Ergun AŞÇI
Tamam, OSB’yi Tartışmadılar Ama Yazmama da Engel Olamazlar ki.
Akçakoca Kent Konseyince düzenlenen panele panelist olarak katılmak istediğimi duyurmuştum.
Beklediğim gibi hiçbir cevap gelmedi.
Söz alıp OSB’ler ve panel hakkındaki görüşlerimi anlatmaya kalksam tecrübeyle sabittir ki; Adnan Yaman tarafından engellenirdim.
Bende aldığım notları beş gün boyunca Akçakoca’yı sevenler platformunda paylaştım.*
Yazım bu paylaşımlardan oluşmaktadır.
15 ARALIK
KESİNLİKLE AÇIKLANMALI.
AÇIKLANMASIN DİYEN VAR MI?
OSB kurulması için bir çok prosedür yerine getirildikten sonra,
OSB kurulması için en az 3 farklı yer gösterilmek zorundaymış,
Bizde ise ortalıkta hala bir tek yer var.
Bir soru üzerine söz alan Adnan Yaman yer konusunda kesin bir netice olmadığını bu konu üzerinde çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Yani OSB’nin yapılacağı yer kesin olarak belli değil dedi.
Panelin sonunda kapanış konuşmasında ise tren yolu OSB’nin tam ortasından geçecek dedi.
Mademki; yer seçimi kesin olarak belli değil OSB’nin tam ortasından tren yolu geçeceğini nasıl bilebiliyor.
Ben yine aynı şeyi tekrarlayacağım,
Tam ortasından tren yolu geçen bu bölgede yakın zaman da gerçekleşmiş tapu el değiştirmelerinin açıklanması zorunludur.
Bu açıklanmadan “ekonomik kalkınma “,” Akçakoca’da işsizliğin sonu olacak” gibi açıklamaların hiç biri inandırıcı olmayacaktır.
Türkiye’de sadece 1924’den önceki tapu değişimlerinin açıklanması yasaktır.
Yani açıklanabilir bir durumdan bahsediyoruz.
Hukuken hiçbir sıkıntısı olmayan bir durumdan.
Hukuken mahzurlu olmayan bir durumun açıklanması da nereye kadar ötelenebilir ki?
***
16 ARALIK
CHP’lilere ÇAKTIRMADAN HÜKÜMETİ ÖVMEK
CHP’li lerin çoğunlukta olduğu bir toplantıda herkesin gözünün içine baka baka hükümetin/başbakanın sanayi ve çevre politikalarını övdü.
Toplantıda çıt çıkmadı, mırıldanmalar bile olmadı.
Hâlbuki biliyorum ki, başbakanın ya da hükümetin adı geçtiğinde ana avrat küfür etmeden duramayan bir çok kişi vardı, konuşmayı dinleyen.
Bunun kim mi başardı?
Ruhan Küpeli.
Akçakoca Kent konseyi Başkanı Adnan Yaman tarafından OSB’ler hakkında konuşma açıklama ve konuşma yapması için davet edilen ÇED firması sahibi/yetkilisi hanımefendi.
Ben kendisine helal olsun diyorum.
Sanırım İbrahim Bilgin’de aynı fikirdeydi.
Ruhan Küpeli’nin konuşması sonrasında ihtiyaç için dışarı çıkarken yüzündeki memnuniyeti görmemek imkânsızdı.
Ruhan Küpeli bu övgüleri yaparken ne hükümetten bahsetti ne de başbakandan.
2872 sayılı çevre kanunun üzerine dayandırdı konuşmasını, özelliklede 2006 yılında kanunda yapılan değişikliklere.
Çevre hükümetin/başbakanın dirayeti sayesinde çok iyi korunuyor dedi.
OSB’ler Türkiye’nin sanayileşme politikasının en doğru hamleleridir demeye getirdi.
CHP’lilere hükümetin politikalarının fark ettirmeden övüldüğü bir toplantıya şahit olacağımı düşünemezdim bile.
Konuşmaya itiraz sorusu ve konuşması bile gelmedi.
Ruhan Küpeli ÇED firması sahibi/yetkilisi, şirketinin işi OSB ve benzeri kuruluşlar için ÇED raporu çıkarmak. Web sayfasına koyduğu 110 referansın yarısı ÇED raporlarının olumlu çıkması ile ilgili.
