.

3.Mendirek kıyılarımıza ne kadar zarar verecek konusunu tartışmaktan asıl tartışılması gerekenleri tartışmıyoruz bile. Kıyılardaki kum kayıplarının doğru mühendislik ile giderebileceği defalarca anlatıldığı halde “misketim de misketim” diye kayıp misketini için ağlayıp debelenen çocuk misali geri gelmeyecek gençlik nostaljilerinden kopamayan küçük burjuva fenomenizmi bu konuda gerçeklerin tartışılmasına en büyük engel.

Organize sanayi bölgelerini savunanlar aynı zaman da Akçakoca’ya nükleer santral yapımının da yolunu açmış olacaktır. OSB’lerin enerji ihtiyacı Akçakoca’ya nükleer santralin kurulmasına en büyük malzeme olacaktır. Her ne kadar Akçakoca’da hemen nükleer santral kurulmayacak gibi gözükse de OSB’lerin kurulmasından sonra kurulmasını engelleyecek güç kalmamış olacaktır.

Akçakoca’ya 3. Mendirek yapılmasını savunmak ve desteklemek Akçakoca’nın turizm kenti olarak kalmasını yeşil bir kent olarak kalmasını sağlayacaktır.

Hem turizm şehri olalım hem de OSB ‘ler olsun ikisi birbirine engel değildir lafı koca bir yalan olarak duruyor. Ereğli’yi ve oradaki demir-çelik sanayisini gözünüzün önüne getirin yeter.

Akçakoca gerçekten bir yol ayrımında, ben turizm den ve yeşil bir Akçakoca’dan yana olan yolu seçiyorum. Bu yolda 3.Mendireğin yapılmasını destekleyerek gerçekleşecektir. Denizle irtibat kurmadan deniz turizmini canlandırmanın başka bir yolu da yok.

Kuzu postuyla dolaşan kurtlara karşı dikkatli olmak gerekli.

 

 

 

Robert Frost’un  şiiri tam da bu duruma münasip.



Seçemediğimiz Yol

Bir sonbahar ormanındaki yol ikiye ayrılıverdi, 
Üzüldüm her ikisi boyunca gidemediğime 
Yalnız bir yolcuydum, durdum uzun uzun 
Ve baktım görebildiğimce yollardan birine 
Ağaç diplerindeki yeşillikler arasında kıvrıldığı yere dek 
Sonra diğerini seçtim, adil olmak ona da hak tanımak için,
Ve belki de sahip çıkabilmek için. 
Çimenlerine basılmamıştı ve kullanılmak istiyordu çünkü; 
Güya oradan gidersem 
Her ikisi de eşit aşınmış olurdu, 
Ve o sabah her iki yol da önümdeydi 
Adımların çiğneyip karartmadığı yapraklarıyla, 
Ah, diğerini yürümeyi başka bir güne bıraktım! 
Gerçi yolların yolları izleyeceğini bile bile, 
Bir daha geri dönebilecek miydim? 
Bunu iç çekerek söyleyeceğim 
Yıllar ve yıllar sonra bir yerlerde: 
Bir ormanda yollar ikiye ayrıldı ve ben... 
Ben en az geçilmiş olanı seçtim 
Ve işte bundandır bütün farklılıklar.

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar