Ergun AŞÇI
19 Ocak da yazdığım yazıdan sonra Özdilcikler nasıl ayırt edilir kaça ayrılır sorusuna sıkça maruz kaldım. Herkes kendi Özdilciklerini kendi tecrübeleri ışığında ayırt etmek zorunda. Hadi bir kopya vereyim, kibirli davranmak havalı kişiler olmaya çalışmak en belirgin özellikleridir.
Benim kendi Özdilciklerimi ayırt etmem çok kolay. Yazdıklarımdan dolayı ile bana haddimi bildirmeye çalışanlar benim kadrolu(!) Özdilciklerim oluyor. Bunu yazılı ya da sözlü yapmaları benim açımdan çok fark etmiyor. Bu Özdilcikler tapulu malım değil tabii ki, benim Özdilciklerim olduğu kadar başkalarının da Özdilcikleri onlar, kamuya mal insanları tekelime alamam ki!
Özdilcikler kaça ayrılır? Yazılarımdan sonra bana haddimi bildirmeye çalışanları ölçü alınca bence 3’e ayrılırlar. 3’e ayırdıktan sonra alt gruplara ayırmak da nafile bir gayret olur, çünkü her gün nitelik değiştirebilirler.
1)AÇ ÖZDİLCİKLER: Bunlar durumu gerçekten vahim olanlardır. Bir tek sigaraya, bir çaya tav olurlar. Gazetemizin ziyaretçi defterine sık sık mesaj atarlar. Eleştirdikleri yazıları okudukları bile şüphelidir. Ertesi gün “Tamamdır abi, ben o şerefsizin ağzının payını verdim “ diyebilmek için mesaj atarlar. Artık bir çay, bazen bir bira, ağanın eli tutulmaz diyerek ekmek içi döner falan hak ederler, bazen bir çayı bile avantadan içemedikleri olur, o zaman o çayı ısmarlamayana bile küfür etmekten imtina etmezler.
Gazetemizin ziyaretçi defterini sıkça ziyaret ederler. Kelime hazineleri en fazla 100 kelime sınırlıdır ve bu kelimelerin çoğu küfürdür. Okuduklarını anlamaktan aciz oldukları için yazıdaki temel fikirlere cevap vermek yerine sadece küfür ve hakaret edebilirler. Bu küfür ve hakaret ihtiva eden mesajlardaki tek tutarlılık bu mesajların isimsiz olarak yazılmasındaki tutarlılıktır.
2)YARI TOK ÖZDİLCİKLER: En tehlikeli olanlar bunlardır. Belden aşağıya vurmaya bayılırlar, bu özellikleri ile gurur duyarlar, gururun ne olduğunu bilmeden. Bir biraya bir duble rakıya tav olsalar da; açık büfe yemekler, avanta içki sofraları asıl hedefleridir. Yağdanlık olmak asıl nitelikleridir, yağdanlık olmanın bedeli olarak üç-beş kuruş gelir de elde ederler.
Parayı çok severler, avantaya o kadar alışıklardır ki; her hangi bir okul kermesinde mecburen yaptıkları üç beş liralık harcama bile güçlerine gider, bu harcamalarını defalarca anlatırlar.
Gazetemizin ziyaretçi sayfalarına sık sık mesaj bırakırlar. Aç Özdilciklerden farklı olarak takma isim kullanırlar. Umumiyetle de birkaç takma isim kullanarak mesaj yazarlar, nadiren de olsa gerçek isimleri ile yazdıkları vakidir.
Okuryazarlıkları vardır, hatta çok önemsedikleri diplomaları olanları da vardır. Okuduklarını anlama nitelikleri var sayılabilirler ancak cevapları anladıklarının üzerine değil yağdanlık ölçülerine göre yazıldığı için herhangi bir değer taşımazlar.
3)TOK ÖZDİLCİKLER: Hali vakti yerinde insanlardır. Geçim sıkıntısı çekmezler. Yarı tok Özdilcikler tarafından efendi olduklarına inandırılmışlardır. Kendirlince çok önemli saydıkları görevleri ifa ederler ya da etmişlerdir. Bu görevlerinin kendilerine bir nevi dokunulmazlık sağladığını düşünürler.
İnternet ile pek işleri olmaz, mahalli gazetelere göz atarlar ancak köşe yazılarını okumazlar. Kendilerine bir eleştiri geldiği zaman aç ve yarı tok Özdilcikler tarafından haberdar edilirler.
Eleştirmediğiniz sürece son derece munis görünürler, eleştirildikleri nokta ile ilgili olarak cevap vermezler, haksız olduklarını bilirler. Önce ortak tanıdıklar aracılığı ile uyarı mesajı gönderirler sonra da aç ve yarı tok Özdilciklere haddimi bildirme işini havale ederler, muhtemelen bu yazıdan sonra olacağı gibi.
İşe bu yönüyle bakınca aç ve yarı tok Özdilciklere avanta ek işler sağlıyorum, mesajlarında hakaret ediyor olsalar bile içlerinden teşekkür ediyorlardır, nankörcüğünde bir sınırı var, yahu!
Özdilcik tanımı tamamen şahsıma aittir, orijinaldir ancak herkes kullanabilir hatta Özdilciklerin kendileri bile.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2022
13.04.2021
28.01.2021
24.01.2020
30.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
23.08.2019
4.02.2019
28.09.2018