Ruhan Küpeli’nin Hükümetin sanayi ve çevre politikalarını desteklemesi son derece normal.
Normal olmayan hükümetin politikalarını bu kadar çok destekleyen birinin Adnan Yaman tarafından davet edilmiş olması.
Konuşmaların kaydı var isteyen bir kez daha izleyebilir.
Defalarca yazdığım gibi Fikret Albayrak AKP’nin belediyecilik anlayışının en büyük savunucularından ve kötü uygulamacılarından biri.
Bu panelden sonra anladım ki, Adnan Yaman sayesinde hükümetin sanayi ve çevre politikalarının en büyük destekçilerinden ve uygulamacıların dan biri haline gelmiş.
*****
18 ARALIK
ÖVÜNEYİM DERKEN KABAHATİNİ AÇIKLAMAK.
AÇIKLAYAN DA; FİKRET ALBAYRAK
Böyle pervasız böyle herkesi ofsayta düşüren açıklama görmedim desem yeridir.
Düzce’deki OSB’lerin kapatılıp Akçakoca’ya taşınmasını planlamamız gerekiyormuş.
Çünkü Düzce İSKİ’nin su havzasında olduğu için İstanbul daha da büyüyüp su havzası olunca bu OSB’ler suyu kirletecekleri için kapatılmaları zaten gündeme gelecekmiş.
Ama Akçakoca’nın doğusu İSKİ havzasında olmadığı için OSB’lerin gelip Akçakoca’yı kirlemesine müsaade etmenin planlarını yapmalıymışız.
İSKİ’nin su kaynaklarını kirleten OSB’ler Akçakoca denizini kirletebilirler demek değil de nedir bu açıklama.
Açıklamalar Fikret Albayrak’ın açıklamaları.
Kendisi ve salondakilerin birçoğu 3.Mendirek inşaatın Akçakoca kıyılarına zarar vereceğini iddia edip karşı duranlar.
Akçakoca’nın kıyılarını çok sevenlerin (!) gözünün içine baka baka Çayağzı mevkisinin liman havzası olduğunu da söyleyiveriyor.
Keramet sahibi (!) olduğu için onun istediği devasa liman kıyılara zarar vermeyecek olmalı.
Akçakoca kıyılarını çok sevenlerden(!) tıss bile yok.
Belediye başkanları istediğinde kıyıların ne hükmü kalır ki.
Bu açıklamalara sessiz kalmak çifte standartlı davranmak değilse nedir?
Birileri izah etmeli.
3. mendireği değil balıkçıları istemediğinin de ilanı bu açıklamaları.
Fikret Albayrak kıyılara gerçekten sahip çıkmak gibi bir derdi olmadığını anlamadıysanız, kendi söylediklerinden anlayın artık.
Benim felaket diye baktığıma o Akçakoca’nın geleceği diye bakıyor.
İSKİ’nin su havzalarını kirleteceği için kaldırılacak OSB’lerin Akçakoca’ya kurulup Akçakoca’yı ve denizini kirletmesini gelecek projesi olarak sunuyor.
Hani sadece çevreyi kirletmeyen ihtisas OSB’leri kurulması isteniyordu.
Çevreyi kirletmeyen OSB noktasında durulmayacağını Fikret Albayrak açıklamıştır.
Şecaatini arz ederken sirkatini söylemiştir.
Yani, övüneyim derken kabahatini açıklamıştır.
Aman kıyılarımıza zarar gelmesin konusundaki hassasiyetin gerçek olmadığı Fikret Albayrak tarafından 14 Aralık’ta kent konseyince düzenlenen panelde açıklanmıştır.
Vahşi kapitalizmin Akçakoca’yı teslim alması için iki dozerimiz var artık.
Dozer operatörleri ise Fikret Albayrak ve Adnan Yaman.
Akçakoca’yı mı daha çok seviyoruz Akçakoca’da ki yerel iktidarı mı?
Durup düşünmenin zamanı gelmedi mi?
******
18 ARALIK
OSB KONUSUNDA BİRLİK YOK
SADECE VARMIŞ GİBİ YAPANLAR VAR
OSB dilekçesinin kaymakamlık tarafından verilmiş olması ortada büyük bir sıkıntının olduğunu da gösteriyor.
