AKP ve MHP’nin Türk milliyetçisi olması normal ama HDP’nin Kürtçülük yapması anormal. Türkiye kamuoyu buradaki açmazı görmezse, Türkiye’nin Doğusu ile Batısını bir arada tutmak zorlaşacak.

 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde dili, kültürü yasaklanıp inkar edilen, dağlarına ''Ne mutlu Türküm diyene'' sloganları yazılan Kürtler, geç uluslaşmanın tüm sıkıntılarını yaşıyorlar. Buna bir de uluslaşmanın silahlı mücadele yoluyla gelişmesinin yarattığı anti-demokratik eğilimler, hiyerarşik yapıyı ekleyince Kürt siyasetinin içinden geçtiği zorluklar daha net görülebilir.

 Buna rağmen, hareketin sivil kanadı demokratikleşmeye, kendisi gibi olmayan insanlarla bir araya gelmeye büyük önem veriyor. Seçimde oluşturdukları liste kadar, Meclis’teki uzlaşmacı tavırları bunun bir kanıtı. Kendilerine vebalı muamelesi yapan MHP’ye bile el uzatabiliyorlar.

 Meclis Başkanlığı seçiminde AKP ile MHP arasındaki yakınlaşma olası bir koalisyonun değil, “bölücü” Kürtlere karşı işbirliği yapan iki Türk partisinin işbirliği olarak görülmelidir. Söylemleri arasında küçük farklar olsa da, Kürt meselesinin çözüm şekline yaklaşımda birbirine yakınlaşmıştır. Meclis’te tanıklık ettiğimiz, hükümet koalisyonu değil, anti-Kürt koalisyonudur.

 KALICI OLAN AKP-MHP BLOĞU...

 HDP’nin seçimde Doğu ve Güneydoğu hattında aldığı oy oranı ile CHP’nin önseçimli yarışından Aleviler’in öne çıkmış olması, Türkiye’nin çözülemeyen, çözülmek istemeyen iki temel sorununun varlığını ve gücünü göstermektedir.

 Kurucu devlet partisi CHP’nin bir kanadı ulusalcı damarına yaslanarak Kürtlere karşı mesafeli bir tavır alırken, devlet tarafından Kürtler gibi inkar edilen, imha edilen Aleviler farklı bir tavır takınmaktadır.

 Meclis’te yaşanan Türkiye’nin dışlanmış, ezilmiş, yok sayılmış kesimiyle, bu düzenin devamını isteyen kesimi arasında oluşmuş bir bloktur. Yüzde 60’lık blok özünde Sünni-Türkçü AKP-MHP bloğudur. Kalıcı olan, belirleyici olan blok budur.

 Suriye’de yaşanan değişim, Esad’a mezhebi nedeniyle gösterilen tepki yüzde 60’lık bloğun daha da kenetlenmesine yol açacaktır. MHP açısından AKP sorun değildir, sorun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oynadığı roldür. Erdoğan faktörünü aradan çekerseniz, AKP-MHP koalisyonun önünde bir engel kalmayacaktır.

 SORUNLAR ARTARAK SÜRECEK

 Olası bir erken seçimden sonra gündeme gelmesi muhtemel koalisyon da bu olacaktır. Meclis’te ortaya çıkan yüzde 60’lık koalisyon ise demokratik, kimliklere saygılı, devleti küçülten, yurttaşı öne çıkaran bir anayasa yapmanın zorluğunu ortaya koymuştur.

 Türkiye, etnik veya mezhepsel sıkıntılarını demokratik bir anayasa içinde çözmediği takdirde, yakın gelecekte yaşayacağı sıkıntılar artarak devam edecektir.

 Tüm cemaatlere, kimliklere devlet baskısından uzak bir yaşam imkanı sağlayacak bir anayasanın bu Meclis’ten çıkma ihtimali çok yüksek görünmüyor. Olası bir erken seçimin de bu tabloyu kökten değiştirmesi ihtimal dahilinde değil.

Kimlik sorunları tartışması giderek artan, çevresi din savaşları nedeniyle cehenneme dönen bir Türkiye’nin böyle bir tabloda enerjisini bölge liderliğine harcaması mümkün olmayacaktır. Türkiye’nin daha da içine kapanacağı bir dönem var önümüzde.