Müracaatın ticaret ve sanayi odaları tarafından verilmesi ile ilgili bir teamül var sanırım.
Adnan Yaman kapanış konuşmasında OSB kurulması ile ilgili dilekçenin ATSO başkanları tarafından verilmemiş olmasını kınadı.
Son başkan Mehmet Topuz ve bir önceki başkan Mustafa Vural isimleri verilmemiş olsa da Adnan Yaman’ın hedefindeydiler.
Ondan önceki başkan İsmail Koçak’da Adnan Yaman’ın hedefinde olsa gerek, Fikret Albayrak Adnan Yaman 15 yıldır bu işin peşinde dediğine göre.
İbrahim Bilgin anladığım kadarı ile kısa bir değerlendirmeden sonra milletvekili Osman Çakır’ın eğer toplantıya gelmiş olsaydı yapacağı konuşmayı okudu.
1)Bu konuşmada ATSO ile beraber hareket edildiğine dair bir açıklama yoktu.
2)Ne tür bir organize sanayi bölgesi yapılması hakkında kesin bir fikir beyanı da yoktu.
3)Paneldeki gelişmelerden anladığı kadarı ile de Osman Çakır OSB kurulması ile ilgili prosedür konusunda yeterli bilgiye sahip değil. OSB kurulması için açıklamasında 208 hektarlık tek bir yeri hedef gösterdi. OSBÜK başkanından öğrendiğimize göre ise en az 3 yer gösterilmek zorunda.
Panelin devamında Osman Çakır nasıl bir OSB kurulması konusunda bir açıklama da bulunmamış olmasına rağmen Adnan Yaman ve Fikret Albayrak algı siyasetlerine devam ederek bu OSB’nin demir- çelik ihtisas organize bölgesinin kurulmasında kesin kararlılık varmış gibi yaptılar.
Yani demir-çelik ihtisas organize sanayi bölgesi dışındaki bir alternatife tahammülsüz olduklarını ortaya koydular.
Bunun tartışmasını bile yapmak istemiyorlar neden acaba?
Her şeyin doğrusunu biz biliriz tavrı ise buna bile razı olabilirim(!)
Akçakoca’da organize sanayi bölgesi kurulup kurulmayacağını zaman içerisinde göreceğiz ancak söylemek gerekir ki; bu konuda en organize olanların Adnan Yaman ve Fikret Albayrak’ın lokomotif görevini üstlendikleri “İLLAKİ ORGANİZE İHTİSAS DEMİR-ÇELİK SANAYİ BÖLGESİ” isteyenler olduğunu söylemek gerek.
Hep boru fabrikalarını gezdirerek temiz sanayi algısı ile bu operasyonları yapmak istedikleri ortada ve bu algı bozulur korkusuyla yakın çevremizdeki OSB’lere bile bir gezi düzenlenmiyor.
Katılımcılar tarafından niye böyle bir talepte bulunulmadığı ise ayrı bir konu .Böyle bir talep var da bizim haberimiz mi yok. Olması da ihtimal dahilinde.
Fikret Albayrak’ın açıklamaları göstermiştir ki; sadece Organize İhtisas Demir-Çelik Sanayi Bölgesi değil her çeşit organize sanayi bölgesi isteniyor.
Düzce’de ki OSB’lerin Düzce ‘den Akçakoca’ya taşınmasını istediğine göre gezi Düzce’deki OSB’lerden başlamalı.
Temiz sanayi istiyoruz lafları ise sadece palavradan ibarettir.
Bu palavranın ortaya konmasındaki yardımlarından(!) dolayı Fikret Albayrak’ a teşekkür borçluyum, dünkü yazımda unutmuşum bugün üzerime düşeni yapayım.
Sağ olasın Fikret Albayrak açıklamaların(!) ile sadece temiz sanayi gelecek palavrasını boşa çıkardığın için. Çok çok teşekkürler.
*****
19 ARALIK
OSB PANELİNDEN ARTA KALAN NOTLAR
1)Türkiye’de OSB olmayan tek il Artvin’miş, OSBÜK genel sekreterinin söylendiğine göre düz yer bulanmadığı için OSB kurulamamış. Ancak OSB kurulması için ciddi bir yer çalışması varmış.”Denizi doldurarak mı düz yer elde edecekler bilemem” dedi.
OSB kurulması için denizin doldurulmasına bile müsamaha ile bakan bu zihniyet karşısında ürperdim.
2)OSBÜK genel sekreterinin açıklamalarına göre tarım arazileri 7 sınıfa ayrılmış. 4. Sınıfa kadar tarım arazilerine kadar OSB için izin veriliyormuş.
Bir an önce Akçakoca ‘da ki tarım arazilerinin sınıflandırmasını öğrenmemiz gerekiyor.
Beşinci, altıncı ve yedinci sınıf tarım arazilerimiz yoksa gelecekte her yerimizin OSB’ler ile dolabilme ihtimali daha da artacaktır.
3)OSB’lerde arıtma konusunda problemler olduğu OSBÜK başkanı tarafından açıklandı. OSB’lerin yarısı ön arıtma ile idare ediyorlarmış.
Sadece 60 OSB’de tam arıtma varmış. Demek ki OSB’ler tam olarak donatılarak hizmete açılmıyormuş.
Bu açıklama da OSB’lerin altyapılarının tam olarak donatılıp hizmete açıldığı iddiasında bulunanların palavra attıklarını ortaya koyuyor.
Mesela, Sanayi Bakanlığı sayfasının verilerine göre hala Ereğli OSB’de hala birçok noksanlık bulunuyor.
4)Türkiye’de 280 OSB içindeki 75.000 sanayi parselinden 46.000 adedi dolu durumdaymış. Demek ki 29.000 parsel boş.
5)Antalya turizm ağırlıklı bölge ilan edildiği için yeni OSB kurulmasına müsaade edilmiyormuş. Darısı bizim turizm ağırlıklı bölge ilan edilmemize olsun.
6)Akçakoca’daki boru fabrikaları ile ilgili 2 tanıtım filmi ve canlı tanıtım yapıldı. Canlı tanıtımda da reklam filmlerinde de aksesuar olarak bile yer almayan tek unsur işçilerdi.
Ne sendikal haklarından ne de ortalama ücretlerinden ne sosyal haklarından bahseden olmadı.
Türkiye OSB’lerde 1.500.000 kişi çalışıyormuş ne gam. Problemler varmış, iş kazaları çokmuş, mesela Ereğli OSB’ye ambulans 15dakika mesafeden geliyormuş ne gam.
Bu konular ilişilmemesi gereken konular olarak kaldı ve de çok özen gösterildi.
Varsa yoksa ekonomik katkıları peki bu ekonomik katkıların biraz daha adil bölüşülmesi gerekliliği niye konuşulmuyor?
7)Çevre mühendisi Serpil Sever panelist olarak panelde bulunuyordu. Hiçbir konuşma ya da açıklamada bulunmadı. Niçin çağrılmıştı ve neden çağrıldığı halde sunum yaptırılmadığı hakkında ise açıklamada bulunulmadı.
Bir kişiyi panelist olarak çağırıyorsanız, nezaket gereği sunumu yapmasını sağlamak gerekir. 3 saate yakın konu mankeni gibi panelistler masasında oturtturularak ayıp edilmiştir.
8)Panelde Fikret Albayrak OSB ve şehircilik bağlamında da epeyce inciler döktürdü.
Elinde hazırlanmış olun metinin dışında konuştu. Mahalli bir gazetede yer alan konuşma metni bu hazır metin olsa gerek.
Ortaya döktüğü inciler ise irticalen yaptığı konuşmada bulunuyor.
Bu inciler üzerine değerlendirmeleri ayrı bir yazıda ele alacağım.
******
*Bu yazıları gazete yazısı olarak paylaşmamı facebook’daki yazılara yorum yapmaktan korkanlara hizmet olarak da düşünmek lazım.
Biliyorum ki; facebook’daki yazılarıma yorum yapma medeni cesaretini gösteremeyen birçok kahraman(!) gazetedeki yazıma yorum atacaktır.
Onlardan ricam biraz yaratıcı olmaları.
Panelde bulunmadan görev aşkı ya da yağdanlık olmak için bana cevap yetiştirmeye çalışanların komik durumlara düşeceklerini hatırlatmayı da insani bir görev addediyorum.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2022
13.04.2021
28.01.2021
24.01.2020
30.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
23.08.2019
4.02.2019
28.09.2018